Sosyal Fobi
Yazar Emre Tan • Psikiyatrist • 15 Haziran 2016 • Yorumlar:
Bu rahatsızlığa sahip kişiler kendilerini temelde eksik ve yetersiz hissederler. Daha da sıkıntı veren kısmı ise, kendilerindeki bu yetersizliğin diğer insanlar tarafından fark edildiklerine inanmalarıdır. Bu sebeple sosyal ortama girmekten çekinirler veya bu ortamlarda kendilerini gizlemeye çalışırlar. Performans esnasında kalp çarpıntısı, kızarma, terleme, dil sürçmeleri, ses kısılması, dikkat dağılmaları gibi yoğun kaygı-endişe belirtileri sıkça görülür.
Özellikle mevki olarak kendilerinden daha üst olarak gördükleri patron, müdür, amir gibi kişilerle bir arada olduklarında, duygusal ilişki ihtimali olduğunda veya kendi görüş, düşünce ve isteklerini belirtme durumlarında kaygı ve heyecanları daha da artar. Yaptıkları performansın, sunumun, etkinliğin veya konuşmanın yeterice etkileyici olmadığı düşüncesi hâkimdir. Bu fikirden yola çıkarak hiçbir özelliklerinin, becerilerinin ve başarılarının olmadığı fikrine kapılabilirler. Veya yaptıkları küçük bir hatayı genelleştirerek “zaten ben hiç bir şey yapamam ki” inancı geliştirirken, başardıkları eylemleri ise “ bunu herkes yapar, şans eseri yaptım” gibi düşüncelerle değersizleştirebilirler.
Sosyal ortamlarda kaçınma, yalnızlığa ve mutsuzluğa dolayısıyla depresyon gibi diğer psikiyatrik hastalıklara da zemin hazırlar. Bu durumu bir rahatsızlık olarak görmeyip, kişisel yetersizlik olarak algılamaları, doktora gitmekten ve kendini anlatmaktan çekinmeleri tedaviyi geciktirir.
Öz güvenlerinin azalması ve hatalı kendilik algıları bir süre sonra gerçekten performans başarılarını azaltabilir, içe kapanma, mutsuzluğa sebebiyet verebilir. Sosyal ve iş hayatında yaşayacağı sorunlar maddi ve manevi kayıplara neden olabilir.
Sosyal fobi rahatsızlığı olan birey, bu durumun bir tek kendine özgü olduğunu düşünse de genel toplumda yaygınlığı hiçte az değildir. Her 100 kişiden 3 veya 4’ ünde bu rahatsızlık mevcuttur. Psikiyatrik olarak tedavide bazı ilaçlar ve asıl olarak psikoterapiler kullanılır. Kendilik algılarına yönelik yanlış inançlar, diğer insanlarla aralarındaki etkileşim ve iletişim modelleri ele alınmalıdır.