Sosyal Medya Kullanımının Ergenler Üzerindeki Etkileri
Yazar Damla Kankaya • 20 Ocak 2024 • Yorumlar:
Ergenlik dönemi hem fiziksel hem psikolojik hem de sosyal olarak değişimlerin yaşandığı bir süreçtir. Bireyler bu süreçte ailesinden biraz uzaklaşarak sosyal çevresi ile vakit geçirmeye daha eğilimli olurlar ve kendilerini bu çevreye kanıtlama cabasına girerler. Bu cabayla birlikte yasadıkları duygusal değişimler duygusal sorunları da beraberinde getirmektedir. Türkiye Psikiyatri Derneği, psikososyal geçiş dönemindeki bireylerin tanımını “Çocukluktan çıkıp yetişkinliğe gidilen yolda uzunca kalınan bir ara istasyondur” seklinde yapmıştır.
Ergenlik, gelişimin ve değişimin en çarpıcı olduğu yılları oluşturur. Ergen birey bu süreçte kendini sosyal medya da rahat ifade edeceğini düşünerek sosyal medyayı aktif kullanmaya baslar. Günümüzde sosyal medya artık her bireyin ilgi alanı hatta is hayati olacak şekilde büyük ölçü de yer kaplamaktadır. Özellikle yeni nesil çocuk ve ergenler teknolojik bir cağa doğmalarıyla beraberinde sosyal medya kullanmaya daha eğilimli haldelerdir. Ancak sosyal medyanın bu kadar aktif kullanılması ergen bireyin karakter gelişim surecinden bağlanma stillerine ya da bedensel görünüşüne gerektiğinden çok dikkat etmesi psikolojik olarak bireye olumsuz etkide de bulunabilir.
Sosyal medyada vakit geçiren bireyler, bağımlılığa yol açan tüketim davranışlarında bulunmaktadırlar. Sosyal medya tüketim davranışlarının getirdiği sonuçlardan bazıları; obsesif kompulsif bozukluk (OKB), bilinç farkındalığında azalma, depresyon ve gelişme kaçırma korkusudur Karadağ, A., Akçınar, B., 2019.). Sosyal medya ile erken yasta ilgilenmeye başlan bireylerde hiperaktivite, dikkat eksikliği ve sosyal fobi görülme oranı geç ilgilenmeye başlayanlara göre daha yüksektir. Sosyal medya bağımlılığı da diğer bağımlılıklar gibi ergenin sosyal hayatını olumsuz etkiler ve günlük isleri işlevsizleştirirken, akademik basariyi da düşürür. Sosyal medyayı bağımlılık derecesinde kullanan ergen bireylerin, sürekli başkalarının beğenisini istemesi ‘mutluluk’ kavramıyla ters düşmektedir.
Sosyal medyanın en yıkılmaz kalesi olan ‘’Instagram’’, özellikle ergenlerin vazgeçilmezi bir platform olmuştur. Instagramdaki beğenilme isteği ve filtrelerle gelen mükemmellik dürtüsü ergen bireylerin psikolojilerini oldukça olumsuz şekilde etkilemektedir. Ebeveynler ergen çocuklarına saygı ve koşulsuz sevgi gösterip, bağımsız hareket etmelerine izin verirken aynı zamanda, denetlenebilir seviyede sosyal medya kullanımına izin vermeleri uygun görülür.
Ebeveynler ergen çocuklarının sosyal medyayı kullanma suresine kati bir şekilde tepki gösterip yasaklar koyarlarsa bu durum ergen bireyde ters tepip onları sosyal medyaya düşkün hale getirerek bağımlılık seviyesine itebilir. Sonuç olarak sosyal medya bağımlılığının önüne geçilebilmesi için ergen bireyin küçük yastan itibaren kendisini daha iyi ifade edebilecek etkinliklere yönlendirilmesi ve sosyal medyayı kısıtlamak yerine sağlıklı kullanmaya yöneltilmesi ergen bireyin sonraki yaşantısı için hayatını daha olumlu şekilde etkileyeceğinin göstergesidir.
Uzm. Klinik Psikolog Damla KANKAYA SÜNTEROĞLU