Sosyal Medyanın Psikolojik Etkileri
Yazar Banu Kılıç • 8 Ocak 2019 • Yorumlar:
Sosyal medya hepimizin hayatında önemli derecede yer kaplamaktadır. İnternetin gelişmesi ile birlikte ortaya çıkan sosyal ağlar hayatımızın bir parçası haline gelmiştir. Yapılan araştırmalar sonucunda dünya nüfusunun yaklaşık % 67’sinin sosyal ağlardan herhangi birini kullandığı görülmüştür. Bu sosyal ağları ne kadar doğru bir şekilde ve bilinçli kullandığımız çok önemlidir. Genel olarak bakıldığı zaman teknolojinin sunduğu imkanlardan yararlanmak iyidir. Fakat iyi olmasına rağmen teknolojiyi nerede, nasıl ve hangi amaçla kullandığımız da önemlidir.
Günlük hayatımızda sosyal ağların bilinçsizce kullanılması işin içinden çıkılmaz bir hal almış durumdadır ve bu durum insanın psikolojik sağlığını ciddi derecede etkilemektedir. Sosyal medya bağımlılığı iletişimi azaltıp yalnızlığı arttırmaktadır. ‘’Ne kadar çok kişi takip ediyorsa o kadar iyiyim’’ duygusu beslenip narsisizme yol açabilmektedir. Sosyal medyaya ulaşamadığı zaman depresyona giren insanlar olabilmektedir. Başkalarıyla yüz yüze konuşarak söylenemeyen herşey sosyal ağlar sayesinde rahatlıkla söylenebilmektedir. Bu da tehlikeleri arttırmaktadır. İnternet aracılığıyla yapılan tanışmalar sonucunda cinayet, tecavüz vb. haberler olabilmektedir.
Sosyal medyanın yararları da vardır. Eğer bağımlı hale gelinmezse; arkadaşlık bağlarını sürdürmek ve haberleşmek amacıyla kullanmak, kurumsal, tanıtım veya reklam için, yardım çağrıları ve sorunlarını sosyal medyadan izlemek, intihar eğilimlerini tespit etmek ve anında müdahale için kullanmak yararlıdır.
Sosyal medyanın cazip özellikleri sayesinde herkes sosyal medyayı hayatına dahil etmektedir. Fakat tehlike, sosyal medyanın bir haber kaynağı olmaktan çıkıp, buraya sunulacak malzemenin yaratılması kaygısına düşüldüğü zaman ortaya çıkmaktadır. Kişilerin kendi mahremiyetlerini koruyabilmeleri için gerçeklik ile sanal dünya arasındaki sınırların iyi çizilmesi gereklidir. Yoksa bu kadar iyi veya kötü uyarıcıya maruz kalmak, benlik algısını gerçek dışı tasarımlarla doldurabilir. Bunun sonucu olarak da birey, sürekli yeterliliklerini ve yetersizliklerini sorgular ve bir kimlik bunalımı içerisine girebilir. Ayrıca sosyal medyada geçirilen zamanın yaşamın çoğunluğunu kaplamıyor olmasına ve bu sosyal medya alışkanlığının bağımlılığa dönüşmemesine dikkat edilmelidir.