Sosyalleşmeyi Öğrenmek ve Temas Kurmak
Yazar Kübra Dinçtürk • Psikolog • 5 Kasım 2020 • Yorumlar:
Çocuğun gelişimi boyunca anne ve babanın etkisinin giderek azalıp yerine arkadaş ve toplum etkisi gelmektedir. Çocuk toplumsal hayatta yer almak için ebeveyniyle arasına mesafe koymaktadır. Okul çağında olan bir çocuk kendisini çevreye alıştırmaya ve çevreyle bütünleşmeye hazırlar. Mantıksal düşüncenin gelişmesi sayesinde çocuk çok daha farklı ve olumlu olarak yargılamaya sahip olur. Davranışlarını ve sözlerini aşamalı olarak toplumsal gerçeklik yönlendirmeye başlar. Kişinin benlik gelişiminin hatları oluşmaya başlarken daha düzenli ve kesindir. Dürtülerini daha iyi kontrol edebilmeyi öğrenmeye başlayan birey, bir gruba daha iyi uyum sağlayabileceği konusunda kendisine olan özgüveni artmaktadır. Ötekiler, özellikle de aynı yaş grubu,cinsiyetten olanlar tarafından sevilme, sayılma ve kabul edilme arzusu. Ötekileri ve çocuğun sevdiği ve değer verdiklerini taklit etme isteği. Sevip, saygı duyduğu kişileri taklit etme isteği ve ötekilerin yadsımasından kaçınmak. Çocuk başarılarını diğerlerinin başarılarıyla karşılaştırma eğilimi içerisindedir. Becerilerini ve güçlerini ve yaşadığı zorluklarla sınırlarını değerlendirir. Çocuk, yedi sekiz yaşında becerilerini değerlendirmede sosyal karşılaştırmayı yapabilmektedir. Kişinin benlik saygısını besleyen durum ise, kişinin kendi yeterliliklerinin farkında olması ve baş edebileceği zorlukları tanıyabilmesidir. Birey, çocukluk döneminde kendisini toplumdaki diğer kişilere zorla benimsetmemeyi kavramaya başlar ki bu durumda sağlıklı benliğin gelişmeye başlamasıyla mümkündür. Kişinin çocukluk döneminde bir arkadaşıyla sosyal temas kurma isteğiyle, yetişkin birisinin bunu karşı tarafa nasıl uygun olduğu ve uygunluk yollarının nasıl benimsendiği konusunda yardımcı olmaktadır. Bu sosyal destek çocuğu olumlu açıdan etkiler.
İnsanın ihtiyaçlar basamaklarında yer alan kabul görme,sevme ve sevilme ihtiyacı vardır.
Başkalarıyla birlikte yaşama, başkaları tarafından kabul görme, arkadaşlık, sevme ve sevilme gibi sosyal ihtiyaçlar insanlar için önemlidir. Fizyolojik ve sosyal ihtiyaçlarının giderilmesi kişinin diğer ihtiyaçları için bir kaynak oluşturmaktadır. Eğer insanlar sosyal ihtiyaçlarını gideremezlerse, aidiyet duygusundan yoksun, yalnız ve terkedilmiş hissedeceklerdir. Aile kurma ve etrafındaki kişilerle duygu alışverişinde bulunma gibi davranışlar insanların sosyal ihtiyaçlarından kaynaklanmaktadır. ayrıcalıklı ve başarı olma hissi. Bu, biraz ego tarafımızla ilgili... Toplumdaki yerimizin ve değerimizin diğerlerince görüldüğü, fark edildiği, önemsendiği hissi... En nihayetinde birçok insan, saygı görmek ister. Kimse insanlar kendisine olumsuz davransın istemez. Bağımsızlık duygumuz, kendimize güvenmemiz ve özgürlük arayışımız da buradan gelir. Bir önceki seviye ve bu seviye, bir araya gelerek psikolojik ihtiyaçlarımızı oluşturur. Bu ihtiyaç çift yönlü bir ihtiyaçtır. Yani, birey hem kendisine güven ve saygı duymak isterken hem de başkaları tarafından böyle görülmek ister.