Sporcu Ebeveyni ve Stres
Yazar Elif Nur Yazıcı • Psikolog • 3 Mayıs 2021 • Yorumlar:
Çocukları organize spor yaşamına katılmış ebeveynler bir çok açıdan stres yaşayabilmektedir. Ebeveynler günlük olarak çocukları ile ilgili stresörlerle karşılaşmaktadır (çocuğu okula hazırlamak, çocuğun okul dışı zamanını ve aktivitelerini organize etmek, ödevlerini tamamlamasını sağlamak, disiplini sürdürmek gibi). Bu gibi stresörler ebeveynin davranışlarını ve dolayısıyla ebeveyn-çocuk ilişkisini etkilemektedir (Knight, Holt & Tammien, 2009).
Ekonomik stresörler yine oldukça önemlidir ve ebeveyninin çocuğa yönelik davranışlarını etkileyebilmektedir. Örneğin; ekonomik olarak zorluk çeken ebeveynler çocuklarına karşı daha kontrolcü veya daha ilgisiz davranabilmektedir. Öte yandan zaman kısıtlılığı da ebeveynler için bir stres faktörü olabilmektedir. Hem ebeveynlik hem sosyal yaşam hem de iş yaşamı sorumlulukları olan ebeveynler tüm bu görev ve beklentiler karşısında kendini sıkışmış ve yetersiz hissedebilmektedir. Bununla birlikte ebeveynler yorgun, suçlu veya kızgın da hissedebilmektedirler (Dorsch, Smith & McDonough, 2014).
Yakın zamanda gerçekleştirilen bir araştırmada, İngiltere’deki junior tenis oyuncularının ebeveyni olan 123 kişi ile, çocukları spora katılan ebeveynlerin yaşadığı stresi araştırmak üzere anket çalışması gerçekleştirilmiştir (Harwood & Knight, 2009). Ebeveynler yedi çeşit stresör belirtmiştir; rekabetçi maç ve turnuvalara katılmak, koçların davranışları ve sorumlulukları, maddi endişeler, zaman kısıtlılığı, kardeş kıskançlığı ve ilgide eşitlik sağlamak, tenis organizasyonlarındaki eşitsizlikler ve tenis eğitimi ve gelecekteki tenis kariyeri ile ilgili gelişimsel endişeler. Diğer bir deyişle rekabetçi stresörler, organizasyonel stresörler ve gelişimsel stresörler olarak üçe ayırabiliriz. Çalışma ebeveynlerin çocuklarının spor esnasında yaşadıkları stresten etkilendiğini göstermektedir.
Kirk ve arkadaşları (1997) Avusturalya’lı ebeveynler ile anket çalışması gerçekleştirmiş ve çocuklarının spora katılımının ekonomik masraflarını ve sonuçlarını değerlendirmiştir. Ebeveynler bu masraflara bir yatırım olarak bakmakta ve eğer çocukları başarılı olursa geri kazanacaklarını düşünmektedir çünkü spordaki başarı üniversitede bursa karşılık gelmektedir. Ebeveynlerin çocuklarına sporda başarılı olma konusunda yaptığı baskının sebebi bu başarıyı yaptıkları maddi ve duygusal yatırımın karşılığı olarak görmeleridir. Yakın zamanlı bir çalışmada ailenin spor için gerçekleştirdiği finansal yatırım ile gencin algıladığı ebeveyn baskısı, spordan keyif alması ve spora bağlılığı arasındaki ilişki değerlendirilmiştir (Dunn, Dorsch, King & Rothlisberger, 2016). Amerika’da gerçekleştirilen çalışmaya 163 ebeveyn-çocuk ikilisi katılmıştır. Katılımcı çocuklar çeşitli sporlara aktif olarak katılmaya devam etmektedir; Amerikan futbolu, beysbol, futbol, voleybol, güreş, tenis, yüzme, güreş ve jimnastik. Sonuçlar ailenin finansal yatırımının çocuğun spora bağlılığını algılanan ebeveyn baskısı ve spordan alınan keyfi mediate ederek tahmin ettiğini göstermektedir. Diğer bir deyişle, çocuğun spora katılımına daha fazla yatırım yapan aileler daha yüksek seviyede ebeveyn baskısı sergilemektedir. Bu durum çocuğun spordan daha az keyif almasına ve spora devam etmek için daha az bağlılık hissetmesine yol açmaktadır.
Spor ile Sosyalleşme
Gençlerin spora katılımı giderek artmaktadır ve beraberinde ebeveynlerin de gençlerin organize spor hayatlarına aktif katılımları sağlanmaktadır. Bu noktada ebeveynin spor ile sosyalleşmesi kavramı oluşmaktadır. Bu sosyalleşme süreci de ebeveynde bilişsel, duygusal ve ilişkisel bir takım değişimlere yol açmaktadır. Ebeveynler çocuklarının spora katılımı ile birlikte kişisel olarak kimi davranışsal değişimler gösterebilirler. Örneğin; spor olaylarına daha fazla katılma, televizyonda daha fazla spor izleme gibi. Aynı zamanda, bir diğer değişim bilişsel alanda gerçekleşebilmektedir. Ebeveynler spora daha fazla ilgi duymaya başlar, spor dalıyla ilgili kuralları daha iyi anlamaya ve stratejileri fark etmeye başlar. Duygusal değişimler ise pozitif (gurur duyma, keyif alma, eğlenme gibi ) veya negatif (stres, kaygı, hayal kırıklığı gibi) gözlenebilir. Sonuç olarak çocuğun ya da gencin spor yaşamına katılan ebeveynlerin aynı zamanda kendi kişisel düzlemlerinde de değişim ve gelişmeler olduğu görülmektedir.
Dorsch ve arkadaşları (2014) çocukları ilk kez spora katılım sağlamış ebeveynlerin bu süreçte deneyimledikleri spor ile sosyalleşme sürecini ve bu sürecin aile ilişkilerini ve ebeveynlik pratiklerini nasıl şekillendirdiğini incelemiştir. Bu çalışmada dört aile on beş ay boyunca izlenmiştir. Çalışma boyunca ebeveyni çocuk ve koçlarla gerçekleştirilen yarı-yapılandırılmış görüşmeler, ebeveyn günlükleri ve birebir gözlemleri değerlendirilmiştir. Çalışmanın sonuçları gencin spora katılımının aile içi etkileşim açısından yeni olanaklar sağladığı ve ailenin iletişimini şekillendirdiği bulunmuştur. Bu değişiklikler ile birlikte, ebeveynler hem davranışsal hem de duygusal açıdan gencin spor yaşantısına daha fazla dahil olmuş ve sporu çocuklarına hayat derslerini öğretmek için bir vasıta olarak kullanmaya başlamıştır. Bu tekrarlayan sosyal etkileşim aracılığıyla ebeveynler organize spor ortamı çerçevesinde ortaya çıkan yeni rollerini benimsemeye ve ebeveyn olarak kendi gelişimlerini sürdürmeyi sağlamıştır.
Ebeveynin sporcunun yetenek gelişimi sürecinde rolü değişmektedir. Gencin spora katılımında üç aşamadan geçtiği düşünülmektedir; seçme, özelleşme ve yatırım aşamaları. İlk aşamada, çocuk çeşitli sportif aktivitelere katılır ve eğlenmek en önemli amaçtır. Bu aşamada ebeveynin rolü çocuğun gelişimini desteklemek, ailenin zamanın spora yönlendirmek, ulaşım konusunda ve diğer ihtiyaçların temini konusunda çocuğa yardımcı olmaktır. İkinci aşamada çocuk özellikle bir spor alanında özelleşmeye başlar ve bu spora özel pratikleri tekrarlayarak becerilerini geliştirir. Bu aşamada ebeveynin rolü daha fazla finansal ve zamansal imkan sunmak ve çocuğa düzenli olarak duygusal moral desteği sunmaktır. Üçüncü aşamada ise çocuğun amacı seçtiği sporda bir elit seviyeye ulaşmaktır. Bu aşamada ebeveyn önemli bir duygusal kaynak olarak kalmaya devam etmektedir. Ancak ebeveynin çocuğun spor kariyerine direk etkisi azalmıştır, yüksek eğitimli koçlar bu noktada çocuğa ebeveynin verebileceğinden daha fazla katkı sağlamaktadır