Sporcularda Kafein Kullanımı
Yazar Gökhan Çelik • Diyetisyen • 22 Kasım 2019 • Yorumlar:
Kafein 1,3,7 pozisyonunda metil grubu taşıyan pürin (CSN4H4) türevi bitkisel alkaloiddir. Teobromin kakao bitkisinin tohumlarında fazlaca, teofilin ise çay yapraklarında az oranda bulunur.
Kafein ilk kez 1820’de Ferdinand Runge tarafından saf olarak izole edilmiştir. Kafein 1861 de Strecker tarafından teobrominin metilasyonu ile sentetik olarak üretilmiştir.
Kafeinin başlıca doğal kaynakları kaynakları kahve, çay ile gurana, yoco ve mate gibi Güney Amerika'da yetişen tropik bitkiler, kola ve kakao bitkileridir. Kakao’da teobromin çok bulunur, kafein az oranda bulunur. Kafein kolalı içeceklerin hazırlanmasında ve eczacılıkta merkezi sinir sistemini stimüle edici ilaçların üretilmesinde kullanılır.
Kafein tüketiminin birden fazla nedeni vardır. Bunlardan en yaygını ve bilinenleri, kafeinin uyarıcı özelliğinden kaynaklanan, uyanık kalma, fiziksel durgunluğu azaltarak performansı ve dikkati arttırma gibi önemli sebeplerdir. Son yıllarda kafeine yönelik yapılan araştırmalarda, bu maddenin santral sinir sisteminin yanı sıra, kalp ve dolaşım sistemi, solunum sistemi ve endokrin sisteme yönelik birçok etkileri araştırılmıştır. Kafeinin özellikle sinir sistemi üzerine olan uyarıcı etkisi ile sporcuların daha uyanık ve zinde oldukları; kardiyovasküler sistem üzerine olan etkiler ile de kalp atışlarını arttırdığı ve kan damarlarını genişlettiği vazodilatasyon) bilinmektedir. Böylelikle hücrelere daha hızlı kan akımın sağlanacağı ve daha hızlı enerji üretileceği öngörülmüştür. Bu nedenle kafein, bir süre Dünya Doping Federasyonu (WADA) tarafından, yasaklı maddeler listesinin uyarıcılar kısmında kendine yer bulmuş, ancak günümüzde doping listesinden çıkarılmıştır.
Kafein en çok çalışılan ve araştırılan ergojenik desteklerdendir. Kafein; koşma, bisiklete binme, kürek çekme, yüzme vb. fiziksel aktivitelerde hem fiziksel hem bilişsel performansı arttırmak için kullanılır. Sayısız veri performans, fiziksel ve teknik gelişme için kafeini önerir. Örneğin kafein sprint ve zıplama gibi hareketlerde performansı arttırır. Ergojenik etkilerini göstermesi için genellikle 2-6 mg/kg alınması önerilir. Plazma kafein seviyesi kafeinli içecekler, kapsüller veya jeller (sporcuya bağlı olarak değişiklik gösterir) tüketildikten yaklaşık 40-60 dakika (dk) sonra yükselir. Bu sebeple futbolcular maç başlamadan, ısınma sırasında kafeini tüketmeleri yararlıdır.
Kafein, süreye karşı yarışılan sporlarda ve takım sporları gibi uzun bir süre boyunca aralıklı yüksek yoğunluklu egzersizler gibi dayanıklılık egzersizlerinde performansı geliştirebilen merkezi sinir sistemi uyarıcı özelliklere sahiptir. Kafein yorgunluk algısını geciktirir, yağ oksidasyonunu artırır ve glikojenin parçalanmasını azaltır
Antrenmanlı koşucularla yapılan bir araştırmada, müsabaka düzeyindeki bir egzersiz öncesi verilen yüksek doz kafeinin (9 mg/kg), ilginç bir şekilde dayanıklılık süresini %44 ve tur zamanını %55 oranında arttırdığı gözlenmiştir. Kafeinin bunu nasıl gerçekleştirdiği açık değildir, ama muhtemelen kafeinin plazma ve serbest yağ asitlerinin düzeyini ve kas gliserit kullanımını fazlalaştırdığı bu sırada egzersizin başında kas glikojeninden tasarruf edilen metabolik bir olay ortaya çıkmaktadır. Ayrıca plazma epinefrin düzeyinde, çoğunlukla bir artış olmaktadır, ancak bu artış kafeinin geliştirici etkisi ile alakalı değildir.
Kafeinin yüksek doz alımında baş ağrısı tremor, sinirlilik diüresiz, kalp ritim bozuklukları, taşikardi gibi sorunlar görülebilir. Daha yüksek dozlarda kullanımda ise uykusuzlu, titreme, sinirlilik, düzensiz kalp atışları ve solunumun artması gibi bulgulara rastlanabilir.