Stres Kaynakları ve Stres ile Başa Çıkma
Yazar Özge Engin • Psikolog • 11 Kasım 2021 • Yorumlar:
Yaşamın içerisinde birçok stres yaratan durum ile karşılaşılmaktadır. Ancak stres yaratan durumlar yalnızca olumsuz yaşam olayları ile sınırlı değildir. Kişinin gereksinimlerini karşılayabilmesi için değişmesini ya da uyum sağlamasını gerektiren olumlu yaşam olayları da strese yol açmaktadır.
Stres kaynaklarını özetle açıklayacak olursak;
Değişme; çoğu kişi yaşamında düzen süreklilik tahmin edilebilirlik olmasını tercih eder. Bu yüzden yaşamında değişikliğe yol açabilecek iyi ya da kötü bir olay strese yol açar.
Gündelik sıkıntılar; Lazarus tarafından ufak tefek can sıkıntıları, sinirlenmeler ve engellemeler olarak tanımlanmıştır. Görece küçük gözüken gündelik sıkıntılar da strese yol açmakta ve zamanla yığılarak tetiklediği stresi de ortaya çıkarmaktadır.
Bu şekilde hem büyük hem küçük çevresel olaylar ve durumlar baskı, engellenme, çatışma ve kaygı duygularına yol açtığı için stres yaratır.
Baskı; davranışın hızını artırma, yoğunlaştırma ya da yönünü değiştirme veya daha yüksek standartta performans gösterme zorunluluğu hissedildiği zaman ortaya çıkar. İçsel baskı, kişinin kendi mükemmellik standartına ulaşmak için kendisini zorladığında ortaya çıkar ve yapıcı ya da yıkıcı olabilir. Ek olarak çevreden görülen beklentilerin gerçekleştirilmeye çalışılması da kişiyi zorlar.
Engellenme; kişinin amacına ulaşmasında önlenme yaşadığında ortaya çıkan duygudur. Kişi, bir konuda bir şekilde engellenme yaşadığında, amacına ulaşmak için başka yollar arayabilir ya da yapabildiği kadarıyla yetinebilir.
Çatışma; aynı anda iki ya da daha fazla uyuşmayan istek, fırsat, gereksinim ya da amaçla karşılaşıldığında ortaya çıkar ve hiçbir zaman tamamen çözülemez. Amaçların bazılarından vazgeçmek, değiştirmek, peşinden gitmeyi ertelemek ya da hepsine ulaşma çabasına girişmemek zorunda kalınabilir. Lewin çatışmayı, birbirine karşıt iki eğilim olan yaklaşma ve kaçınmada açısından tanımlar. Karşılaşılan iki amaç da çekici geldiğinde yaklaşma-yaklaşma çatışması, ikisi de olumlu gelmediğinde kaçınma-kaçınma çatışması, hem çekici hem itici geldiğinde yaklaşma-kaçınma çatışması ortaya çıkar.
Kişinin kendi kendine yarattığı stres; kişinin “her zaman her koşulda mükemmel olmalıyım” düşüncesi ile hareket etmesi, “her şey istediğim gibi olmazsa felaket olur” ya da “yaptıklarımdan dolayı herkes beni sevmeli ve takdir etmeli” gibi düşüncelere olan inançlar olarak örneklendirilebilir.
Stres ile Başa Çıkma
Stres yaratabilecek türde olayları algılama ve onlara tepki göstermedeki bireysel ayrılıklar stres ile başa çıkmada farklılıklar görülmesinde etkendir. Yaşanılacak stres oranı içinde bulunulan durumun kısmen nasıl yorumlandığına da bağlıdır. Belirli bir durumun stresli bulunup bulunmayacağını belirleyen birçok etken vardır.
Ayrıca yapılan araştırmalar sonucunda stresi daha iyi karşılayabilen kişilerin ortak özelliği, psikolojik dayanıklılık olarak adlandırılmıştır. Çalışma; strese gösterilen tepkilerin kişilerin kısmen olaylar üzerinde bir miktar kontrolleri olduğuna inanıp inanmamalarına ya da kendilerini çaresiz hissedip hissetmediklerine bağlı olduğuna işaret etmektedir.
Stresin gerektirdiği uyum, doğrudan ve savunucu başa çıkma olarak adlandırılmış iki tür uyum olarak ayrışmıştır. Doğrudan başa çıkma, rahatsız edici bir durumu değiştirmek için yapılan herhangi bir davranışı ifade eder. Savunucu başa çıkma ise insanların kendilerini gerçekten tehdit edilmediklerine ya da elde edemedikleri şeyi gerçekten istemediklerine kendilerini inandırmanın farklı yollarına işaret eder.
İçinde bulunulan tehdit edici, engellenme ya da çatışma durumlarında doğrudan başa çıkmak için yüzleşme, uzlaşma ya da geri çekilme olarak üç temel seçenek bulunmaktadır.
Yüzleşme; stres yaratan durum kabul edilir, sorunla yüz yüze gelinir ve amacı elde etmek için çabalar artırılır. Uzlaşma; çatışma ya da engellenmeyle doğruda başa çıkmada daha gerçekçi bir çözüm ya da amaca karar verilir, istenilenlerin bazılarından vazgeçilebilir veya karşı tarafın istediklerinin bazılarından vazgeçmeleri için çabalanabilir. Geri çekilme ise stres kaynağında diğer başa çıkma yöntemleri işe yaramadığında ortamdan çekilmedir.
Savunucu başa çıkma, stres kaynağının belirlenemediği ya da onlarla doğrudan uğraşılamayan durumlarda başvurulan başa çıkma yöntemidir. Kişiler, savunucu başa çıkma yolu olarak savunma mekanizmalarına başvururlar. Bu sayede dayanılmaz şekilde olan stresle başa çıkılması sağlanır.
Savunucu başa çıkmada kullanılan başlıca savunma mekanizmaları:
En yaygın savunma mekanizması inkar; acı verici veya tehdit edici bir gerçeğin kabul edilmesinin reddedilmesidir. İnkar, bazı durumlarda olumlu bir davranış iken bazı durumlarda olumsuz bir davranıştır.
Bastırma savunma mekanizması, acı veren düşünceleri bilinçten uzaklaştıran bir tür unutmadır. İnkarda başa çıkılamayan durumlar, bastırmada ise kabul edilemeyen düşünceler silinir.
Kişinin bastırılmış düşünce ve duyguları başkasına yüklemesi yansıtma savunma mekanizmasıdır. Kabullenilmeyen duygular başkasına yüklenir, böylece çatışmanın kaynağı kişinin dışına yerleşir.
Özdeşim kurma savunma mekanizmasında, yansıtma savunma mekanizmasının tam tersi görülür. Başkasının özellikleri üstlenilerek o kişinin başarıları onunla aynı biçimde paylaşılır ve kişi kendini yetersiz hissetmenin üstesinden gelir.
Gerileme savunma mekanizması, çocukça davranış ve savunmalara geri dönmektir.
Entelektüelleştirme savunma mekanizmasında kişi, sorunlarını soyut bir düşünce düzeyinde analiz ederek sorunları üzerinde tüm insanların sorunuymuş gibi düşünerek kendini sorunlarla ilgili olan duygularından uzak tutar.
Karşı tepki geliştirme savunma mekanizmasında kişi, bastırılmış inanç ya da duygularının tam tersi olan abartılmış düşünce ve duygularını ifade eder.
Yer değiştirme savunma mekanizması, bastırılmış güdü ve duyguların asıl nesnelerden onların yerini tutabilecek başka nesnelere yöneltilmesidir.
Yüceltme savunma mekanizması, bastırılmış güdü ve duyguların toplumsal açıdan daha kabul edilebilir biçimlere dönüştürülmesidir.
Herhangi bir savunma mekanizması sadece kişinin işlevsel olma yeteneğini engellediği ya da sorun çözmekten çok sorun yarattığı zaman uyumsuz olarak nitelendirilebilir.