Stresin Hayatımızdaki Yeri ve Stresle Başa Çıkmanın Yolları
Yazar Hande Durukan Bektaş • Psikolog • 12 Ocak 2021 • Yorumlar:
Genel anlamda stresi tanımlayacak olursak; kişiye güç gelen, baskı ve engellenme duygusu yaratan, çaresizlik duygusuna sürükleyen, bunaltı ve acı verici yaşam olaylarıdır diyebiliriz. Stres faktörünün günümüzde hemen hemen her koşulda karşı karşıya kalabileceğimiz bir yaşam biçimi haline geldiğini görmekteyiz. Evde, okulda, iş yerinde, sosyal hayatımızda ve daha birçok alanda hayatımızda var olmaktadır. Stresin yaratmış olduğu durumlara genel olarak insanların verdiği iki tip doğal tepki bulunmaktadır. İnsanlar stres verici olaylara ya savaşarak ya da kaçarak tepki vermektedirler. Bu iki tip tepki, kişilerin kendilerine olan temel inançlarından beslenmektedir. Peki bu inançlar neler olmaktadır diye soracak olursak; kişi bir stres faktörüyle karşı karşıya kaldığında bu duruma “başarabilirim, güçlüyüm, çözüm üretebilirim” diye yaklaştığında savaşma tepkisini ortaya koymaktadır. Yani kendine ait temel inancından ötürü mücadeleci bir yaklaşım sergiler. Eğer kişi stres faktörüne karşı “yetersizim, başaramam, çözüm üretemem, zarar görmemek için buradan uzak durmalıyım” diye yaklaşıyorsa klasik kaçma tepkilerini ortaya koymuş olur. İnsanların bu tepkilerden hangisine daha çok yatkın olduğu ise geçmiş yaşantıların izlerinden oluşan kişilik yapıları tarafından belirlenmektedir.
Kontrol altına tutabildiğimiz takdirde hayatımızda motive edici bir role sahip olan stres, çok fazla yaşandığı takdirde fiziksel, ruhsal ve zihinsel olarak sağlığımızı olumsuz yönde etkilemekte olduğu görülmektedir. Stres, vücudun tepki vermek için kendisini hazırlamasını ve harekete geçmesini sağlar yani kişiyi davranış için harekete geçirir. Fakat stres uyaranları arttıkça kişi daha çok stres yaşamaya başlar. Ve bu durum belli bir seviyeden sonra kişiye zarar verir. Düzenli şekilde strese maruz kalmak kişiyi önemli oranda etkilerken kişinin ideal seviyede stres yaşaması üretkenliği arttırmaktadır. Vücudumuzun strese karşı verdiği doğal belirtileri fizyolojik ve duygusal olarak ayıracak olursak fizyolojik belirtiler; baş ağrısı, kas ağrıları, hazımsızlık, yüksek tansiyon, terleme, enerji azalması gibi etmenler olmaktadır. Duygusal belirtiler ise; kaygı, endişe, depresyon, gerginlik, özgüven azalması, öfke patlamaları, güvensizlik, aşırı hassasiyet ile kendini belli etmektedir.
Stresle başa çıkmak için bazı faktörlerin bilinmesi öncelikli olmaktadır. Bu faktörler; yeni koşulları kabul etmek, değişen şartların farkında olmak ve esnek olmaktır. Şartlar herzaman aynı olmamaktadır ve değişen koşulları sabit bir hale getirebilmek de mümkün değildir. Olumsuz durumları kabullenmeyip yakınmak bedenimizi ve zihnimizi yormaktan başka bir işe yaramayacaktır. Tersine stresi ve gerginliği arttıracaktır. Bu sebeple strese karşı alternatif çözüm yolları geliştirilmeye çalışılmalıdır.
Stresi oluşturan nedenlerle nasıl başa çıkacağımızı öğrenirsek, stresin kalıcılığını engellemiş ve başka hastalıklara dönüşmesine fırsat vermemiş oluruz. Öncelikle nelerin sizi strese soktuğunu farketmelisiniz. Çünkü kişi ancak farkında olduğu şeyler için çözüm üretebilir. Bunu farketmek için ise stres yaratan durumları bir kenara yazıp yanına o andaki düşüncelerinizi not etmeniz farkındalığınıza yardımcı olacaktır. Ve daha sonra bu stres yaratıcı düşüncelere alternatif düşünceler üretmemiz gerekir. Örneğin işyerinizde sorumlu olduğunuz bir işi tamamlayamadınız bu durum sizde strese sebep olmakta ve o anki düşünceniz ise “Eminim patronum bu işi tamamlayamadığım için bana çok kızacak” olacak. Bu düşünceye alternatif olabilecek farklı bir düşünce düşünelim şimdi “ Patronuma gerekli açıklamayı yaparsam beni anlayışla karşılayacaktır ve ek süre tanıyacaktır.” Bu tarz alternatif düşünceler stresimizi kontrol altına alabilmemizde oldukça fayda sağlayıcı olacaktır. Diğer bir güçlü başa çıkma yöntemi ise doğru nefes egzersizleri yapmayı öğrenmek olacaktır. Vücudumuzu ve beynimizi rahatlatmanın en kolay yolu doğru nefes egzersizleridir. Kendinize zaman ayırdığınız bir saat diliminde oturduğunuz bir yerde, gözler kapalı yalnızca nefesinize odaklandığınız nefes egzersizleri yapmak vücut fonksiyonlarının daha düzenli olarak işlemesine ve vücudunuzun dinginleşmesine fayda sağlayacaktır. Stresini kontrol altına alabilmeyi başaran insanların genel olarak hayatlarında bir hobileri veya bir tutkuları olduğunu görmekteyiz. Bundan dolayı insanın sevdiği bir tutkusunun olması hem yaşamının kaliteli olmasında hem de stresini azaltıcı bir faktör olmasında önemli bir role sahip olmaktadır.
Zamanı etkili kullanmak stresi azaltan unsurlardan biridir. Eğer yetiştiremeyeceğiniz bir işi belirli bir saat diliminde yetiştireceğinize dair söz verirseniz işe odaklanmaktan ziyade o işi zamanında nasıl yetiştireceğinize odaklanıp stres verici dakikalar geçireceksinizdir. Bu sebeple kendimizi iyi tanıyıp, sınırlarımızın ne olduğunu bilmemiz, hangi işi ne kadar sürede tamamlayacağımızı öngörmemiz ve hayatımızın her anında zamanımızı en doğru şekilde kullanmayı bilmek stresimizin artmasına engel olacaktır.
Doğru beslenme, fizyolojik olarak vücudumuzun sağlığı açısından ne kadar önemliyse stresle başa çıkmak için de o derece önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Fiziksel olarak sağlıklı bünyeye sahip bir kişi, gündelik hayatında başetmeye çalıştığı durumlarda da kendini zinde hissederek daha etkin ve doğru stratejiler belirleyecek ve başedebilme becerisi daha kuvvetli olacaktır. Doğru beslenmenin yanında fiziksel egzersiz yapmak, kişiyi dinç ve güçlü hissettirerek özgüveninin de yerinde olmasını sağlayacaktır.
Geçmişte yaşadığımız durumların nasıl üstesinden geldiğimizi hatırlamak, karşı karşıya kaldığımız benzer zor durumla başa çıkmak için oldukça yararlı olmaktadır. Kişinin geçmiş bilgilere başvurması cesaretinin artmasında ve çözüm üretmesinde kendine güvenli bir yaklaşım sergilemesine yardımcı olacaktır.