Suçlayıcı Düşüncelerimle Nasıl Bağ Kurmalıyım?

Epiktetos bundan yıllar yıllar önce “Bize olanlar nedeniyle değil,

onlar hakkında düşündüklerimiz nedeniyle rahatsız oluruz” der.

Tarihte bir yolculuk yapmak için Alainde Botton’un Statü endişesi kitabına götüreceğim. Ortaçağ döneminde bir batılıyı yolda çevirip toplumun neden çiftçiler, rahipler, asiller olmak üzere üç temel sınıfa ayrıldığını sorarsanız.

Tuhaf bir bakış atarak kesin ve net bir biçimde: Tanrı’nın inayeti böyle derdi. Toplumda sarsılmaz bir inanış vardı. Zayıflık, fakirlik doğanın hatasıydı ve geri kalanı kirletmemesi içinde yok olmalarına izin vermek gerekiyordu.

Bu durum 18 yy ortalarına kadar değişmedi. Ta ki birileri çıkıp babadan oğula miras ilkesi sorgulamaya başlayıncaya kadar. Bir babanın, oğlunun zekasını hesaplamadan bütün işini ona devretmesi ne kadar mantıklıydı?

Napolyon’un da kelimeleriyle ifade edecek olursak, mirasyedi asiller, ulusun baş belalarıdır.

 

Daha sonra eğitimde fırsat eşitliği toplum yönetiminin bir parçası haline geldi. Ulusal İnsan Hakları Bildirgesi, Eşit İş İmkanları kanunu derken meritokrasinin yükselişi başladı. o güne kadar insanları avutan öykülerin altı delindi. Artık İnsanlar yüzyıllar boyunca kaskatı kesilmiş bir hiyerarşi yerine kendi yetenekleri doğrultusunda iş imkanları ede ettiler.

 

Peki soruyorum onları böylesi bir devrim yaratacak adım atmalarına neden olan şey neydi? 

Bir arayış içerisinde olmaları.

Batıda bir döneme kadar sosyal statü su geçirmez bir şekilde Tanrının inayeti olarak boyun eğiliyordu. Ve ona uygun şekilde yaşanıyordu. Zamanı gelince bir rüyadan uyanır gibi uyandılar.

 

İşte bizi de suçlayıcı, rahatsız edici düşüncelerden uyandıracak şey de bu Dürüstçe ve Anlayışla Düşüncelerinizi Gerçekle Tanıştırmak.

 

YA DÜŞÜNCELERİNİZE BAĞLANIYOR YA DA SORGULUYORSUNUZ BAŞKA BİE SEÇENEĞİNİZ YOK!

 

Size az sonra anlatacaklarım 4 tane sorudan oluşacak, bakın soru bir nesne bile değil.

 

Sizin cevaplarınız olmadan düşüncelerinizin hiç bir anlamı yok.

 

  1. Soru: Bu doğru Mu? /Bunun Gerçekliği Nedir?                
 

Bülent Ortaçgil’in “olmalı mı olmamalı”şarkısıyla başlamak istiyorum. Olmalı mı olmamalı mı yoksa hiç değişmemeli mi ama ben değişmezsem ben olamam ki/ görmeli görmemeli mi yoksa hiç bakınmamalı mı amam ben bakınmazsam hiç göremem ki..

Siz istesenizde istemeseniz de yağmurun yağdığını görüyorsunuz. Ve “yağmur yağmamalı.” diyorsunuz. “ yağmur yağmamalı”.” Sadece bir düşünce gerçekte olmalı ya da olmamalı diye bir şey yok. Zihni tahterevalli gibi. Bir taraf yere yapıştığında “Yağmur yağmamalı.” Zihnin kendi düşünceleri arasında sıkışıp kaldığını anlarız. Tam dengede durduğunda ise -yağmur yağıyor.- zihnin gerçeği olduğu gibi kabul ettiğini biliriz

Olmalı ya da Olmamalı kelimeleri zihni bir hikayeye saplar ile getirir.

 

1. Soru: Bunun doğru Olduğunu Kesinlikle Bilebilir Misin?

Ali konusunda anlayışlı davranmalıydım.” Ifadesiyle oynayalım biraz. Gerçekten daha az anlayışlı olduğunu bilebilir misin?Belki de yaşaman gerekeni yaşamış ve yapman gerekeni yapmışsındır. Eğer cevabınız hala %100 evetse 3.soruya geçmeniz uygundur. Ama eğer biraz duraksıyorsanız aşağıdaki soruları kendinize sorabilirsiniz:

 

VE BU DA DEMEK Kİ ……..
 

Size acı veren yazdığınız ifadeden ziyade onları yorumlayan bir düşünce olabilir. Bu soru sayesinde gerçeği nasıl yorumladığınız ortaya çıkacaktır.
 

“Ali konusunda anlayışlı davranmalıydım.” Gerçekten dinlemediniz ve Ali size anlaşılmamış hissediyorum dedi. Bu ifadeyi yorum ekiyle tekrar yazmadı deneyin. 

Ali konusunda daha anlayışlı davranmalıydım ve bu da ……………… anlamına geliyor.

“Belki de ifadeyi ve bu da beni sevmiyor anlamına geliyor.”şeklinde dolduracaksınız. Artık yorumunuzun ne olduğunu anladığınıza göre onu sorgulayabilirsiniz.

 

1. Soru Bu Düşünceye İnandığınızda Nasıl Tepki Veriyorsunuz?

Doğanızda ha,kat gizli ve buna karşı geldiğinizde kendiniz gibi hissetmiyorsunuz. Stres asla huzur kadar doğal gelmez.

Düşününceye inanınca bedeninizde neler oluyor?

Huzursuzluk,korku, paniğe kadar gidebilen rahatsız edici bir hisse kapıldığınızı görebilirisiniz.

 

BU DÜŞÜNCEYİ BIRAKMAK İÇİN BİR NEDEN GÖREBİLİYOR MUSUN? 

Sorgulamalar düşünceyi bırakmakla ilgili değil, fark etmekle ilgili olduğunu anlamak önemli. Eğer düşüncelerinizi bırakmanızı istediğimi düşünüyorsanız: ;İstemiyorum! Sorgulamalar düşüncelerden kurtulmakla alakalı değil, farkındalık ve koşulsuz sevme sayesinde doğru olanı fark etmek. Gerçeği bir kez gördüğünüz mü düşünce sizi bırakıyor; tersi olmuyor.

 

1. Bu Düşünce Olmazsa Kim Olurdunuz?

 

Şimdi bir iki dakika nefes alın ve bu düşünceye inanmayacak olsanız nasıl biri olacağınızla ilgili hayal kurun. Ne görüyorsunuz? 

Bu soru sizi kimliksiz bırakabilir. Hiç bir şeyiniz kalmıyor ve sadece anın gerçeğini yaşıyorsunuz. “Şimdi Ne yapacağım? Hiçbir şeyin anlamı kalmadı.” Ve ben de sorarım “Geçmiş ya da gelecek olmadan nasıl yaşayacağını bilemezsin.” Bu doğru mu?