Takıntılı Aşk

Takıntılı aşk kavramı olarak adlandırılan durum, ilişki bağımlılığı olarak da bilinmektedir. Bu kavram; kişinin gerçek ya da ulaşılmaz olan bir aşkı saplantıya dönüştürüp kendisini sadece bu ilişkiye adaması ve hayatını, kararlarını, diğer ilişki örüntülerini bu bağlamda şekillendirmesiyle birlikte bu saplantılı duyguların kişinin kendisine ve çevresindekilere zarar vererek işlevselliği bozması olarak tanımlanabilmektedir.

Takıntılı bir şekilde aşık olan kişi; mutluluğu yalnızca aşık olduğu kişide bulacağına inanmaktadır. Hayattaki tek tatmin duygusunun bu ilişki ile beslendiği söylenebilmektedir. O kişiyle birlikte olmadığı her anın boş olduğuna, onsuz mutsuzluktan başka yaşayabileceği bir şey olmadığına dair inançları oldukça kuvvetlidir.

Aslında bu kişiler; karşısındaki bireyden ziyade zihinlerinde idealize ettikleri kişiye aşık olurlar. Yani o kişilere yükledikleri anlam duygu yoğunluklarını arttırmakta ve aşk duygusunu bireye yaşatmaktadır.

Bahsettiğimiz bu takıntılık durumu belirli bir sınırın üzerine çıktığında taciz, takip etme, şiddet, cinayet gibi tehlikeli sonuçlara neden olabilmektedir. Bu nedenle bu konu üzerinde durulması gereken oldukça hassas bir durumdur.

Takıntılı aşkın oluşmasındaki en büyük nedenlerden birinin aşık olunan kişi tarafından reddedilmek olduğu düşünülmektedir. Reddedilen birey, reddeden kişi tarafından kabul görebilmek adına sürekli çabalamakta ve fiziksel yakınlığı koruyabilmek için elinden geleni yapmaktadır. Diğer bir neden olarak ise çocuklukta ebeveynlerle olan bağlanma stilimiz devreye girebilmektedir. Ebeveynlerimizle olan ilişkimiz bugün yaşadığımız ilişkilerimizi ve bu ilişkilerde takındığımız tutumları büyük ölçüde etkileyebilmektedir.

Bu örüntü yalnızca aşık olunan kişiyi değil, aşık olan kişiyi de oldukça olumsuz etkileyerek işlevselliği ciddi derecede bozabilmektedir. Kişi hayatını aşık olduğu birey üzerinde şekillendirerek günlük hayatta yapması gereken birçok işte düşük düzeyde performans sergileyebilmektedir. Bu durum da diğer ilişkilerine, benliğine, akademik başarısına ya da çalışma hayatına zarar verebilmektedir.

Takıntılı Aşka Sahip Kişiler Ne Yapmalı?

• Kendinizi ve aşık olduğunuz kişiyi zor durumlara sürükleyen davranışlarınızı tespit ederek listeleyebilirsiniz. Daha sonra yaptığınız listeye göz atarak en kolay değiştirebileceğiniz davranışınızdan başlayarak değişim basamaklarını adım adım çıkabilirsiniz.

• Duygularınıza odaklanarak olumlu duyguların mı yoksa olumsuz duyguların mı baskın olduğunu gözlemleyebilirsiniz. Bunu yapmak farkındalık alanınıza farklı düşüncelerin gelmesini sağlayabilir ve davranışlarınız üzerinde değişiklik yapabilmenize yardımcı olabilir.

• Olayları ve durumları sadece kendi bakış açınızla değerlendirmediğinizden emin olmak size yardımcı olacaktır. Daha gerçekçi düşünmek zihninizdeki zorlayıcı düşünceleri sakinleştirebilmenizde kolaylık sağlayabilir.

• Yoğun duygular içinde yaşarken gerçekçi düşünebilmek oldukça zor bir durum olmaktadır. Ancak yaşadığınız durumlar için “Bir arkadaşım bu durumu yaşasaydı ona neler söylerdim?” düşüncesine odaklandığınızda daha gerçekçi düşünebilirsiniz. Rasyonel düşünmek, olaya bakış açınızı etkileyeceğinden takıntılı düşüncelerinizin azalmasını sağlayabilecektir.

• Kendinize vakit ayırarak hayatınızdaki boşluğu takıntılı olduğunuz aşk yerine kendi ihtiyaçlarınızla doldurabilmeniz mümkün olacaktır. Yeni bir hobi edinmek, arkadaş çevrenizle vakit geçirmek, uzun zamandır ertelediğiniz bir planı hayata geçirmek, yeni yerler keşfetmek gibi aktivitelere yönelebilirsiniz.

• Son olarak; aşık olunan kişiyi sosyal medyada sürekli stalklamak saplantılı duyguları tetikleyebilmektedir. O kişi yakınlarınızda olmasa bile zihninizde onu canlı tutmanıza neden olabilmektedir. Bu tür davranışlara sahipseniz bu durumu azaltmak işinizi kolaylaştıracaktır.

Yaşanılan durum ve duygu yoğunluğunuz zihninizi yoğun bir biçimde meşgul ediyorsa, işlevselliğinizi bozuyorsa, davranışlarınızı kontrol etmekte zorlanıyor ve baş edemediğinizi düşünüyorsanız bir uzman desteği almalısınız.