Tamamlayıcı, Doğal Tedaviler
Yazar Yasemin Soytürk • Fizik Tedavi Uzmanı • 16 Kasım 2019 • Yorumlar:
İnsan beyni başlıca iki büyük bölüm içeriyor. Beynin tam ortasındaki en derin bölgesinde eski beyin bulunuyor. Bu katman ilk kez 19 yüzyılda tarif edilmiştir. Buna limbik beyin ya da duygusal beyin denir. Limbik beynin etrafında daha yeni olan bir katman yani yeni beyin ya da Latince‘de yeni kabuk ya da yeni zarf anlamına gelen neokorteks vardır. Limbik beyin insan beyninin en derin katmanlarını oluşturur. Bu nedenle de beynin içinde bir beyindir. Duygusal beyin ve bilişsel beyin birlikte çalışır. Zihinsel yaşam, sürekli iki beyin arasında denge tutturma çabasından kaynaklanır. Bir yandan akılcı, mantıkçı ve dış dünyaya yönelik bilişsel beyin; diğer yandan da bilinçsiz, daha çok hayatta kalmakla ilgili ve her şeyden önce de bedene bağımlı olan duygusal beyin. Bu iki beyin birbirleriyle epeyce bağlantılıdır ve birbirlerini bütünleyen işlevlerde birbirine muhtaçtır. Her ikisi de yaşam deneyimlerimiz ve davranışlarımıza farklı biçimde katkıda bulunur. Limbik beyin ya da duygusal beyin çok daha hızlıdır ve yaşamımızı güvenlik altına almada daha uyanıktır ve daha iyi tepki verir. Bu nedenledir ki, örneğin ormanın loşluğunda yılanı andıran bir dal parçası, ani bir korku duygusu yaratabilir. Beynin diğer bölümü çözümlemesini tamamlayıp bunun zararsız bir nesne olduğunu bildirene kadar, duygusal beynin hayatta kalma mekanizması, bazen çok kısmi, eksik ve çoğu kez de doğru olmayan verilerle, en iyi yanıt saydığı tepkisel bir harekette bulunur. Limbik beyin, bedenin değişik bölgelerinden durmadan gelen verileri alan bir komut noktasıdır. Bedenin fizyolojik dengesini ayarlayarak, onları uygun bir biçimde yanıtlar. Nefes alma, kalp atışları, nabız, iştah, uyku, libido, hormon salgılanması hatta bağışıklık sistemi onun emirleri ile çalışır. Limbik beyin bu farklı işleyişleri dengeli tutmaktan da sorumludur. Bedenle doğrudan ilişkisi nedeniyle duygusal beyni yani limbik beyni beden yoluydu harekete geçirmek çok daha kolaydır. İlaçlar nöronların çalışmasına doğrudan katılır, ancak kendimiz de kalp atışlarındaki doğal değişkenliği, gündüz ve gecenin ritmine ayak uyduran uyku döngüsü gibi fizyolojik ritimlerimizi harekete geçirebiliriz. Manuel terapi, nöral terapi, akupunktur gibi tamamlayıcı tedavi yöntemleri, beslenme, egzersiz, nefes, yoga beden yoluyla duygusal beyne ya da limbik beyne ulaşmamızı sağlayan araçlardır. Duygusal beyne erişen bu bedensel yollar, kimi zaman sözlü ifade ve düşünceden çok daha güçlüdür. Bilişsel ve duygusal beyin her ikisi, dış dünyadan gelen verileri neredeyse aynı anda alır. Bu andan itibaren düşünce, duygu ve davranışların denetimi ile ya bir iş birliği içine girerler ya da kendi aralarında çekişirler. Bu karşılıklı etkileşimin sonucu bizim hissettiklerimizi, dünya ile ve ötekilerle ilişkilerimizi belirlerler. İki beyin arasında rekabet doğduğunda, aldığı biçim ne olursa olsun, mutsuz oluruz. Bunun tam aksine duygusal ve bilişsel beyin birlikte çalışırsa içsel bir uyum yakalarız.