Teknoloji Çağının Hastalığı: Nomofobi
Yazar Müberra Sabuncu • Psikolog • 22 Mayıs 2020 • Yorumlar:
Telefonum yanımda olmasına rağmen sürekli kontrol ediyorum… Telefonumun çekmemesi ya da kapanması durumunda aşırı öfke ve kaygı duyuyorum… Telefonumu kapatacağım için mecbur kalmadıkça sinema, tiyatro gibi etkinliklerden uzak kalıyorum… Arama ya da mesaj bildiriminin gelmediğini bilmeme rağmen sürekli telefonumu kontrol etmeden duramıyorum…
Bu ifadeler ne kadar da tanıdık geliyor değil mi? Son yıllarda artan teknolojinin gelişmesiyle birlikte cep telefonları vazgeçilmezimiz haline geldi. Hatta bizlerle o kadar bütünleşti ki yanımızda olmadığı zaman kendimizi eksik hisseder duruma geldik. Cep telefonu ile sağlanan iletişimden kopma korkusu nomofobik durumu ortaya çıkarıyor.
Özellikle gençler arasında daha sık karşılaşılan cep telefonundan mahrum kalma korkusu, ülkemizde de oldukça yaygınlaşmıştır.
Cep telefonu ve sosyal medya bağımlılığı da tıpkı diğer bağımlıklardaki mekanizma gibi işliyor. Kişi nasıl ki bağımlı olduğu şeye ulaşamayınca yoksunluk belirtileri yaşıyorsa, gittikçe daha fazlasına ihtiyaç duyuyorsa, nomofobide de aynı etkiler görülür. Modern çağ fobisi olarak nitelendirilebilecek bu korkunun altında yatan ise modern çağın tetiklediği yalnızlık, izolasyon, korku gibi duygulardır.
İnsanlar yalnız, insanlar sevgi yoksunu…
Günümüzde artan teknoloji çağı ile aslında gerçek iletişimde de azalma olmaktadır. Yüz yüze görüşmelerin azaldığı, gerçek kaliteli vakitlerin geçirildiği ortamların eksilere düşmesiyle toplum varlığını teknoloji üzerinden sağamaya çalışıyor.
Düşünsenize, aylardır görüşmediğimiz bir arkadaşımızla ilgili bile birçok fikre sahibiz. Onun ne giydiğini, hangi arkadaşı ile nereye gittiğini, hangi işte çalıştığını, hatta ve hatta duygusal ilişkilerinde bile nasıl olduğunu teknoloji sayesinde haberdarız. İnsanlar zamanla bu durumları normalleştirdikçe yüz yüze, bire bir gerçek görüşmelerde azalmalar olmaktadır.
‘‘Özlem’’ dediğimiz duyguyu sosyal medya üzerinden tatmin etmeye çalıştığımız için insanlar birbirleri için gerçek fedakarlıklardan uzak kalmayı tercih ediyorlar.
Bir diğer temel konu da sevgisizlik. Sevgisini, duygularını ifade edemeyen, gerçek temasın olmadığı, fiziksel etkileşimin olmadığı toplumda gerçek bir sevgiden ve ilgiden de bahsedemiyoruz. Bu da insanları artık yalnızlaştırıyor. Ne yazık ki yalnız kalma sorunumuzun ve sevgi ihtiyacımızın gerçek anlamda farkına varamadığımız için bu durumu normalleştiriyoruz. ‘‘İş yoğunluğumuz var, görüşemiyoruz.’’ O da yoğun, ben de yoğun’’… gibi cümlelerle olaylara mantıklı savunucu cümlelerle yaklaşarak sosyal izolasyonumuzu pekiştirmiş oluyoruz. Böylelikle teknolojiye daha anlam yükleyen, daha bağımlı bireyler haline geliyoruz. Elimizin altında olan telefonumuza elimizle temas ettiği her anımız bizlere heyecan verici geliyor ve birçok kişiyi güvende hissettiriyor.
Çocuk konusunda iyi bir gözlemci, güçlü bir iletişimci olmalıyız!
Çocuklardan büyük insan davranışı beklemeyeceğiz ama onlarla büyük insan gibi konuşacağız… 0-6 yaş grubundaki çocuklarda soyut düşünme ve kavramsal düşünme gelişmemiştir. Bu yüzden olayları sembolize edemez, somut ve soyutu birbiriyle karıştırır, tehditleri normal kabul edebilir veya korkabilirler. Anne ve babanın gözetimi olursa ve aile içi iyi bir iletişim de olursa çocuklarının dilinden yanlışları neden-sonuç ilişkisinde anlatabilir. Eğer iyi bir iletişim yoksa ve özellikle evde ihmal var ise çocuk, böyle bir ortamda neyin doğru, neyin yanlış olduğunu öğrenemez. Bunları öğrenemediği zamanda hayatın içindeki duygular hakkında karar veremez. Duygularını yönetemez. Nerede duracağını bilmeyen problemli kişilikler ortaya çıkar. Sonraları da telefonu, sosyal medyayı, interneti bilinçli olarak kullanamayan çocuklar yetiştiririz.
‘Teknoloji detoksu’ yapın!
Nomofobiden kurtulmak için uygulanabilecek basit yöntemler mevcut. Nomofobi hakkında bilgi edinmek, bu fobiden kurtulmanın ilk yoludur. Bu bağımlılığı kabul etmek ile ilk adımı atmış olursunuz. Sonrasında mutlaka uzman bir hekimden yardım almalısınız. 7
Ayrıca bu adımlar işinizi kolaylaştırabilir:
Telefonu evde bırakmak, bir süre kullanmamak günün ilk saatlerinde zor gelebilir. Ama aslında bunun bir konfor olduğunu da fark ederseniz. Ara sıra ‘teknoloji detoksu’ yapmak iyi bir çözüm olabilir. Böylece insanların duygularını anlayabilir ya da ne hissettiğinizi fark edebilirsiniz. Gökyüzünün nasıl oluğunu gözlemleyin. Bu basit yöntemlerle, bir çiçeğin ya da çimenin rengini fark edersiniz. Teknoloji size değil, siz ona hükmedin ve hiç olmazsa ara sıra hayatınızdan teknolojiyi çıkarın. Nomofobiye yakalanmadan bu yöntemleri uygulayın.
Çocuğunuzu da nomofobiden korumak için benzer yöntemler için bazı kurallar koyabilirsiniz.
- Cep telefonundan bir süre uzak kalın,
- Yatmadan telefonu başucunuza koymak yerine kendinizden daha uzak bir mesafeye koyun,
- Telefonunuzun sesini açarak sürekli kontrol etme takıntınızdan yavaşça kurtulun.
- Yapabiliyorsak şehrin dışından uzak bir yerde telefon çekmeyen yerlerde kalabilir, ruhunuza, bedeninize yatırım yapabilirsiniz.
Unutmayın, telefon bir eğlence ve bir gereklilik gibi görünse de çok daha fazlasını ifade eder. Eğer bilinçli davranıp telefon kullanımına kota koymazsak bu mekanizmanın bir parçası olarak modern zamanların hastalıklarına yakalanmamız an meselesidir.