Teknolojik Bağımlılığın Psikolojik Temelleri
Yazar Damla Kankaya • 31 Ekim 2024 • Yorumlar:
Teknolojinin yaşamlarımız üzerindeki etkisi, son birkaç on yılda dramatik bir şekilde artmıştır. İnternet, akıllı telefonlar, sosyal medya ve dijital oyunlar gibi teknolojiler, günümüz insanlarının yaşamlarının vazgeçilmez parçaları haline gelmiştir. Bununla birlikte, teknolojinin aşırı kullanımı, insanlarda teknoloji bağımlılığı adı verilen yeni bir bağımlılık formunu tetikleyebilmektedir. Teknoloji bağımlılığı, tıpkı madde bağımlılığı gibi nörobiyolojik, bilişsel ve psikososyal mekanizmalarla ilişkilendirilebilir. Bu makalede, teknoloji bağımlılığının arkasında yatan psikolojik temeller derinlemesine incelenecektir.
1. Nörobiyolojik Mekanizmalar
Teknoloji bağımlılığının psikolojik temellerini anlamak için öncelikle beynin ödül sistemine bakmak gerekir. İnsan beyni, ödüllendirici bir deneyim yaşadığında dopamin adı verilen bir nörotransmitter salgılar. Dopamin, haz ve ödül duygusuyla ilişkilidir ve beynin motivasyon merkezlerini uyararak davranışın tekrarlanmasına neden olur. Teknolojik aktiviteler, özellikle sosyal medya, video oyunları ve anlık mesajlaşma uygulamaları, bu ödül sistemini sürekli olarak tetikleyebilir.
• Dopamin Döngüsü: Sosyal medyada beğeni almak, video oyunlarında bir seviyeyi geçmek veya bir mesaj aldığınızda telefonunuzu kontrol etmek, beynin ödül sistemini harekete geçirir. Bu küçük ancak sürekli dopamin salınımları, kullanıcıları daha fazla zaman geçirmeye ve tekrar tekrar teknolojiye yönelmeye teşvik eder.
• Sınırsız Ödül Mekanizması: Teknolojik bağımlılığın bir diğer nörobiyolojik temeli, ödül mekanizmasının sınırsız olmasıdır. Video oyunları veya sosyal medya gibi platformlarda kullanıcılar, her zaman bir sonraki ödülü alabilirler. Bu da bağımlılık döngüsünü pekiştirir. Oyunlardaki rastgele ödüller (loot box gibi), kumarda görülen “belirsiz ödül” prensibine benzer şekilde çalışarak, kullanıcıları devam etmeye teşvik eder.
2. Bilişsel ve Duygusal Faktörler
Beyindeki ödül sistemi bağımlılığı tetiklerken, teknolojik bağımlılığın arkasında yatan diğer önemli unsurlar, bireylerin düşünme biçimleri (bilişsel süreçler) ve duygusal ihtiyaçlarıdır.
2.1 Bilişsel Çarpıtmalar ve Teknoloji Bağımlılığı
• Gerçeklik Algısının Değişmesi: Teknoloji, özellikle sosyal medya ve oyunlar aracılığıyla, bireylerin kendileri ve çevreleri hakkındaki algılarını çarpıtır. Sosyal medyada “mükemmel” hayatların sürekli sergilenmesi, bireylerde yetersizlik, kıyaslama ve değersizlik hislerine neden olabilir. Bu da bireyin sosyal medyada daha fazla zaman geçirerek kendini daha iyi hissetme arayışına girmesine yol açar.
• Kaçış ve Gerçeklikten Uzaklaşma: Teknolojik bağımlılık, bireylerin günlük yaşamlarındaki stres, kaygı veya zorluklardan kaçmak için bir mekanizma olarak da kullanılabilir. Özellikle video oyunları, sanal dünyaya bir kaçış sağlayarak gerçek dünyadaki sorunları geçici olarak unutma imkânı sunar. Ancak bu kaçış davranışı, uzun vadede bağımlılığı besler.
2.2 Duygusal Düzenleme ve Teknoloji
• Sosyal Onay İhtiyacı: İnsanlar sosyal varlıklar olarak, çevrelerinden onay ve takdir alma ihtiyacı duyarlar. Sosyal medya platformları, bu ihtiyacı karşılayacak şekilde tasarlanmıştır. Beğeniler, yorumlar ve takipçi sayıları, bireylerin sosyal onay arayışını sürekli besler. Bu da “daha fazla onay alma” arzusu ile teknolojiyi aşırı kullanmalarına neden olur.
• FOMO (Kaçırma Korkusu): Teknoloji bağımlılığına katkıda bulunan önemli bir psikolojik faktör, FOMO (Fear of Missing Out) yani “bir şeyleri kaçırma korkusu”dur. Sosyal medyada sürekli olarak başkalarının paylaşımlarını görmek, bireylerde kendi hayatlarının eksik olduğu hissine neden olabilir. Bu da sosyal medyada daha fazla zaman geçirerek “her şeyden haberdar olma” ihtiyacını tetikler.
3. Psikososyal Faktörler
Teknoloji bağımlılığının psikolojik temellerini anlayabilmek için bireyin içinde bulunduğu sosyal çevreyi de göz önünde bulundurmak gerekir. Aile, arkadaşlar ve toplum, bireylerin teknoloji kullanımını nasıl şekillendirdiği üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.
3.1 Aile Dinamikleri
• Ebeveyn Rolü: Çocukluk döneminde teknoloji ile tanışan bireyler, genellikle aile ortamındaki teknoloji kullanım alışkanlıklarını benimserler. Ebeveynlerin teknolojiye yönelik tutumları, çocukların teknoloji ile olan ilişkisini doğrudan etkiler. Ebeveynler, çocuklarının teknolojiyi aşırı kullanmasını engelleyemez veya yönlendiremezse, bağımlılık riski artar.
• Ebeveyn İhmali ve Kaçış: Özellikle gençlerde, aile içi çatışmalar, iletişim eksikliği veya ebeveyn ilgisizliği, teknolojik kaçış yollarını artırabilir. Genç bireyler, ailevi sorunlardan kaçmak için sosyal medyada, oyunlarda veya internette daha fazla vakit geçirirler.
3.2 Sosyal Çevre ve Arkadaş Etkisi
• Sosyal Normlar ve Akran Baskısı: Gençlerde, sosyal çevrenin teknoloji kullanım alışkanlıkları büyük bir etkendir. Akran baskısı ve arkadaş grupları içinde popüler olan dijital oyunlar, sosyal medya platformları veya trend uygulamalar, bireylerin bu teknolojilere yönelmesini teşvik eder. Bu sosyal etkileşimler, özellikle genç bireylerin teknolojiyi aşırı kullanmasına yol açabilir.
4. Bağımlılığı Pekiştiren Çevresel Faktörler
Teknoloji bağımlılığını artıran en önemli faktörlerden biri, çevresel uyarıcılardır. Teknolojik cihazlar ve uygulamalar, kullanıcının dikkatini çekmek için çeşitli stratejiler geliştirir.
• Bildirimler ve Anlık Uyarılar: Mobil cihazlar ve uygulamalar, sürekli olarak kullanıcıyı tetikleyen bildirimler ve uyarılar gönderir. Her bir bildirim, kullanıcının dikkatini yeniden çekerek, teknoloji ile etkileşim süresini uzatır. Bu durum, beyni sürekli uyarılara maruz bırakarak bağımlılığı pekiştirir.
• Algoritmaların Etkisi: Sosyal medya ve video platformları gibi dijital uygulamalar, kullanıcıların ilgi alanlarına göre içerik öneren algoritmalar kullanır. Bu algoritmalar, kullanıcının daha fazla vakit geçirmesini sağlamak için sürekli ilgi çekici içerikler sunar. Sonuç olarak, bireyler farkında olmadan teknolojiye daha fazla zaman ayırmaya başlarlar.
Sonuç
Teknolojik bağımlılığın psikolojik temelleri, nörobiyolojik ödül sistemlerinden bilişsel ve duygusal süreçlere, sosyal çevreye kadar geniş bir yelpazede ele alınmalıdır. Teknoloji, modern yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline gelirken, bu bağımlılığın psikolojik mekanizmalarını anlamak, bireylerin sağlıklı teknoloji kullanım alışkanlıkları geliştirmelerine yardımcı olabilir. Teknolojiyi tamamen hayatımızdan çıkarmak yerine, bu mekanizmaları fark ederek daha bilinçli ve dengeli bir teknoloji kullanımı sağlamak, uzun vadede ruhsal ve fiziksel sağlığımızı korumada kritik bir rol oynayacaktır.
Uzman Klinik Psikolog
Damla KANKAYA SÜNTEROĞL