Terapi Sürecinde Çocuk ve Aile
Yazar Kübra Mete • Psikolog • 4 Ekim 2019 • Yorumlar:
Bir aile, çocuğu ile ilgili danışmanlık hizmeti almak istediğinde çoğunlukla spesifik olarak bir konu hakkında yaşadıkları zorluklar üzerine başvururlar. Kimi aileler ise belirgin bir problem yaşamayıp sadece takip amaçlı çocuğu ve kendileri için destek alarak ilerlemek isterler.
Bizler Psikolog olarak öncelikle ailelerin ihtiyaçlarını önemser ardından süreç dahilinde etik çizginin izin verdiği ölçüde hareket etmeye çalışırız. En öncelikli prensibimiz “zarar vermemektir” olarak öğrendiğimiz için aileleri ve kendimizi hem maddi hem manevi olarak korumaya çalışırız.
Peki, yaşanılan zorluklar üzerine danışmanlık talebinde bulunan aileler ve çocukları ile çalışma şeklimden biraz bahsedecek olursak! Özellikle sene başı olması sebebiyle sıklıkla gördüğümüz “ayrılma kaygısı”, “okula alışamama”, “okula gitmek istememe” konularından yola çıkabiliriz. 3-6 yaş grubunda Eylül, Ekim aylarında en fazla karşılaştığımız ve destek alınmak istenen konu okula uyum süreci olur. Ailenin ifade ettiği şey: “Hiçbir şekilde okul fobisi oluşsun istemiyorum, okula uyumunu nasıl sağlayabiliriz?” şeklindedir.
Aile ile ilk görüşmeyi gerçekleştirirken mümkün seviyede detaylı anamnez (yaşam öyküsü) almaya çalışırım. Yaklaşık altmış dakikalık bir süre zarfında bir ailenin öyküsünü, yaşam stillerini, sosyal yapılarını, tutumlarını, aile bağlarını öğrenmeye çalışırım. Yaşanılan zorluklar da tüm bu etmenlerin bir şekilde etkisi olduğunu düşünürüm.
Eğer okulöncesi döneminde yer alan bir çocuğunuz varsa bu süreci bir trenin vagonları olarak düşünebilirsiniz derim. Bu trenin lokomotifi ise çocuğunuz. Eğer siz okul ile ilgili bir problem yaşıyorsanız bu tren vagonlarından sadece birini temsil eder. Ve bu noktada diğer vagonlarla var olan ilişkiye geçmek gerekir. Çocuğun uyku, yemek, tuvalet düzeninden tutun aile bireylerinin davranışlarına kadar uzanan ilişkilere bakılır. Yani bir problem salt bir şekilde problem değildir. Muhakkak ilişkili olduğu sebepler olur. İşte tam da bu noktada ailenin süreci bir bütün olarak nasıl ele alacağı devreye girer.
Çünkü psikologlar, çocuğun hayatında gelişim düzeyine uygun olmayan yaşantıları düzenlemeyi ve bununla ilişkili olarak gelişen problemi aile ile işbirliği yaparak çözmeyi amaçlar. Okul fobisi oluşmasından korkulan bir sürece bütüncül bir çerçevede destek sağlamak isterken, ailelerin bunun gerekliliğine gerçek anlamda inanması gerekir. Bu süreçte işbirliği ve sabır ile hareket edilir.
Özetle; her bir problemin dokunduğu bir diğer etkene dikkat etmek çok değerlidir. Bir problemi sadece bir problem olarak düşünemezsiniz. Çok değerli bir hocam kaygının tedavisi için şöyle ifade etmişti: “Bir insan asansör korkusuyla size danışmaya geldiğinde, tamam sizin asansör korkunuzu tedavi edelim diyemezsiniz. Çünkü kaygı virüs gibidir. Bir yerden tedavi ettiğinizi sanarken diğer noktadan başka bir kaygı olarak ortaya çıkar. O nedenle öncelikle kaygı mantığını kişiye kavratmanız gerekir ve bir nevi problemin köküne inmektir bu.”