Terk Edilme
Yazar Damla Devecioğlu • 22 Ocak 2024 • Yorumlar:
Terk edilme ihitmalinin rahatsızlığı, ilişkilenmenin, kendini açmanın, sevgi vermenin rahatlığını ve mutluluğunu geçtiğinde, terk edilmek göze alınamayacak bir risk olduğunda, “eninde sonunda beni bekleyen şey terk edilme, acı ve yalnızlık” düşüncesi bizi sarmaladığında terk edilme şemasının güçlü olduğunu ve yaşamı yönetmeye başladığını düşünebiliriz.
Bazılarımız terk edilmekten yalnız kalmaktan daha yoğun şekilde korkuyor, bazılarımız için ise bu daha az sıklıkta akla gelen bir şey olabiliyor.
Terk edilme şemasının nasıl güçlendiği her bir kişi için kendi hikayesine özgü olsa da terk edilmekle, ölümle tehdit edilen veya terk edilme ve ölüm yaşayan bir çocuğun yetişkin olduğunda terk edilme şemasının güçlü olabileceğini düşünebiliriz. Çocuklukta büyüklerin hoşuna gitmeyen bir davranış gösterince “Artık senin annen- baban olmam, gider başkasının annesi babası olurum”, “Öleyim de rahat edin”, “ben gidiyorum sen de ister gel ister gelme” gibi cümleler duyan, sevdiği birinden fiziksel veya duygusal anlamda uzaklaşmış bir çocuğun yaşadığı korku ve endişe halinin yetişkinlikte de devam etmesi terk edilme şemasının mantığını özetliyor. Hatırlatmak isterim ki, küçük bir bilgiden yola çıkarak kesin teşhisler koymak gerçeği yansıtmayabilir.
Bu korkuyla baş edebilmek için bazı yollar kullanıyoruz. Bu yollar bizi daha da yalnızlığa iten, var olan ilişkilerimizi zorlayan yollar olabiliyor maalesef. Örneğin ilişkilerde - ilişkiden kastım sadece romantik ilişki değil, her tür ilişki - sevildiğimizden emin olmak için sormak, küçük testler yapmak, işaretleri takip etmek, küsmek veya sonradan üzülmemek için kendimizi açmamak, sevilmeye ihtiyacımız yokmuş gibi davranmak gibi yollara başvuruyoruz. Bu yollar bizi ilişkilerimiz varken dahi yalnız bırakabiliyor, böyle olduğunda da terk edilmenin ve yalnızlığın kaçınılmaz olduğuna iyice inanıyoruz.
Yalnız kalmamayı garantileyecek bir yol, sevdiklerimizi yanımızda tutmak için işe yarar taktikler olmasa da yalnızlıkla ilgili meselemiz üzerine çalıştığımızda, terk edilmeyle ilgili korkular hafiflediğinde daha açık, rahat, güvenli ilişkiler kurmaya yatkın olduğumuz bir gerçek.
İnsan ilişkilerine ihtiyacımız devam etse de yetişkinlikte artık bir bebeğin bakım verenine/anne-babasına olduğu gibi belli bazı kişilerin özenine özellikle ihtiyacımız kalmıyor. Dolayısıyla terk edilmek artık yaşamımızı tehdit eden bir tehlike değil, üzücü bir olay, bir yaşam deneyimi olarak kalıyor.
Terk edilme ve ayrılık korkularının merkezde olmadığı, sıcak, samimi ve güvenilir ilişkiler içinde olmanızı dilerim.