Tip 2 Diyabet Hastaları ve Metabolik Cerrahi
Yazar Mehmet Akgün Tepeli • 8 Ocak 2019 • Yorumlar:
Metabolik sendrom; kilo problemleri, şeker hastalığı, yüksek tansiyon ve kolesterol metabolizması bozuklukları ile seyreden ve son yıllarda tüm dünyayı tehdit eden bir sağlık problemi.
Halk arasında şeker hastalığı olarak nitelenen diyabet son yıllarda tüm dünyada artış göstermektedir. Tip 2 diyabet çok etkenli, heterojen ve dinamik bir hastalıklar yelpazesidir. Sadece hormonal değil, nöral, psikojenik ve çevresel faktörlerin de etkili olduğu bir süreçtir.
Tip 2 diyabet nedir?
Tip 2 diyabet, diyabetin en yaygın şeklidir ve tüm vakaların yaklaşık yüzde 95'ini oluşturmaktadır. Obezite, tip 2 diyabetin birincil nedenidir ve diyabet riskinin dünyadaki endişe verici yükselişi, dünya genelinde obezite ile doğrudan ilişkili artış oranları içerisindedir. Tip 2 diyabet; kardiyovasküler hastalık, felç, körlük, böbrek yetmezliği, nöropati, amputasyonlar, iktidarsızlık, depresyon, bilişsel düşüş ve belirli kanser türlerinden kaynaklanan mortalite riski dahil birçok sağlık sorununa yol açar. Tip 2 diyabetten erken ölüm yüzde 80 oranında artabilir ve yaşam süresi azalabilir.
Metabolik Cerrahi, insülin tedavisine rağmen şekeri düşmeyen ve gittikçe yükselen hastalar için bir seçenektir.
Bazen hastalar ömür boyu diyet ve egzersiz yapmak istemez veya yapamaz. İlaç tedavileri de hastalığın genel gidişatını değiştirmeye yönelik olmayıp, “günü kurtarma” tedavileridir. Uygun hastalarda tip 2 diyabet ve ona bağlı organ ve iş gücü kaybı ile etkili bir mücadele etmek istiyorsak daha radikal, ama bir o kadar da rasyonel tedaviler uygulamamız gündeme gelir. Metabolik Cerrahi, insülin tedavisine rağmen şekeri düşmeyen ve gittikçe yükselen hastalar için bir seçenektir.
Tip 2 Diyabet hastalarının insülin ürettikler ancak bunu metabolizmalarındaki özel durumlarından dolayı kullanamazlar. Sorunun temelinde, tüketilen işlenmiş gıdalar yüzünden besinlerin doğru yer ve zamanda doğru hormonla buluşamaması yatmaktadır. Metabolik cerrahi ameliyatı ile çok genel bir ifadeyle çalışmayan hormonların yeniden çalışması sağlanmaktadır.
Diyabet ameliyatı denince çoğunlukla akla gelen mide bandı (kelepçe), tüp mide ve mide bypass’ı. Fakat Metabolik Cerrahi’nin obezite ameliyatlarından en önemli farkı ince barsakların bypass işlemi ile devre dışı bırakılmaması, bir yer değiştirme (transpozisyon/interpozisyon) işlemi ile hormonal değişimlerden faydalanma prensipleri üzerine kurulmuş bir mekanizma olmasıdır. Bir diğer fark ise Metabolik Cerrahi uygulamalarının ciddi kilo problemi olmayan tip 2 diyabet hastalarında da kilo kaybından bağımsız olarak bu hormonal düzeni değiştirebilme ve bu sayede kan şekeri kontrolü üzerine olan olumlu etkileridir. Bu maksatla klinik pratikte uygulanmakta olan 2 temel metabolik cerrahi uygulaması vardır. Bunlardan ilki İleal Transpozisyon (IT), ikincisi ise Transit Bipartisyon (TB) ameliyatıdır.
Tıp literatüründe ‘ileal interpozisyon’ olarak bilinen ve yurt dışında da uygulanmakta olan yöntem ile ameliyat olan hastaların %95’i, ameliyattan bir yıl sonra hiçbir takviyeye ihtiyaç duymaz. Ameliyat sonrası dönemde dahi, diyabet rutin kontrollerinizi ciddiye almak gerekir. Uzun ve sağlıklı bir yaşam için sağlıklı beslenmek, düzenli olarak spor yapmak önemlidir.