Tourette Sendromu
Yazar Selma Bozkurt • Psikiyatrist • 23 Aralık 2019 • Yorumlar:
Tourette sendromu, genellikle 5-6 yaşlarında başlayan vokal (ses) ve motor (kas) tiklerle karakterize beynin nörokimyasal düzensizliğine bağlı kalıtsal bir psikiyatrik rahatsızlıktır. İlk defa 1825 yılında tanımlanmış ve ismini de 1885 yılında Fransız doktor Gilles de La Tourette’den almıştır. Ergenlikle beraber tikler artış gösterir. Çoğu vakada ergenlik döneminin sonuna doğru tiklerin sayısı ve şiddeti azalmakla beraber genellikle ömür boyu süren kronik bir hastalıktır. Bir kişinin Tourette sendromlu sayılabilmesi için en az iki motor bir vokal tikinin olması ve bu tiklerin 18 yaşından önce başlamış olması gerekmektedir. Toplum genelinde maalesef bunun kalıtsal bir bozukluk olduğu çoğu kişi tarafından bilinmemektedir. Yaşam kalitesini fiziksel olarak düşürebildiği gibi sosyal olarak da tikin zorlukları olabilmektedir. Tiki olan kişilere “senin neden tikin var” “şu tikleri artık yapmasan” “tikin yüzünden çok fazla ses çıkıyor” “tiki olan birinin psikolojisine nasıl güvenebilirim” gibi sorulmaması gereken sorular sorulduğunda, kişiler akranları arasında zorluklar yaşamaktadır. Tiki olan kişiler bu tarz sorulardan rahatsız olur ve karşı taraf ne kadar büyük bir rahatsızlık verdiğini fark etmeyebilir.
Tourette sendromu neden olur? Klinik belirtileri ve tipleri nelerdir?
Tourette sendromu genellikle çocukken başlayan bir tür hastalıktır. Beynin bazal ganglion denilen motor hareketlerin düzenlendiği bölümündeki nörokimyasal bir düzensizlikten kaynaklandığı düşünülmektedir. Tikler motor ya da vokal kasların istemsiz kasılmaları sonucu ortaya çıkan, ani, aralıklı, tekrarlayıcı, ritmik olmayan istemsiz hareketlerdir. Bu hareketlere karşı konulması oldukça zordur. Yaşam kalitesini ve iletişimi oldukça bozabilir.
Motor tikler(kas tik): kafa sallama, kaş-göz oynatma, göz kırpma, boyun çevirme, göz devirme, diş gıcırdatma, omuz oynatma,dilini çıkarma, yüz buruşturma, istemsiz sırt hareketleri ve daha bir sürü istemsiz kas hareketleri şeklinde meydana gelebilir.
Vokal tikler(ses tiki): Boğaz temizleme sesi,belli başlı sesleri tekrar etme, televizyondaki veya bir yerdeki yazan yazıları okuyup tekrar etme (Ekolali: karşısındakinin sözlerini sesli veya kendi kendine sessizce tekrar etme), öksürük sesinden karmaşık sesler çıkarmaya,çeşitli konuşma bozukluklarından koprolaliye (küfür etme) kadar değişkenlik gösterebilir.
Psikolojik Faktörler: Yapılan çalışmalar, tiklerin stres yaratan çeşitli durumlardan sonra açığa çıkabildiğini göstermiştir. Önemli bir durumdan beklenti, sınava hazırlanma,yorgunluk, kaygı, heyecan, sinir ve panik olma durumlarında tiklerin sayısı ve şiddetinde yükselme olur) Ayrıca aile ve çevre tarafından tikler için yapılan cezalandırmalar tiklerde artışa neden olabilir veya bazı motivasyon gerektiren uğraşlarda tikler geçici süreliğine yok olabilir; örneğin spor yapmak, enstruman çalmak, şarkı söylemek. ABD verilerine göre tourette sendromuna sahip bireylerin %75'ine yakını herhangi bir spor veya sanat dalıyla ilgilenmektedir. Genel toplumda görülme oranı 4-5/10.000’ dir. Genellikle erkek çocuklarında daha fazla görülmektedir, erkek/kız oranı 2/1'dir.
Genetik faktörler: Genetik, çevresel etkenlerin, nörobiyolojik ve nörotransmitterlerin birbiriyle etkileşerek bozukluğu oluşturduğu düşünülmektedir. Genetik geçiş özellikle Tourette sendromunda çok yüksektir.
Tourette sendromu ve akraba hastalıklar
Tourette sendromu obsesif kompulsif bozukluk, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi psikiyatrik bozukluklarla akrabalık göstermektedir ve birçok Tourette sendromlu kişide eşzamanlı olarak bu tanılar da bulunabilmektedir.
Tedavi
Tik bozukluklarının tedavisi destekleyici girişimler ve ilaç tedavisi olarak iki şekilde olabilir. Tedavisi yanında psikolojik ve sosyal durumunu içeren bir psikoeğitsel plan yapılmalıdır. İlaç tedavisine yanıt vermekle birlikte bu olgular çocukluk çağında tedavi edilmediğinde erişkinlikte semptomların gerilemesi daha zordur. Çevreye ve aileye bunun bir hastalık olduğu, istemli denetiminin olanaklı olmadığı anlatılmalıdır. Ayrıca yapılacak uyarıların, cezalandırmaların tiklerde artışa neden olacağı da söylenmelidir. Çocuklar için okulla bağlantı kurulması özellikle vokal tikleri olan çocuklarda okul uyumu ve başarısı için çok önemlidir. İlaç tedavisi her zaman gerekmeyebilir. Ancak yaşam kalitesinin bozulduğu, okul, ev, iş ve sosyal yaşamın etkilendiği dönemlerde ilaç tedavisi uygun olur. İlaç tedavisi psikiyatri uzmanı tarafından dikkatlice seçilip, kontrol altında sürdürülmelidir.