Travama Sonrası Stres Bozukluğu
Yazar Hakan Balıbey • Psikolog • 14 Ekim 2017 • Yorumlar:
Tüm dünya ile birlikte ülkemizde de travma ve ilişkili bozukluklar hızla artıyor.
Ülkemiz gerek deprem kuşağında yer alması, gerek bölgesindeki savaş ve göçler, gerekse tırmanışta olan terör ve şiddet ( kadına, çocuklara vb.) olaylarıyla birlikte düşünüldüğünde özellikle ana belirtisi kaygı ve korku olan Travama Sonrası Stres Bozukluğu açısından riskli bir coğrafya üzerindedir.
Travma hayatımızın normal akışını bozan, şok edici, sarsıcı, yoğun stres ve kaygıya yol açan, yaşamımızı sekteye uğratan olaylardır.
Travmatik durumlarda aşırı uyarılma, ani tepkiler verme, olayı hatırlatan durumlardan kaçınma, olayları tekrar tekrar yaşantılama, kabuslar görme, donakalma, tepki verememe, uyuşukluk hali, kontrolü kaybetme hissi, terleme, titreme, olayın belli kısımlarını hatırlayamama gibi belirtiler görülebilir.
Travma güvende olma duygusunu zedeler. Ancak herkesin travmadan etkilenme derecesi ve verdiği tepkiler farklıdır. Bizi çok etkileyen bir olaydan bir başkası hiç etkilenmeyebilir.
Her üç kişiden biri, hayatlarının belli bir evresinde, travmatik bir olaya maruz kalır. Travma Sonrası Stres Bozukluğu olaya maruz kalanların % 10-15’ini etkilemektedir. Bununla birlikte çoğu kişi Travma Sonrası Stres Bozukluğu TSSB yaşasa bile, bu konuda bir yardım almamıştır. Oysaki son derece etkin tedaviler ile rahatlamak mümkündür.
Travmatik anılar normal anılardan farklı olarak istemediğimiz anlarda ve istemediğimiz yoğunlukta ve istemediğimiz duygular ile birlikte gelerek hayatı kabusa çevirirler. Beynimiz travmatik anıyı normal anıya çevirmek için tekrar tekrar uğraşır. Buda yeniden yaşantılama dediğimiz olayı tekrar tekrar ortaya çıkartır. Bu noktada bir uzmanın yardımı şarttır.
Tedavide İlaç tedavileri ve psikoterapi seçenekleri söz konusudur. Farklı tedavi seçenekleri olmakla birlikte travma denince akla ilk gelen en etkin tedavi EMDR dir. EMDR ( Eye movement desensitization and reprocesing) Göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden yapılandırma tedavisidir. Ehil kişilerce uygulandığında son derce etkili ve yüz güldürücüdür. En güzel tarafı hasta hiç fark etmeden, kendi kendine, beyninin her iki lobunun aynı anda uyarılması prensibi ile iyileşir. Terapist bir rehber, yol gösterici ve refakatçidir.