Travma
Yazar Cansu Dülger • 14 Şubat 2023 • Yorumlar:
Travma kelimesi son zamanlarda sıklıkla duyduğunuz kelimelerden olmaya başlamışken, bazen sadece stres düzeyini ifade etmek için kullanılıp bazense günlük hayat akışını bozan, ani, beklenmeyen bir anda gerçekleşen, kaygı ve panik yaratan, bireyin anlamlandırma ve günlük işlevselliğini bozan olaylar, travmatik yaşantılar olarak adlandırılabilmektedir. Çocukken geçirilmiş ağır bir hastalık, doğal afet, taciz gibi ağır veya insan hayatında iz bırakmış herhangi bir olay travma olarak adlandırılabilmektedir.
Birey gerçek bir tehditle karşılaşmış, fiziksel bir zarara maruz kalmış veya buna tanık olmuş ise, bu esnada da korku ve çaresizlik hissetmişse bu durum bireyin travmatik bir olay yaşadığını gösterir.
-
Yaşama karşı tehdit algılama
-
Vücudun bütünlüğüne karşı tehdit algılama
-
Sevdiklerimize karşı tehdit
-
İnanç sistemimize karşı tehdit algılama durumu söz konusu ise bu olay kişi için travmatik bir olaydır.
Travma çok geniş bir tanım içerisinde yer alır ancak, doğal afet, kaza, ameliyatlar ve ölümleri kapsadığı gibi tekrarlayan yani istismar, şiddet uygulanan ilişkiler, ihmal edilmek ve savaşlar gibi olayları da kapsamaktadır. Dikkat edilmesi gereken nokta olayın travma olup olmadığını kararını travmaya maruz kalan bireyin karar vermesidir. Yani bu demek oluyor ki, ölüm veya savaş gibi olaylar bazı bireylerde travma etkisi yaratmayabilir. Psikolojik travma kavramı olayı yaşayan kişinin algılaması ve değerlendirmesi sonucunda tanımlanmaktadır.
Psikolojik travmada EMDR Tekniği (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma)
EMDR, bir psikoterapi yaklaşımıdır. Açılımı, Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme'dir . Adından da anlaşıldığı gibi anı ağları anılar yeniden işlenmekte ve verdiği rahatsızlıklar ortadan kalkabilmektedir.
Doğal afetler, ölümler, kazalar, şiddete maruz kalmak, taciz gibi önemli travmalar olmak üzere çocukluk çağı gibi her yaşta yaşanan olumsuz hayat deneyimleri işlenmemiş anı ağları arasında yer almaktadır.
EMDR, bu tür izole olmuş anıların işlenmesini sağlayan fizyolojik temelli bir terapidir. Beynin zamanında yapamadığı işlemi yapmasını sağlar. Kilitli kalmış anı ile diğer anı ağları arasında ilişki kurulması, öğrenmenin sağlanarak bilginin adaptif bir şekilde depolanması mümkün olmaktadır. Kısacası, o zaman yaşanan kötü deneyimleri şimdi, şuan yeniden yaşamak da denebilir. Danışan artık rahatsız olmaz ve anıyı yeni ve sağlıklı bir bakış açısı ile görebilir.
Bu terapi ekolü ile sadece semptomlar ortadan kalkmayabilir. Yeni bakış açısının kazandırdığı pozitif inançlar ve olumlu duygular kişinin kendisine, ilişkilerine, hayata bakışını da olumlu yönde değiştirip kişisel gelişim sağlayabilmektedir.
Uzman Klinik Psikolog Cansu DÜLGER