Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Yazar Zeynep Görenoğlu • Psikolog • 5 Aralık 2018 • Yorumlar:
Doğal afetlerle beraber insan yapımı afetler de diyebileceğimiz tecavüz, saldırı, savaş, trafik kazası, bir yakının kaybı veya öldürülmesi gibi olaylar insanlarda benzer tepkilere yol açmaktadır. Bunlardan kişinin işlevlerini bozacak kadar şiddetli olanlar ilk bir ay için Akut Stres Bozukluğu, bir aydan sonraki dönem için de Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) olarak adlandırılmaktadır.
TSSB tanısı alan insanların yaşadıkları problemi anlayabilmek için bozukluğun belirtilerinden kısaca söz etmek yerinde olacaktır. Literatürde TSSB’nin klinik özellikleri üç ana grupta toplanmıştır. İlk grup aşırı uyarılmışlık durumuyla ilgilidir ve sürekli kaygı,uykusuzluk, ve konsantrasyon güçlüğü gibi belirtileri kapsar.İkinci grup ise bozukluğa neden olayla ilgili imgelerin sürekli yinelenmesiyle ilgilidir. Birey, olaya ilişkin imgeleri, sesleri ya da kokuları hiç beklenmedik zamanlarda yeniden algıladığını hissedebilir ya da olayla ilgili rüyalar görür. Üçüncü grup ise kaçınma belirtilerini içerir. Olayı anımsatacak yerlerden, konuşmalardan ya da etkinliklerden kaçınma, aktivite ve ilgilerin azalması, duygu kısırlığı ile ilgili belirtiler bu grupta yer alırlar. Depresyon, farklı kaygı bozukluğu türleri ve madde kullanımı gibi problemlerin TSSB’ye eşlik edebileceği de bilinmektedir.
Terörizm gibi insan eliyle istemli olarak yaratılan travmatik olaylar ya da geniş kitleleri etkileyen şiddet eylemleri yarattıkları korku ve güven kaybı gibi nedenler le etkiledikleri toplumlarda önemli ruhsal sorunlara yol açmaktadırlar. Travmatik olayın özellikleri kısa ve uzun dönemde çeşitli psikolojik sorunlara yol açabilmektedir.
Travmayla doğrudan karşılaşanlarda daha fazla olmak üzere, olaydan dolaylı olarak etkilenenlerin önemli bir bölümünde de travmatik stres ve ilişkili sorunlar ortaya çıkmaktadır. Travmatik stres sorunlarının önemli oranda yeti yitimi ve işlev kaybına yol açtığı da bilinmektedir,
KLİNİK
TSSB’nin ortaya çıkmasında travmanın o birey için niteliği, şiddeti, daha önce yaşadığı travmatik olaylar ve travma sonrası içinde yaşadığı koşullar belirleyici faktörler olarak dikkati çekmektedir. Çeşitli sınıflamalarda TSSB semptomları farklı şekillerde ele alınmış olmakla birlikte genel olarak şu başlıklar altında toplanabilir:
1. Artmış uyarılmışlık:
Artmış uyarılmışlık belirtileri, bireyin travmayla karşılaştığı sırada yaşadığı ve onu hayatta tutacak olan yaşantı örneklerinin uzantısı olarak düşünülebilir. Stres karşısında ilk yanıt olan uyarılmışlık hali, TSSB’de artmış uyarılmışlık şeklindekendini göstermektedir. Belki de bu nedenle TSSB’de en yaygın görülen belirtilerdir. Uyku düzensizliği, irritabilite ve impulsivite önde gelen belirtilerdir. Laboratuvar bulguları da klinik belirtileri destekle- mektedir. Bunlar arasında taşikardi, yüksek deri direnci ve EMG tonusu, idrarda 3-metoksi 4-hidroksifenil glikol (MHPG) fazlalığı, platelet α 2 adrenerjik reseptör sayısı, lenfosit basal siklik adenozin mono- fosfat ve adenilat siklaz düzeyinin düşüklüğü sayılabilir. Benzer sonuçlara, yaşanan travmaya benzer uyarıların verildiği deneysel ortamlarda ve adrenerjik stimulasyonla da ulaşılmaktadır. Bu paralellik, adrenerjik sistem ile TSSB ve art-mış uyarılmışlık arasındaki ilişkiye işaret etmektedir.
2. Travmatik olayın tekrar tekrar yaşanması:
Düşlemler; düşünceler, algılar ya da düşler şeklinde olabileceği gibi dissosiyatif geri dönüş yaşantıları şeklinde de olabilir. Dissosiyatif geri dönüşler bilinç bozukluğu olmaksızın travmatik olayın yeniden ve canlı olarak yaşanmasıdır. %8-13 oranında görülmektedir (Burstein 1985). Bu yaşantılar hemen her zaman geçmişteki travmayla doğrudan ya da dolaylı, tümüyle ya da bir parçayla ilişkilidir.
3. Heyecansal sınırlılık ve kaçınma:
Heyecansal sınırlılık, hastaların kendilerini kontrol etmedeki güçlüğün farkında oluşları sonucu, enerjilerini dış dünyadan çekerek kendilerine yöneltmeleri, bunun da bireysel doyumluluğu sınırlamasıyla gelişen bir tablo olduğu düşünülmektedir. Heyecansal sınırlılık ve kaçınma ile baş edebilmek için ergenlerde saldırgan davranışlar ve madde kötüye kullanımı görülebilmektedir.Kaçınma, dış dünya ile ilişkideki yordanamaz tepki kalıpları, gerginlik, duygusal sınırlılıklar nedeniyle hem savunma, hem de dış dünyaya katılamamanın getirdiği bir uzaklaşma, çekilme şeklinde kendini göstermektedir.
Bazı durumlarda TSSB’ye neden olan psikolojik travmaya fiziksel travma da eşlik edebilmekte, fiziksel ağrı, deformite ve sakatlık korkusu da eklenmektedir.Bu durum hastalığın gelişme riskini daha da arttırmaktadır.
Klinik açıdan önemli bir özellik de travmatik yaşantıdan 6 aydan uzun bir süre sonra ortaya çıkan tiplerdir. Bunlara, “gecikmeli başlangıçlı” adı verilmektedir.
TSSB Tanı Ölçütleri
- Ölüm, ağır yaralanma, cinsel saldırı gibi durumlardan en az biri ile karşılaşmış olma.
- Doğrudan örseleyici olaylar yaşama veya tanık olma.
- Örseleyici olayların istemsiz gelen anıları.
- Geçmişe dönüşler
- O olayı hatırlatan durumlarla karşılaşınca uzun süreli sıkıntı yaşama
- Bu uyaranlara karşı fizyolojik tepki gösterme ( terleme, hızlı nefes alış verişi, hızlı kalp atışları, göz bebeklerinde büyüme…)
Bu belirtiler TSSB tanısı için bir aydan uzun görülmelidir.
YAYGINLIK
Her bireyin genetik özellikleri, fiziksel yapısı, psikolojik geçmişi ve o durum için motivasyonu, belirli stresörlerle baş etme düzenekleri farklıdır. Bu nedenle TSSB yaygınlığı farklılık göstermektedir. TSSB, daha çok genç erişkin, bekar, boşanmış, dul,ekonomik yönden zayıf ya da sosyal yönden izole kişilerde görülmektedir. Risk altındaki kişilerde(savaş, çatışma, cinayet ya da doğal afet yaşama gibi) oran %58’e kadar çıkabilmektedir. İnsanların neden olduğu travmaların, doğal felaketlerden daha fazla TSSB oluşturduğu bilinmektedir.
TEDAVİ
İlaç Tedavisi
Travma etkilerini şiddetli bir şekilde yaşayan kişilere uygun bir antidepresan tedavisi başlanabilir. Tedavide kullanılan ilaçlar kişinin duygu durumunu düzenleme, aşırı uyarılmayı azaltma, öfke kontrolünü sağlama, düşünce içeriklerini düzenleme gibi bir çok semptomla ilişkili alanda yarar sağlamaktadır. Tedavi süresi hekim tarafından belirlenir.
EMDR
Travma tedavisinde en etkili yöntemlerden biri olan EMDR Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme olarak adlandırılır. Bu yöntemde amaç travmatik olayın olumsuz etkilerine duyarsızlaşmasını ve olumlu bir şekilde olayı yeniden işlemesini sağlamaktır. Bu teknikte hastanın olay anında aslında işlememiş olduğu duygusal, görsel, bedensel anıların işlenmesi hedeflenir. Kısa süreli bir tedavi şeklidir.,
Bilişsel Davranışçı Terapiler
Bilişsel Davranışçı Terapiler arasında travma tedavisinde özellikle Alıştırma (exposure) terapisi ve Sistematik Duyarsızlaştırma (desensitization) teknikleri başarılı olmaktadır. İki teknikte de kişinin travma ile ilgili imgeler ve durumlarla sistematik ve kontrollü bir şekilde yüzleşmesini sağlayarak kişinin duyarsızlaştırılması ve travmatik etkilerin aşamalı olarak azaltılması amaçlanır.