Travma Terapisinde Yaşam Nehri Modelinde Stabilizasyon
Yazar Betül Çetin • 4 Eylül 2023 • Yorumlar:
İnsanların ruh dünyasında her an olumlu, olumsuz birçok değişim olmaktadır. İç dünyamızda olan bu değişimler hem kendimizle hem de çevremizle olan ilişkilerimizi de etkilemektedir. Bu değişime sebep olan şey ise olayların gerçekliği değil olaylara verdiğimiz anlamlar, düşüncelerdir ve bunlar bizim duygularımızı belirler, duygularımız da bedenimizi ve ilişkilerimizi etkiler.
Ruh dünyamız iki sistemin etkisi altındadır; sempatik ve parasempatik sistem. Parasempatik sistem Sakin, dingin, huzurlu ve güvende olduğumuz andaki kalp atımımız, nefesimiz vücut organlarımız parasempatik sistemin etkisi altındadır. Fakat bir tehlike ve tehdit anında (hastalık, beklenmedik bir kayıp, savaş gibi durumlarda) alarm haline geçeriz. Kendimizi, çevremizi, canlılığımızı korumak için sempatik sistem aktif olur. Sempatik sistemin en temel özelliği savaş ya da kaç tepkileridir. Fakat bazen öyle durumlar olur ki; kişinin hem savaşacak gücü, hem de kaçacak yeri olmaz ve bir diğer tepki olarak don-kal tepkisi ortaya çıkar. İşte travma bu esnada oluşmaktadır.
Polivagal Teori, otonom sinir sistemindeki üç aşamayı merdiven kavramını kullanarak açıklamış ve merdivenin hangi basamağında olduğumuzu bularak, diğer basamaklara geçişimizin mümkün olduğunu söylemiştir.
Merdivenin en üst basamağı olan ventral vagal, güvende hissettiğimiz ve dolayısıyla sosyal bağlara açık olduğumuz alandır; burada kalp atışları ve nefes sıklığı normaldir. Yaşam içinde var olabilen, planlar yapıp çözümler bulabilen ve sevginin yaşadığı bir yerdir.
Bir alt basamaktaki sempatik sinir sistemi alanında, hareket temeldir. Kalp atımı hızlı ve nefes kısadır. Var olan tehlike geçmiş olsa bile, hala tehlike varmış gibi tepkisel kalırız. Olanları gerekli haliyle değerlendirmeyiz ve bu da gelişmemizi engeller.
En alt basamaktaki dorsal vagal yol ise, donma ve hareketsizlik durumudur. Tehlikeden kaçamadığımızda, travmatik olaylar sürecinde dorsal vagus donarak ve hareketsiz kalarak işlev görür. Hareketsizleşip tepkisizleşerek bizi korur, enerjiyi saklamak için bedeni sessizleştirir.
Yaşam nehri dediğimiz alan bir denge hali ve bu merdivendeki akış halidir. Fakat travmatik yaşam deneyimleri esnasında bu akış ve geçiş sağlanamaz. Bu nedenle kişi dorsal vagal, hareketsiz, tepkisiz haldeyse, önce onun ventral vagal’a; güven hissettiği duruma geçmesini sağlayarak regülasyon sağlayabiliriz. Bu regülasyon travmanın çalışılabilmesi önemli ve gereklidir.
Travma altında ezildiğinde, ki bu olay ister bir an önce ister on yıllar önce olsun, sinir sistemimizin sinir sisteminin ritmini yeniden kurarak "sıfırlanması" gerekir. Bunun için insanlar travmaya maruz kaldıklarında (dorsal vagal sistem), uyarılmış olan sinir siteminin dengeye gelmesi için ventral vagal alanda olan kaynakları kullanarak sempatik sinir sistemi alanına ve ventral vagal alana geçerek bu gidiş gelişi, yaşam nehri içerisindeki akışı ve salınımı kazanması gerekir. Bundan dolayı, topraklama tekniği ve dengeleme egzersizlerinin sağlanmasıyla beraber otonom sinir sisteminin stabilize edilmesi ve danışana bunun öğretilmesi gerekir.