Tüp Bebek Tedavisinde Tekrar Eden Tutunma Sorunları
Yazar Emre Göksan Pabuçcu • 24 Ocak 2019 • Yorumlar:
Kadın yaşı 40’dan az olduğu durumlarda, en az 3 tüp bebek uygulamasında en az 4 adet iyi kalitede embryo verilmesine rağmen klinik gebelik elde edilemedi ise bu duruma tekrarlayan implantasyon başarısızlığı adı veriyoruz. Bu durumda, elde edilen embryolara göre hareket edilir. İyi kalitede embryo elde edilmişse ve edilememişse yöntemler farklı olmaktadır.
İyi Kalitede Embryo Elde Edilmiş ancak Gebelik Olmamışsa:
-
Ofis Histeroskopi: Rahim içinin dikkatlice incelenmesi önemlidir. Gözden kaçabilen polip, myom gibi tutunmayı engelleyebilen durumlar olabilir.
-
Hastalıklı Tüplerin Laparoskopi Yöntemiyle Açılması veya Çıkarılması: Eğer tüplerde yapışıklık, tıkanıklık veya tüplerin ağzında tıkanıklığa bağlı sıvı birikimi (hidrosalpinks) oluşmuş ise; rahim içine embriyo yerleştirildiğinde bu tıkanıklık, yapışıklık yada hidrosalpinkse bağlı olarak embriyoların rahim duvarına tutunmalarının güçleştiği bilinmektedir. Bu hastaların tüplerinin laparoskopik (kapalı) yöntem ile açılması, çıkarılması veya tüplerin rahimden çıktığı bölgenin kapatılması yoluyla, mevcut durumun embriyo üzerindeki olumsuz etkileri engellenebilmektedir.
-
Anne-Baba Genetik inceleme: Çiftlerin kromozom yapılarına bakılır.
-
Trombofili yani kan pıhtılaşmasına meyil eden genetik durumlar: Kan pıhtılaşmasına yatkınlı durumları tespit edilerek gerekli önlemler alınır.
-
Sperm DNA Hasarı İncelenmesi: Son yıllarda oldukça güncel olan bu konu, sperm hücrelerinin DNA’larındaki hasar oranının ölçülmesi ve sonuca göre tedavi esasına dayanır. Eğer, sperm hücrelerindeki DNA hasar oranı %35 üzerinde ise, ejakulat yani normal boşalma yolu ile elde edilen sperm kullanılmaz ve testislerden özel yöntemle sperm çekilir ve o spermler kullanılır (TESA yöntemi).
-
PGD (Preimplantasyon Genetik Tanı) (Embriyoların Genetik İncelenmesi): Elde edilmiş olan 8 hücreli 3.gün embryosunun 1 adet blastomer’ini yani yuvarlak hücresini özel pipetle dışarı çekip genetik incelemeye gönderilir. Sonuç olarak o embryonun genetik olarak normal veya kusurlu olduğunun bilgisi elde edilir. Preimplantasyon genetik tanı yöntemi merkezimizde de başarı ile uygulanmakta olup, özellikle 38 yaş üstü üçten fazla embriyo oluşmuş kadınlarda, genetik tanı sonrası embriyo transferleri yapıldığında genç yaş grubuna yakın gebelik oranları elde edilmektedir. İkiden fazla başarısız tüp bebek denemesi olan çiftlerde yapılmasında fayda vardır. Ek olarak, sperm sayısı bozuk olan erkeklerde döllenme sonucu genetik problemli embriyo oluşabileceğinden, sağlıklı embryoların seçilmesi aşamasında kullanılması önerilebilir.
-
CGH-ARRAY: PGT yöntemi ile 13., 18., 21., X ve Y kromozom yapıları incelenmektedir. Ancak, CGH yöntemi ile 22 adet kromozom ve seks kromozomlarının yapısı incelenmektedir.
-
I.M.S.I (Mikroskobik Büyütme İle Seçilmiş Sperm Mikroenjeksiyonu): Yaklaşık 3000 kez büyütme altında morfolojik yani görüntü anlamında en düzgün ve ideal spermin seçilmesi yöntemi ile daha iyi döllenme mantığıdır. uygulanmaktadır.
-
HLA-G5: Tutunma yeteneği en yüksek olan embriyoların ürettiği HLA G5 proteininin saptanarak embriyo seçiminde kullanılması gebelik oranını artıracaktır. Bu yöntem kliniğimizde de kullanılmaktadır. Özellikle tüp bebek başarısını artırmak için kullanılan bir yöntemdir.
-
P.I.C.S.I: Mikroenjeksiyon sırasında olgun spermlerin seçimi, genetik kusurlu olanların ayrıştırılması amacıyla kullanılan bir metoddur. Genetik olarak normal olan spermlerde, hücre zarında bulunan özel bir protein bu spermlerin laboratuvarda önceden hazırlanmış plaklara yapışmasını sağlar. Bu proteine sahip olmayan spermler ise plaka engelini aşamaz.
-
Assisted Hatching (Traşlama Yöntemi - AHA): Bu teknikte, embriyonun etrafını saran kılıf (zona pellucida) lazerle, asitle ya da mekanik yöntemlerle inceltilir yani traşlama işlemi yapılır. Bu yöntemlerin birbirine herhangi bir üstünlükleri olmayıp merkezin deneyimine göre herhangi biri kullanılabilir. Transfer günü embriyolar, hastanın yaşı ve öyküsü ile beraber değerlendirilerek bu işlemin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilir. Bu işlem dondurularak saklanmış embriyoların transferinde de kullanılabilir. Döllenmiş hücrelerde bu yöntemle gebelik oranı artabilmektedir. Ancak bu konu tam aydınlığa kavuşmuş değildir.
Kötü Embriyo Elde Edilmiş Olgularda Başarıyı Artıracak Yöntemler:
-
I.V.M. (İn Vitro Maturasyon): Yumurtaların daha erken gelişim aşamalarında toplanması ve laboratuar koşullarında geliştirilmesi işlemidir. Böylelikle hem OHSS denilen aşırı uyarılma riski ortadan kalkar hem de ilaç kullanılmamış olur.
-
Defragmentasyon (Embriyodaki Zararlı Parçacıkların Temizlenmesi): Bazı embriyolar gelişirken normal hücre bölünmesinin yanı sıra istenmeyen bazı parçacıklar oluşur. Değişen oranlarda fragmanlar izlenebilir. Fragman denen bu parçacıklar, embryonun kalitesini düşürür ve aynı zamanda tedavinin başarısını azaltır. Bu yüzden çok deneyimli ekipler, defragmantasyon denilen, mikroskop altında özel teknikler ve özel mikro pipetler ile bu parçacıkları temizleyip verilen parçasız embriyo ile gebelik oranlarını artırırlar.
-
Endometrial Ko-KüItür (Yapay Rahim): Tekrarlayan başarısız tüp bebek deneyimli hastalarda ve kötü kalite embriyo elde edilenlerde kullanılan bir yöntemdir. Bu hastaların rahim içi dokusundan (endometrium) alınan küçük bir parça, anne serumu ve bazı özel maddeler ile birleştirilerek yeni bir ortam hazırlanır. Alınan yumurtalar, mikroenjeksiyon işlemi(spermin yumurta içine enjekte edilmesi suretiyle döllenme) sonrası bu ortamda büyütülerek daha kaliteli embriyolar elde edilmektedir.
Başarı Elde Etmek İçin İlaç Tedavisinin Farklılaştırılması: Bazı hastaların yumurtalık yanıtları ve rezervleri az bazılarının ise fazladır. Bu durumda, özellikle AMH hormonu tabanlı bazı protokoller uygulanmaktadır. Bazı durumlarda ise çatlatma iğnelerinin dozları ve tipleri değiştirilmektedir.