Üniversite Birinci Sınıf ve Üniversite Son Sınıf Depresyon Düzeylerinin Karşılaştırılması
GİRİŞ
Depresyon; ruhsal çöküntü olarak da bilinir; hüzünden yoğun kedere uzanan ruh hali, duygulanım
bozuklukları, fiziksel, zihinsel güçsüzlük ve kendini suçlama, değersiz bulma gibi düşüncelerle ortaya çıkan ruhsal bozukluk olarak tanımlanır. Öğrencilerin başarılarını algılamalarına göre, kendilerini “başarısız” olarak algılayanların depresyon düzeylerinin “başarılı” olarak algılayan öğrencilere göre daha fazla olduğu saptanmıştır. Üniversite öğrencilerinde depresif belirtiler arttıkça ders başarısının düştüğü görülmektedir. Düzgün’e göre birinci sınıf öğrencilerinin depresyon düzeyi son sınıf öğrencilerinin depresyon düzeyinden yüksek beklenmiştir. Ancak araştırma bulgularında birinci sınıf öğrencilerinin depresyon düzeyi ile son sınıf öğrencilerinin depresyon düzeyi arasında anlamlı bir fark görülmemiştir. Bu araştırmada da üniversite birinci sınıf ve üniversite son sınıf öğrencilerinin depresyon durumlarının yeniden karşılaştırılması amaçlanmıştır.
Araştırma Sorusu:
1- Üniversite birinci sınıf öğrencilerinin depresyon düzeyi ile üniversite son sınıf öğrencilerinin
depresyon düzeyleri arasında fark var mıdır?
Araştırmanın Hipotezi:
1- Üniversite birinci sınıf öğrencilerinin depresyon düzeyleri üniversite son sınıf öğrencilerinin
depresyon düzeylerinden yüksektir.
YÖNTEM
ÖRNEKLEM
Bu araştırma tesadüfi yolla seçilmiş olan örnekleme uygulanmıştır. Katılımcıların gönüllü olarak
araştırmaya katılmasına dikkat edilmiştir. Araştırmaya 22 (%73,33) erkek ve 8 (%26,66) kadın olmak üzere 30 kişi katılmıştır. Katılımcıların yaşları 18 ile 24 arasında değişmektedir. Kadın katılımcıların yaş ortalaması 21,63 erkek katılımcıların yaş ortalaması 20,63’dır. Toplamda katılımcıların yaş ortalaması 21,13’dür.
ÖLÇÜM ARAÇLARI
Veriler bir ölçek ve bir anket yoluyla toplanmıştır. Katılımcıların depresyon düzeylerini ölçmek için
Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) kullanılmıştır. Demografik bilgiler için araştırmacı tarafından
oluşturulan bir demografik bilgi formu kullanılmış katılımcıların bilgileri alınmıştır.
Demografik Bilgi Formu
Katılımcıların kendilerine ilişkin bilgilerini (yaş, cinsiyet) elde etmek ve birinci ya da son sınıfta
olduklarını öğrenmek için araştırmacı tarafından hazırlanmış olan anket 3 sorudan oluşmaktadır.
Katılımcılar bir yönerge ile araştırmanın genel amacı hakkında bilgilendirilmektedirle
Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ)
Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ), Beck (1961) tarafından geliştirilmiş, 21 maddeden oluşan kendini
değerlendirme türü bir ölçektir . Depresyonda görülen duygusal, bilişsel ve
motivasyonel belirtileri ölçmektedir. Her madde depresyonla ilgili davranışsal bir özelliği
belirlemektedir. Maddeler 0'dan 3'e kadar sıralanmıştır. Ölçeğin amacı belirtilerin derecesini sayılara dökmektir. Ölçeğin geçerlik ve güvenirlik çalışmaları yapılmış ve yüksek değerler bildirilmiştir. Hisli tarafından, 63 kişiden oluşan psikiyatrik örneklem üzerinde yapılan bir çalışmada MMPI-D skalası ile BDÖ arasındaki ilgileşim katsayısı r=.63 olarak bulunmuştur. Aynı araştırmacı tarafından bu kez üniversite öğrencileri (N=259) üzerinde yapılan başka bir araştırmada; iki yarım test korelasyonu r=.74 ve iç tutarlılık katsayısı (Cronbach Alpha) .80 olarak bildirilmektedir.
İŞLEM
Ölçek ve demografik bilgi formu katılımcılara İstanbul’da Sabahattin Zaim Üniversitesi’nde
verilmiştir. Ölçek ve demografik bilgi formu son sınıf grubuna eğitim fakültesinde, birinci sınıf
grubuna ise diller okulu fakültesinde verilmiştir. Tamamlandıktan sonra geri toplanmıştır. Uygulama
her kişi için ortalama 4 dakika sürmüştür. Veriler SPSS programı ile analiz edilmiştir.
BULGULAR
1. Sınıf ile 4. Sınıf gruplarının depresyon düzeyi toplam puanları t-testi ile karşılaştırılmıştır (bkz.
Tablo 1.1). Analiz sonucunda 1.Sınıf grubunun depresyon düzeyi toplam puanlarının (x=10,06,
ss=4,39), 4.Sınıf depresyon düzeyi toplam puanlarından (x=14,80, ss=6,93) anlamlı olarak düşük olduğu bulunmuştur (t= -2,23, p≤.001).
DEĞİŞKENLER
1.SINIF 4.SINIF
N = 15 N = 15
Ortalama Ss Ortalama ss t
Depresyon Düzeyi 10,06 4,39 14,80 6,93 -2,23 *
*p≤001
TARTIŞMA
Bulgular, araştırmanın temel sorusu doğrultusunda incelendiğinde, “üniversite son sınıf ve üniversite birinci sınıf öğrencilerinin depresyon durumlarının” arasında anlamlı bir fark olduğu görülmektedir. Bunun yanı sıra araştırmanın hipotezinin tersine; son sınıf öğrencilerinin depresyon düzeyinin birinci sınıf öğrencilerinin depresyon düzeyinden fazla olduğu görülmektedir. Bu sonuç araştırma sorusunun desteklendiğini, araştırma hipotezinin ise tersi yönde anlamlı çıktığını göstermektedir. Elde edilen bulguları diğer üniversite öğrencilerine genellemek ise güçtür. Çünkü araştırmanın katılımcıları sadece İstanbul Sabahattin Zaim Üniversite’sinden ve aynı zamanda da farklı bölüm öğrencilerinden seçilmiştir. Araştırmanın genellenebilir olabilmesi için farklı üniversite öğrencileriyle ve aynı bölüm öğrencileriyle çalışma yapılmalıdır. Bu çalışma, örneğin; Düzgün (1992)’ün çalışmasıyla benzerlik taşımamaktadır. Araştırmanın hipotezi aynı olmasına rağmen mevcut çalışma da ki verilerde herhangi bir anlamlı bir fark görülmemiştir.