Üretra Taşları
Yazar Abdurrahman Önen • Çocuk Üroloğu • 9 Mayıs 2019 • Yorumlar:
Taşın boyutu yaklaşım tipini belirlemede en önemli faktördür.
Transüretral sistolitotripsi (TUSL): Taşın küçük (<15 mm) ve üretra anatomisinin normal olduğu çocuklarda ilk seçenektir. Özellikle kızlarda kolay ve pratiktir. Ancak, büyük kalibrasyonlu aletlerle uzun süreli ve defalarca giriş-çıkış yapılırsa üretra yaralanma riski artar.
Perkütan suprapubik sistolitotripsi (PSL): Uygun ve dikkatli yapıldığında güvenli ve başarılı bir yöntemdir. Üretra yaralanma riski yoktur. Morbiditesi az ve hastanede kalış süresi kısadır. Orta büyüklükteki (15-30 mm) taşlarda ve ogmente mesanedeki taşlarda sıklıkla uygulanmaktadır. Daha önce alt abdominal veya pelvik bölge cerrahisi geçirmiş hastalarda komplikasyon riski artabilir. En önemli komplikasyonu, mesane perforasyonu, perivezikal sıvı ve taş parçalarının kaçağıdır.
Açık sistolitotripsi: Çok büyük (>30 mm) taşlarda ve mesane ogmentasyonlu çocuklarda taş kısa sürede tek parça olarak çıkarılabilmektedir. Suprapubik insizyon skarı en önemli komplikasyonudur.
Üretra taşları
Üretra içindeki taşlar genelde üretral sonda ile mesa ne içine itilir ve TUSL ile kırılıp çıkarılır. Mesaneye itilemeyen taşlar lazertripsi ile parçalanıp çıkarılır.
Erken dönemde üretra duvar zedelenmesi ve geç dönemde üretra striktürü gelişebilir.
Üriner taşlarda minimal invazif yaklaşım açısından çocuk ve erişkin farkları:
Çocuklar erişkinlerin minyatürü değildir. Çocukların gelişmeye ve büyümeye devam etmesi, anatomi, fizyoloji ve dış etkilere daha hassas ve daha abartılı vücut tepkileri nedeniyle erişkinlerden tamamen farklı kendilerine has özelliklere sahiptir.
Çocukları ve üriner sistemlerini erişkinlerden ayıran temel farklar:
Çocuklarda metabolik ve anatomik bozukluklardaha sık olduğundan taş rekurrensi riski yüksektir.
Küçük ve dar üriner sistem nedeniyle çocuklarda tam taşsızlık daha zordur.
İntraoperatif soğuk irigasyon sıvısı çocuklarda hipotermi ve hiponatremi riski vardır.
Renal fizyoloji çocuklarda farklıdır. MikroPNL ve RİRC sırasında böbrek ve pelvikalisiyel sistemde
oluşan ciddi basınç artışına daha duyarlıdır.
Minimal invazif girişimlerde çocuklarda organ perforasyonu, sepsis ve kanama gibi major komplikosyonlar çocuklarda daha sıktır.
SWL’de şok dalga sayısı ve güç arttıkça, böbrek boyutu küçüldükçe lezyonun büyüklüğü artar. Ayrıca, çocuklarda SWL için genel anestezili çoklu tedavi seansları gerekir. Bu da komplikasyon riskini artırır.
Çocukların küçük ve frajil böbreğinde PNL sırasında kullanılan erişkin tipi büyük (>24 Fr) enst-
rumanlar komplikasyon riskini arttırır.
URS sırasında küçük kalibreli çocuk üreterinin aşırı dilatasyonu; üreter perforasyonu, üreter darlığı ve VUR’a neden olabilir.
Çocukların gelişen bedeni radyasyondan daha fazla etkilenir. Uzun dönemde tümör riski daha
yüksektir.