Üriner Sistem Taşları
Yazar Abdurrahman Önen • Çocuk Üroloğu • 16 Kasım 2018 • Yorumlar:
Üriner sistem taşı nedir? İdrarda çözülemeyen ve atılamayan çeşitli kimyasal maddelerin zamanla birleşmesi ve üriner sistemde birikmesi ile oluşan sert cisimlerdir.
Sıklığı Ülkemiz gibi az gelişmiş ve endemik taş kuşağında olan yerlerde yaklaşık %1’dir. Önemi Erken teşhis ve uygun takip ile kolayca tedavi edilebilen üriner taşlar ülkemizde çocuklardaki kronik böbrek yetmezliğinin %8-22’inden sorumludur. Tekrarlama riski 1 yılda %10, 5 yılda %50 ve 20 yıl içinde %75 tekrar taş gelişir.
Nasıl oluşur? Genetik, çevresel, anatomik ve kimyasal faktörlerin etkileşimi sonucu oluşur. Çeşitli faktörlerin etkisi ile bazı kimyasal maddelerin idrar ile atılımı artar, az sıvı alımına bağlı olarak azalan idrarda bu maddeler kolayca çökerek küçük kristaller oluşur. Bu kristaller birleşerek böbrek taslarını oluşturur.
Risk faktörleri Üriner taslı çocukların %90’ından fazlasında en az risk faktörü vardır. Yaklaşık %60’ında metabolik, %30’unda yapısal ve %10’unda enfeksiyon saptanır.
• Yetersiz sıvı alımı: En önemli risk faktörüdür.
• Beslenme: Her türlü hazır yiyecek ve içeceklerin fazla alınması (Fast-food, gazlı içecekler, kalsiyum, oksalat, sodyum-tuz, D-vitamini, hayvansal proteinler ve karbonhidrat).
• Az idrar yapma: Az sıvı alımı, sıcaklık ve aşırı ishal.
• Üriner enfeksiyon: Bazı mikroorganizmalar.
• Mevsimsel-İklimsel Sıcaklık: Göreceli dehidratasyona az idrar yapıma ve terlemeye neden olan sıcak bölgeler.
• Yaşanılan coğrafya: Dağ, çöl, tropikal bölgeler.
• İdrar akım hızının yavaşlaması (Anatomik ve fonksiyonel anomali): İdrar birikmesine neden olan idrar yolu darlıkları, mesaneden böbreklere idrar kaçışı.
• Üriner sistem içinde yabancı cisim: Sondalar.
• Metabolik bozukluklar: İdrarla aşırı kalsiyum atılması ve idrar sitrat miktarının azlığı.
• İdrarda taş yapıcı iyon fazlalığı, kalsiyum, oksalat, ürik asit, sistin fazlalığı.
• İdrarda yüksek oranda taş önleyici iyon azlığı: Sitrat, magnezyum, pirofosfat azlığı
• İdrar pH: Ürik asit ve sistin tasları asidik idrarda oluşurken, kalsiyum fosfat tasları bazik idrarda oluşur.
• Hareketsizlik: Uzun süre bilgisayar ve televizyon basında oturmak.
• Kronik diyare / malabsorbsiyon: Barsaklarda emilen bazı taş yapıcı maddelerin artması.
• Genetik: Ailevi taş hastalığı %30 risk artar.
Belirti ve bulgular Çocuklarda en sık görülen belirti karın veya yan ağrısıdır. Ayrıca, idrarda kan veya üriner enfeksiyon ile başvurabilir. Bazen de tesadüfen tanı konur, böbreği bozduğu halde hiçbir yakınması olmayabilir.
Laboratuar Tekrar oluşma riski yüksektir. Bu nedenle, bir kez taş oluşmuş çocuklarda metabolik inceleme gerekir. Taş analizi çok önemlidir. Taş tipine göre bu sayede hastanın sonraki takip ve koruyucu tedavisi düzenlenir.
Radyolojik Görüntüleme En sık tanı yöntemi ultrasondur. Yüksek radyasyon riskinden dolayı çok gerekmedikçe çocuklarda bilgisayarlı tomogra (BT) ve intravenöz pyelogra (İVP) çekilmemelidir.
TEDAVİ
Her çocuğun ihtiyacına göre uygun tedavi uygulanmalıdır. Taşa zemin oluşturan anomaliler ve metabolik problemler tedavi edilmelidir. Taşların tamamının vücuttan uzaklaştırılması çok önemlidir. Taş parçası bırakılırsa kalan küçük parçalar büyür ve tekrar sorun yaratır. Tekrar taş oluşumunu önlemek için yeterli sıvı alımı, uygun beslenme ve ilaç tedavisi sağlanmalıdır.
CERRAHİ TEDAVİ
Teknolojik gelişmeler ve modern yaklaşımlar sayesinde, günümüzde üriner taşların %90'ından fazlası taş kırma veya kapalı ameliyat yöntemleri ile tedavi edilebilmektedir. Ancak, üriner taşların tedavisi çocuklara özgü ciddi farklılıklar gösterir. Çocuğa uygun ekipman ve çocuk konusunda deneyimli uzman hayati önem taşır.
Taş kırma (Ekstrakorporeal Shock Wave Litotripsi - ESWL) Vücut dışında oluşturulan şok (basınç) dalgalarının taşa odaklanıp kırması esasına dayanır. Çocuklarda en az riskli yöntemdir. Küçük böbrek ve üst üreter taşlarında ilk seçenektir. Ancak, tüm taşlar kırma ile tedavi edilemez.
Üreterorenoskopik (Kapalı) idrar yolu taşı çıkarılması (URS-RIRC) İnce, ışıklı bir alet ile idrar deliğinden girilerek idrar kanalı ve böbrekteki taş kırılıp dışarı çıkarılır. İdrar kanalındaki tüm taşlara ulaşılabilir. Anında ve kesin tedavi sağlar.
Perkütan (Kapalı) Böbrek Taşı Çıkarılması (PNL) Bu yöntem sayesinde çocuklar açık cerrahiden kurtulmuştur. Büyük böbrek taşlarında uygulanır. Tek seansta taşsızlık oranı yüksektir (%90). Cilt üzerine yapılan 1 cm'lik bir kesi ile böbreğe girip taş kırılarak çıkarılmaktadır.. Büyük ameliyat yarası olmaması nedeniyle çocuklar çok kısa sürede iyileşerek normal yaşama döner.
Cerrahi deneyim çok önemli Çocuklarda böbrek daha hareketli ve küçük, idrar kanalı ince ve duvarı zayıf olduğu için çocuk girişimlerine aşina olmayan ve endoskopik taş tedavisi konusunda yeterli deneyimi olmayan hekimler tarafından taş çıkarılması hayati düzeyde ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Göre taş tedavisi çok farklılık gösterir. Genişliği ince yeri (eni) 4 mm’den küçük olan taşlar enfeksiyon ve tıkanmaya neden olmu- yorsa kendiliğinden düşebileceği (%90) için herhangi bir müda- haleye gerek olmadan takip edilebilir. Ancak, genişliği 4 mm’den büyük olan taşlar tedavi gerekebilir. Özellikle 6 aylıktan daha büyük çocuklarda taşlar sertleştiği için daha fazla probleme neden olabilir.
Tedavi başarısını etkileyen faktörler:
• Taşın yeri, büyüklüğü ve kimyasal yapısı (içeriği)
• Enfeksiyon veya tıkanıklık olması
• Üriner anomali varlığı
• Çocuğun yaşı
• Teknik donanım kalitesi ve çeşitliliği
• Cerrahın deneyimi
Sıvı alımı (hidrasyon) Taşların oluşmasını ve büyümesini önlemede en etkili faktör alınan sıvı miktarıdır. Günde yaklaşık 50ml/kg idrar çıkartacak şekilde bol sıvı alınmalıdır. Çocuklar en geç 3 saat arayla idrar yapmalıdır. Böylece idrarda yoğunluğu azalan risk faktörleri bir araya gelip çökme imkanı bulmaz ve bol idrarla kolayca atılır. Ancak, çocuklar yeteri kadar su içmezse, kalın giydirilip terlemeyle çok sıvı kaybederse idrar miktarı azalacak ve idrardaki taş oluşturan maddelerin çökmesi ile taş oluşacaktır.
Çocuklar büyümeye ve gelişmeye devam ettiği için hiçbir zaman diyet uygulanmamalıdır. Ancak, hayvansal protein, şekerli ve unlu mamuller, sakatat ürünleri, çikolata, kola ve soda gibi gazlı içecekler, kalsiyum, sodyum (tuz), okzalat, C-vitamini ve D-vitamini’nin aşırı alınması engellenmelidir. Hazır gıdalar ve fastfood ürünleri yenmemelidir. Sebze ve meyve ağırlıklı beslenmelidir. Çocukların beslenme alışkanlıkları aileler ve eğitmenler tarafından takip edilmelidir. Okulda su tüketimi ve tuvalete gitmeleri konusunda her sabah hatırlatma yapılmalıdır. çocukların beslenme çantalarında ve sınıfta su bulundurulmalıdır. Bu sayede teneffüse çıkmadan önce su içmeleri sağlanır ve gazlı içecek almaları önlenebilir. Çocukların tuvalete hevesle gidebilmesi açısından tuvalet hijyeni çok önemlidir.