Utanıyorum Sizden
Yazar Tuba Güngör Aslan • Psikolog • 30 Ekim 2018 • Yorumlar:
Çekingen tavırlarıyla okulun görünmeyen sakin kızıydı Melike. Zil çalsın da teneffüse çıkalım diye bin bir numara yapan arkadaşları gibi değildi. İlk ders saati gelir, en arkadaki sırasına oturur, okul bitiş saatine kadar neredeyse hiç yerinden kalkmazdı. Öğretmeninin göz ucuyla da olsa ona bakması tüm gün yüzünün kızarık olması için yeterliydi. Sorulan sorulara cevap vermek onun için tam bir kabustu. Ona göre, söyleyeceği her kelime arkadaşları için alay konusu olacaktı. Ders anlatmak için tahtaya kalkmak, herhangi bir topluluğun önünde adını söyleyebilmek bile zordu. Bir işle uğraşırken bir başkası tarafından izlenmek istemezdi. İnsanların gözlerinin içine bakamaz, haklı olduğu konularda bile kendini savunma çabası içine girmezdi. Kendini ifade etmek, istemez, fikri sorulunca "katılıyorum" demeyi tercih ederdi. Topluluk önünde konuşmak zorunda olduğunda vücudunun verdiği tepkiler adeta onu utandırmak için birbiriyle yarışırdı. Bu gibi durumlarda, kalbi her zamankinden daha hızlı çarpar, elleri titrerdi. Elini kolunu nereye koyacağını bilemez, sırılsıklam terlerdi.
Babası, çok fazla gülmeyen, zoraki konuşuyormuş gibi görünen bir adamdı. Annesi, kızının babasına benzediğini düşünüp konu üzerinde fazlaca durmamayı tercih etti ama yıllar geçtikçe melike daha da kötüye gidiyordu. Utangaçlığı ve insanların onun hakkındaki düşüncelerine çok fazlaca önem vermesi yüzünden okul fobisi oluştu. Lise eğitimine başlamadan okulu bıraktı. Artık sadece evde oturup insanların fikirlerinden uzak kalması gerektiğini düşünüyordu. Ona göre etrafındaki herkes onu beceriksiz ve çirkin görüyordu. Topluluk önüne çıktığında panik olması, yalnızken yapmadığı birçok sakarlığı da beraberinde getiriyordu.
Bir gün bir televizyonda bir röportaj izledi. Onun yıllardır yaşadığı tüm sıkıntılar tek tek tarif ediliyor ve bu durum sosyal fobi olarak betimleniyordu. Programdaki uzman, bir psikolog ve bir psikiyatristin eş zamanlı çalışmasıyla sorunun ortadan kalkacağını söylüyordu. Melike, öğrendiklerin ailesiyle paylaştı ve uzmanların yardımıyla bu sorunu çözmeye karar verdiler. Melike'nin en büyük şansı o TV programını izlemesiydi. Çünkü günümüzde bu belirtiler halk arasında hastalık olarak değil de sadece bir kişilik özelliği olarak tanımlanıyor.
Utanma Değil Sosyal Fobi
Sosyal fobi, sosyal ortamlarda duyulan aşırı kaygı durumu olarak tanımlanır. Çevredeki başka kişi ya da kişiler özellikle de yabancılar sosyal fobiklerin aşırı derecede kaygı, huzursuzluk ve sıkıntı yaşamalarına sebep olur. Eleştirilme korkusu yüzünden yapmak istedikleri birçok şeyi yapmaktan vazgeçer, kendilerince kaderlerine razı olurlar. Birçoğu için aslında en büyük kabus, tedirginliklerinin diğerleri tarafından fark edilmesidir. Kızarmak, ellerinin titremesinin başkaları tarafından görülmesi en büyük işkencedir. Genelde kaçış yolu olarak insanlardan kaçmayı, gözlerden uzak sakin bir yaşam sürmeyi seçerler. Yaşam boyu görülme prevelansı ile ilgili rakamlar % 3’le 13 arasında değişmektedir. Sosyal fobinin tedavisinde hem farmakolojik hem de psikoterapötik yaklaşımlar etkili olmaktadır. Psikiyatrist, verdiği antidepresanlarla hastalığı durdururken, psikolog kişinin oluşturduğu olumsuz düşünce kalıplarının, gerçekçi olmadığını görmesine olanak tanır. Sosyal fobi de olumlu düşünmenin önemi birçok araştırmayla kanıtlanmıştır.