UYKU BOZUKLUKLARI
Yazar Fuat Kırcelli • Çocuk Psikiyatristi • 30 Haziran 2017 • Yorumlar:
Çocuk ve ergenlerin yaklaşık olarak üçte bir hayatı uykuda geçer. Bebeklik döneminde uyku miktarı daha fazlayken yaş ilerledikçe uyku miktarı azalır. İki uyku dönemi vardır. Bunlar Rem ve Non-Rem uyku dönemleridir. Rem uykusu, beyinin çalıştığı, rüyaların görüldüğü, kasların gevşediği, kalp atımı hızının değişken olduğu, tüm uykunun 4 te birini oluşturan uyku dönemidir. Non-Rem uykusu, uykunun başlanıç evresinde olan, derin olan, kasların gevşediği, uykunun 3te dördünü oluşturan uyku dönemidir. Non-Rem uyku protein sentezinin olduğu yani büyüme gelişmenin olduğu uyku dönemidir.
Zamanında doğan bir bebek yaklaşık olarak 16 saat uyur. Bazen bu sürenin uzun olması aileleri bebeklerinde bir sorun olduğu ile ilgili kaygı uyandırabilir. Yenidoğan bebekler 3-4 saaate bir uyanır ve uyanık olduğu dönemide genelde beslenme ile geçirir. Yenidoğan bebekte Rem uykusu sırasında emme hareketleri, göz seyirmesi, yüz buruşturması gibi hareketler normal olarak gözlenebilir. Bebekler 4 aylık olduğunda ise gece uyku süreleri uzayarak 8 saate kazar uazarken gündüz uyku dönemleri 3 saate iner. Gebelik ve doğum sırasındaki sorunlar, annenin ruh sağlığı, anne ve babanın duygu ve mizaç yapıları bebeklerin uyku gelişimde önemli unsurlardır.
Uyku bozuklukları yapılan araştırmalarda çocukların yaklaşık olarak 3 te birinde gözükür. Uyku bozukluğundaki çoğu sorunu uykuya dalmakta güçlük ve gece sık uyanma oluşturur.
Bebeklik döneminde mide ve bağırsak sorunları, gaz sancısı, aile içindeki çatışmalar, diğer tıbbi hastalıklar bebeklerin uykularını olumsuz yönde etkiler. 2 yaş civarında ise anneden ayrılma kaygısı uyku düzenini bozabilir. Okul çağıyla beraber uykuya karşı genelde çocuklarda direnç oluşur. Bu direncin nedenleri arasında bitmeyen ödevler, anne-babaya duyulan özlem ve onlarla vakit geçirme isteği, tv ve bilgisyarı sayabilir. Ergenlerde ise okul ve ders yoğunlukları, arkadaşlara ayrılan zaman, tv-bilgisayar, sınav kaygısı, özel dersler uyku düzenini etkileyen nedenler olarak sıralanabilir.
BAŞLICA UYKU BOZUKLUKLARI
- KABUSLAR
- GECE TERÖRÜ (KARA BASAN)
- NARKOLEPSİ
- UYURGEZERLİK
- DİŞ GICIRDATMA
KABUSLAR
Kabuslar çocukların aniden korkuyla uyanmasına yol açan uykudaki kötü içerikli rüyalardır. Rem uykusu sırasında ortaya çıkar. Çocuklar kötü rüyalardan okul öncesi dönemde bahsetmeye başlar. Okul çağındaki çocuklarda görülme oranı yaklaşık olarak % 20 idir. Çocuklar korkarak uyanır, rahatlatılmak ister, gördüğü rüyanın etkisi altındadır. Gördüğü rüyayı ailesine net olarak anlatabilir. Sabah ise uyandığında unutabilir. Genelde kötü rüyaların teması çocuğun hayal gücü, gün içinde yaşadığı korkutucu olaylar, izlediği veya oynadığı oyunlarla ilgildir. Aşırı ateşli olduğu dönemlerde, kullandığı ilaçlara bağlıda kötü rüyalar görebilirler. Kötü rüyaları görme sıklığı artığında ya da günlük hayatını etkiler duruma geldiğinde tedavi edilmesi gerekir
GECE TERÖRÜ (KARA BASAN)
Gece uykunun başlarında (Non-Rem döneminde) genelde görülür. Yapılan çalışmalarda çocuklarda yaklaşık olarak % 4 civarında gözlenir. Okul öncesi dönemde genelde ortaya çıkar. Tedavi edilmediği zaman 4-5 yıl sürebilir. Erkek çocuklarda kız çocuklarına göre daha fazla gözükür. Genelde çocuklar uykularından çığlık atarak uyanır, gözleri açılmış,etrafa şaşkın şakın korkulu gözlerle bakarlar. Bu sırada anne-babayı tanımaz ve iletişime kapalıdırlar. Gözleri açık olduğu için aileleri tarafından uyanık ya da bilinci yerinde gibi sanılmasına rağmen uyanık değilerdir. Uyandırmaya çalışmak durumu daha kötüleştirebilir. Yaklaşık olarak 2 dakikadan 15 dakikaya kadar uzayabilir. Sabah uyandıklarında kabusların tersine hiçi bir şey hatırlamazlar. Yakın akrabalarda da bu durum geçmişte gözlenebilir. Ergenlik dönemiyle beraber genelde kendiliğinden geçer. Diğer uyku sorunları, aşırı yorgunluk, aşırı stress, yaşadığı kötü olaylar neden olabilir. Eğer çocuğun gündelik hayatını etkiliyor ve çok sık oluyorsa bu konuda yardım almak gerekir.
NARKOLEPSİ
Ani dayanılmaz uyku atakları ile ortaya çıkan, bilinç kaybı olmadan kaslarda gevşemeye bağlı düşmeler olan, uyandıktan sonra hareket edemeyen, uykuya dalmadan önce hallusinasyonların olduğu bir uyku bozukluğudur. Yukarda saydıklarımızın hepsinin olması gerekmez. Genelde ani uyku atakları ile aileler durumu farkeder. Bir anda yere düşebilir sonra sanki bir şey olmamış gibi yoluna devam edebilirler. Bu sırada çocuklarda nedensiz korkular olabilir. Genelde okul öncesi dönemde başlayıp sıklığı yaşla beraber artar. Bu uyku atakları bir kaç saniye olabileceği gibi yarım saate kadar uzayabilir. Çok çabuk uykuya geçebilirler. Gece uykularıda düzensiz olabilir. Yakın akrabalarında da narkolepsi öyküsü sıktır. Halk arasında zaman zaman şekerleme uykusu sanılabilir. Tedaviye yanıtı oldukça iyidir.
UYURGEZERLİK
Çocuklarda yetişkinlere göre daha fazladır. Yaşla beraber sıklığı azalır. Yapılan çalışamalarda yaklaşık olarak 5 çocuktan birinde hayatlarının bir döneminde uyurgezerlik atağı gözlenir. Genelde uyurgezerlik uykunun ilk başlarında gözlenir. Yaklaşık olarak 15-30 dakika sürer. Genelde yatağına geri dönerek uyur. Bazeden kendisini sabah başka yerde uyanırken bulabilirler. Sabah bir şey hatırlamazlar. Okul öncesi dönemde başlar ve erkeklerde daha sık görülür. Ailede başka kişilerde de görülme sıklığı fazladır. Fiziksel yorgunluk, stres uyurgezerliliği tetikler. Tedaviye yanıtı iyidir. Aileler çocuğun yaralanmalarını önlemek için bu dönemde evde önlemler alması gerekir.
DİŞ GICIRDATMA
Diş gıcırdatma direk bir uyku bozukluğu olmasa da uyku sırasında görülen sık sorunlardan bir tanesidir. Hemen her yaşta olabilir. Kaygı bozukluklarında, gelişim geriliklerinde, serebral palsililerde, uyum bozukluklarında, travma sonrası stress bozukluğu olan çocuklarda sık gözlenen bir sorundur. Diş gıcırdatma 1 yaşında bir çocukta bile olabilir. Kız ve erkek çocuklarda yaklaşık olarak eşit oranda gözlenir.Bazen bakıcı değişikliği bazen ailelerin çok farkedemediği basit bir sorun bile diş gıcırdatmasına yol açabilir. Bazen çok kısa sürer ve kendiliğinden geçebilirken bazen ise çocukların dişlerinde erimeye bile yol açabilir.
Nedenlerin bulunması ve bu nedenlerde bağlı çözümler üretme diş gıcırdatması tedavisinde olumlu yanıt vermektedir.