Uykusuzluk ve Kalp Hastalıkları
Yazar Murat Gençbay • Kardiyolog • 22 Şubat 2019 • Yorumlar:
Koroner damar hastalıkları ile uykusuzluk arasında çift yönlü bir ilişki vardır. Uykusuzluk, kalp hastalıklarını artırırken , kalp hastalıkları da uykusuzluğa neden olmaktadır. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Gençbay uykusuzluğun kalp sağlığı üzerinde etkileri hakkında bilgi verdi.
Öncelikle uykunun pasif bir eylem olmadığını ve sağlık açısından çok önemli bir süreç olduğunu belirtmekte fayda var. Uyku sırasında beyin oldukça aktiftir. Pek çok fizyolojik süreç gerçekleşmektedir. Bu nedenle uykuya gereken önemi vermek zorundayız. Maalesef günümüzde yaşam koşulları daha stresli olmuştur ve bu da uyku sorunlarını beraberinde getirmiştir.
Kalbin En Önemli İhtiyaçlarının Başında Uyku Geliyor
Prof. Dr. Murat Gençbay, ‘’ Toplumda yaşamın bir döneminde uyku sorunu problemi yaklaşık %50, kalıcı olarak uyku problemi ise %10’dur. Bu yüksek oran beraberinde ciddi sağlık sorunlarını da getirmektedir. 2017 Avrupa Kardiyoloji Dergisi’ nde 13.000 kişiyi kapsayan bir araştırmada az uyuyanların (günde 6 saatten az) koroner kalp hastalığına (kalp damarlarında tıkanıklık, kalp krizi) yakalanma oranı %71, inme geçirme olasılıkları %45 artmış olarak saptanmıştır. Benzer oranlar 2011 de yaklaşık 500.000 kişi üzerindeki analizde de ortaya konulmuştu. İlginç olarak uzun uyuyanlarda da (günde 9 saatten fazla) benzer artışlara rastlanmaktadır.’’ şeklinde konuştu.
Uykusuzluk Şeker Hastalığına Yol Açar
Prof. Dr. Gençbay, Uykusuzluğun şişmanlık, hipertansiyon ve şeker hastalığıyla ilişkili olduğunu belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Tartışmalı olan nokta uykusuzluğun kalp krizlerine yol açmasının bu risk faktörlerinde artışla mı yoksa doğrudan bir ilişkiyle mi olduğudur. Bazı araştırmacılar uykusuzluk ile koroner damar hastalığının bunlardan bağımsız olduğunu ileri sürerken bazı araştırmacılar bu ilişkinin dolaylı olduğunu ileri sürmektedirler. Uyku sırasında tokluk hormonu olan leptin hormonu salgılanmaktadır. Uykusuzluk sonrası leptin hormonu düşük seviyede kalmakta ve ghrelin hormonu artmaktadır. Ghrelin açlık hormonudur ve ilginç bir şekilde sağlıksız gıdalara yönelimi de artırmaktadır. Bu da şişmanlamaya yok açmaktadır. Ayrıca uykusuzluk çekenlerde insülin direncinde artma meydana gelmektedir. Bu da şeker yükselmelerine ve şeker hastalığına yol açabilmektedir. Uykusuzluk sonrası adrenerjik hormonlar ve kortizon seviyesi yükselmekte ve bunlarda hem şeker metabolizmasında bozulmaya yol açmakta hem de kan basıncını yükseltmektedir.’’
Uyku apnesinin uykuda nefes durması sendromu olduğunu ifade eden Dr. Gençbay, şu konulara dikkat çekti: ‘’Uyku apnesinin şişmanlıkla ilişkisi vardır. Özellikle kısa ve çevresi çok artmış boyun bölgesine sahip ve alt çenesi geriye doğru olanlarda oldukça sıktır. Nedeni, yutakta hava geçiş alanının iyice daralması (horlama nedeni) ve uyku sırasında bu geçişin kasların gevşemesi ile tamamen tıkanması (apne, nefes durması) ile olur. Hastanın beyni oksijen eksikliği nedeniyle uyanır, kas gerginliği artar ve solunum yeniden başlar. Bu olay gece boyunca bazen 2-3 dakikada bir bile tekrarlayabilir. Beyin sağlıklı uykuyu elde edemez ve buna bağlı oldukça ciddi sağlık sorunları ortaya çıkar."
Sağlıklı Bir Uyku İçin Püf Noktaları
Yatmadan birkaç saat öncesi özellikle ağır yemekler başta olmak üzere yemek yenmemesi önemli olduğunu belirten Dr. Gençbay, ‘’ Alkol uyku kalitesini bozar bu nedenle 6-8 saat öncesinden itibaren alkol alınmaması, kafein içeren içeceklerden uzak kalınması önerilir. Yatmadan birkaç saat öncesinde egzersizden kaçınmak gerekir. Sabah ve akşam yürüyüşlerinin uyku kalitesini artırdığı saptanmıştır. Yatak odasının; serin, havalanmış, sessiz ve karanlık olması önemlidir. Akşam saatlerinde bilgisayar ve telefonlarda mavi ışık filtresi kullanmak da fayda sağlayabilir. Mavi ışık melatonin seviyesini düşürmekte ve uykuya dalmayı geciktirmektedir.‘’ dedi.