Vaginismus
Yazar Ozan Pazvantoğlu • Psikiyatrist • 4 Aralık 2017 • Yorumlar:
Vajinanın dış üçte birindeki kasların cinsel birleşme veya jinekolojik muayene öncesinde ve sırasında
istemsiz olarak kasılması, bacakların kapanması ve itme davranışı ile cinsel birleşmenin ya da vajinal
muayenenin mümkün olmaması durumudur. Buna bedenin çeşitli bölgelerinde bazen tüm bedende
kasılmalar, sıklıkla bacakların kapanması, korku, bazen titreme, terleme, bulantı gibi belirtiler eşlik
edebilir.
Bu soruna sahip kadınların cinsel birleşme denemesi sırasında zihinlerinden geçen düşüncelerden
bazıları şunlardır: “penis çok büyük giremez; benim cinsel organım anormal; cinsel organım çok küçük;
çok canım yanar, çok kanar; orada duvar var, penis giremez” gibi.
Kızlık zarı, vajinanın girişinden birkaç santim içerde, ortasında değişik büyüklükte bir delik bulunan,
soğan zarı inceliğinde bir zardır. Üzerinde burnumuzda olduğu gibi kılcal damarlar vardır. Vajinaya kızlık
zarı deliğinden daha büyük bir şey, örneğin penis girdiğinde, zar kenarlara çekilir ve üzerindeki kılcal
damarlar çatlar. Bu sırada birkaç damla kan gelir ve bu sırada örneğin parmağımızın kesilmesinden çok
daha az olmak üzere bir acı hissedilir.
Vajinismus sorunuyla yüzleşen kadın birçok çelişki yaşar, bir yandan yardım ister, öte yandan tedaviden
korkar. Kadında zamanla hayal kırıklığı, yetersizlik duygusu ve terk edilme korkusu gelişir. Eşi ise başta
istenmediğini düşünür, daha sonra zarar vermemek için pasifleşir. Çift, zaman içinde giderek tüm fiziksel
yakınlıklardan kaçınmaya başlar. Başlangıçta erkekte cinsel işlev bozukluğu olmasa bile zaman içinde
sertleşme bozukluğu, cinsel isteksizlik gibi sorunlar gelişebilir.
Vajinismus hastalığına sahip kadınların çoğu aslında cinsel olarak isteklidir. Ama bir cinsel
yakınlaşmanın sonunda cinsel birleşme aşamasına gelineceğinden ve bundan fobik derecede
korktuklarından dolayı cinsel isteklerini göstermezler. Sorun çözülmeden uzun süre sürerse çoğu zaman
onlarda da cinsel isteksizlik gelişir.
Vaginismusa sahip ve tedavi başvurusunda bulunan kadınların eşlerinin sıklıkla “anlayışlı”, saygılı,
kaçıngan, cinsel açıdan tecrübesiz, pasif, girişken olmayan, eşine zarar vermekten fazla derecede
korkan erkekler olduğu görülmektedir.
Vajinismus, sosyal olarak baskıcı, cinselliğin daha çok ayıp, yasak, saklanması gereken bir eylem olarak
kabul edildiği, sosyokültürel ve eğitim seviyesi düşük toplumlarda daha sık görülür. Gelişmiş batı
toplumlarında sıklığı oldukça azalmıştır. Cinselliğin konuşulmadığı, bu nedenle bu konudaki bilgilerin
yanlış yollarla ve yerlerde öğrenildiği (bu bilgilerin de çoğu zaman yanlış, abartılı ve korkutucu olduğu)
aile ortamlarında yetişen kadınlarda vajinusmus sorununa daha sık rastlanır.
Bu konuda yapılan çalışmalarda ülkemizde yaklaşık olarak 10 kadından 3-4’ünün ilk cinsel birleşme
deneyiminde bu sorunu yaşadığı, cinsel birleşmenin gerçekleşmediği ya da kısmen gerçekleştiği
saptanmıştır. Ancak bunların sadece 1’i bu sorunu aşamaz ve hekim başvurusunda bulunur, diğerlerinde
zaman içinde yinelenen denemelerle sorun ortadan kalkar. Gene de %10’luk bir görülme oranı ruhsal
hastalıklar arasında oldukça yüksek bir orandır, yani vajinismus sık görülen bir cinsel işlev bozukluğudur.
Vajinismus tamamen ruhsal kökenli bir hastalıktır. Bu soruna sahip kadınların bedensel olarak diğer
kadınlardan hiçbir farkı yoktur. Bu nedenle bu sorunun tedavisi sadece psikolojik yolla mümkündür.
Herhangi bir ilaç, ameliyat vb. yollarla tedavi çabası faydasız ve gereksizdir. Doğru şekilde yapılacak
cinsel terapi bu sorunun tek tedavisidir. Cinsel terapi uygun ve yetkin kişilerce yapıldığı takdirde sorunun
çözülme ihtimali yüksektir.
Vaginismusterapisi ortalama 8-10 seans sürer ve çift olarak sürdürülür, çünkü kadından ziyade çiftin
sorunu olarak kabul edilir. Ayrıntılı cinsel öykünün alındığı, sorunun ve tedavinin ayrıntılı olarak
konuşulduğu ilk seanslardan sonra psikoeğitim seansı yapılır. Bu seansta cinsel organların yapısı ve
işlevleri ve sağlıklı cinselliğin işleyişi hakkında çifte ayrıntılı bilgi verilir. Ardından ev ödevleri denilen
egzersizlerin planlanacağı ve değerlendirileceği seanslara geçilir. Vajinismusun cinsel terapisinin esası,
fobi tedavisinde olduğu gibi, aşamalı olarak korkulan duruma, nesneye maruz bırakma ve bunun yarattığı
kaygıyı ortadan kaldırmaktır. Bunun için seanslar arasında yapılmak üzere ev ödevleri (parmak
egzersizleri gibi) planlı ve aşamalı şekilde tasarlanır. Her seansta önceki haftanın ödevleri gözden
geçirilir, değerlendirilir ve sonraki haftanın egzersizleri planlanır.
Vaginismus tedavisinin cinsel işlev bozukluğu konusunda eğitim almış olan psikiyatristler ve psikologlar
tarafından yapılması daha uygundur. Buna karşın ne yazık ki ülkemizde vajinismusu tedavi etmek için
oldukça yanlış yöntemlerin kullanıldığı ya da tavsiye edildiği görülmektedir; sarhoş haldeyken ya da
sakinleştirici ilaç/uyku ilacı aldıktan sonra cinsel ilişkiye girmeyi önermek, hipnoz altında vajinaya aparat
sokmak, bir iki seansta sorunu çözmeyi vaad etmek, vajinaya anestezik (ağrı duymayı engelleyici)
pomad sürmeyi önermek, kızlık zarını ameliyatla ortadan kaldırmak ve daha bir çok uygun olmayan
hatta kadına zarar veren yöntemler. Bu nedenle bu soruna sahip çiftlerin cinsel terapi konusunda yeterli
eğitim almış psikiyatristlere başvurmaları önemlidir.