Vajinismus
Yazar Engin Torun • Psikolog • 26 Ağustos 2021 • Yorumlar:
Kadında cinsel ilişkinin olduğu anatomik bölgeye vajen adı verilir.
Vajenin etrafındaki kasların kasılması, tüm vücutta bir kasılma, endişe, korku ve panik hali, kadının bacaklarını sıkıca kapatması ve elleriyle eşini itmesine yol açan, istemsiz bir şekilde yani kadının kontrolü dışındaki bilinçdışı vajinal kasılmalara vajinismus denir.
Çoğu zaman cinsel birleşmeyi olanaksız kılan bu kasılmayı kadın kendisi yapmaz. Bunlara, bedenin çeşitli bölgelerinde, hatta tüm bedende kasılmalar, bacakların kapanması, titreme, çarpıntı, terleme, bulantı, kusma, fenalık hissi ve ağlama eşlik edebilir. Vajinadaki kasılma çoğu kadında cinsel birleşmeye izin vermez. Daha az sayıda olguda ise zorlamayla giriş olabilir ancak birleşmeler ağrılı ve acılı olarak sürer gider.
VAJİNİSMUSUN BELİRTİLERİ NELERDİR?
O an geldiğinde kişi panik atak benzeri bir durum yaşar. Eşini iter, kasılır. Korkar, bilinci açık olsa da kontrolünü yitirir, kontrol bilinçdışının eline geçer. Kişi bilinçdışı tarafından negatif bir hipnoz transı haline getirilir. Endişe, korku, kaygı duyar. Kişi zamanla aşağıdaki duygu ve düşüncelere kapılabilir:
-
Duygusal tatminde azalma
-
“Herkesin bu kadar kolay yaptığı bir şeyi ben nasıl yapamıyorum?” şeklinde suçluluk
-
Utanç duyma
-
Kendinden nefret etme
-
Hayal kırıklığı hissi
-
Aile büyüklerinin veya yakınlarının “Ne zaman çocuk sahibi olacaksınız?” soruları nedeniyle duyulan korku
-
Zamanla meydana gelen cinsel isteksizlik vb..
VAJİNİSMUSUN NEDENLERİ NELERDİR?
Vajinismusun en sık nedenleri psikolojik kaygılardır. Kız çocuklarına öğretilen veya irademizin bilinçdışımıza kodladığı “cinsellik kötüdür”, “kızlık zarı çok değerli ve korunması gereken bir şeydir” düşünceleri bu problemin ortaya çıkmasında önemli bir yer tutar. Bazen neden cinsel bilgi eksikliği, basit bir utanma ve cinsel duygulardaki baskılanma olabilir. Bazen de altta yatan neden özellikle çocukluk dönemindeki travmatik bir yaşantıdır. Bu durumda geçmiş de yaşanmış taciz gibi travmatik olayların bilinçdışına itilen bugünkü izdüşümleri ve etkileri gibi daha karmaşık içsel çatışmalar, yanlış kalıplar yada zorlamalar beden-zihin bütünlüğünü bozup vajinismusa neden olabilir. M. Erickson’un dediği gibi “defolu bir öğrenme ve kabullenme” vardır.
Özetle üzerinde durmak gerekirse; kadını her alanda ve cinsellikte “talep eden olmama”, “istekli gözükmeme” vurgularıyla yetiştiren geleneksel tutum vajinismus ve diğer cinsel işlev bozukluklarının gelişimine zemin hazırlar gözükmektedir. Cinsel eğitimin uygun verildiği, cinselliğin konuşulabildiği, çocukluk yaşlarından itibaren cinselliğin bir haz alma davranışı olarak kurgulanabildiği, kadının cinselliğine de değer verildiği toplumlarda vajinismusa daha az rastlanır.
AĞRILI CİNSEL İLİŞKİ
Ağrılı cinsel ilişki, cinsel ilişki sırasında yineleyici bir biçimde ya da sürekli olarak eşlik eden genital ağrının olmasıdır.
Tıp literatüründe “Disparoni” olarak adlandırılır. Tekrarlayıcı olması önemlidir. Kısa süreli ve geçici olan ağrılar disparoni olarak kabul edilmezler.
Vajinismus ile birlikte seyredebildikleri gibi bağımsız da olabilirler.
Cinsel eylem sırasında ağrı olması nedeniyle beraberinde uyarılmanın kısa sürmesine bağlı uyarılma bozukluğu ya da orgazm bozukluğu görülebilir.
Kadın cinsel sorunları içinde fiziksel nedenlerin en sık rastlandığı bozukluk disparonidir. Cinsel birleşmede ağrı yakınması olan bir kadında öncelikle fiziksel bir sorun olup olmadığı araştırılmalıdır. Bir çok tıbbi soruna bağlı olarak disparoni gelişebilir.
Kadın cinsel organları veya idrar yollarına ait enfeksiyonlar, genital bölgedeki eski ameliyat nedbeleri (skatris), doğum sırasında meydana gelen yırtılmalar, endometriyozis, alt karın bölgesinde bulunan tümörler ve aynı bölgeden geçirilen operasyonlar, radyasyon tedavileri, bağırsaklar ile ilgili hastalıklar ve rahmin arkaya doğru dönük olması, disparoniye yol açabilir.
Diğer cinsel sorunlara bağlı ya da psikolojik nedenlerle disparoni oluşabilir. Tecavüz ve cinsel saldırılar gibi travmatik yaşantılar cinsel ağrı bozukluklarına neden olabilirler. Cinsellik ile ilgili olumsuz olaylar kadının cinsellikten bir şekilde korkmasına, kaçınmasına neden olur, edinilmiş vajinismus ve disparoni ortaya çıkar. Yanlış cinsel inanışlar, cinselliğin haz vermeyen, bir eylem gibi algılanması, cinsellik ile ilgili olumsuz düşünceler ağrılı cinsel ilişkinin ortaya çıkışını kolaylaştırır.
Uyarılma bozukluğu olan, cinsel ilişki sırasında uygun şekilde uyarılmayan ve yeterli ıslanması olmayan kadında da cinsel birleşme ağrıya neden olabilir. Bu durum ağrılı cinsel ilişki olarak tanımlanmamalıdır. Kendisini hazır hissetmediği halde cinsel birleşme yaşayan kadınlarda ağrılı cinsel birleşme beklenmelidir. Kadının bazı dönemlerinde, geçici olarak, ağrılı cinsel birleşme olabilir. Doğumun hemen sonrasında kanama ya da yaralar henüz iyileşmemişken cinsel birleşme yaşandığında da oluşabilir. Menopozda oluşabilecek vajinal kuruluk cinsel birleşme sırasında hassasiyet oluşturuyorsa kayganlaştırıcı kullanılmadan cinsel birleşme sürdürüldüğünde ağrı oluşabilir.
ORGAZM VE ORGAZM BOZUKLUKLARI
Fizyolojik olarak kadında orgazm; vajinal ve klitoral uyarıların klitoriste toplanması ile klitoris ve beyin arasında gerçekleşir; cinsel bölgelerden başlayarak tüm bedende hissedilir. Vajinanın dıştaki 1/3’lük kısım sinir yapısı açısından zengin olduğundan dolayı, uyarılma açısından uygundur. Ayrıca yeterli klitoral uyarı da orgazm evresine ulaşmak için önem teşkil eder. Uygun süre ve yoğunlukta uyarı almayan bir kadın orgazm olamayacaktır.
Orgazm uzun süreli cinsel uyarı sonucunda ulaşılan kişiye zevk veren fizyolojik ve psikolojik bir durumdur. Orgazm cinsel deneyimin ve doyumun zirve noktasıdır. Bu olay erkeklerde genellikle cinsel boşalma; her iki cinste de nefes alma artma, kızarıklık kalp hızında artma göz bebeklerinde büyüme, istemsiz kasılmalar gibi fiziksel etkilerle beraber görülür. Orgazma cinsel ilişki ya da mastürbasyon ile ulaşılabilir. Orgazm 10-20 saniye kadar sürer ancak bazı ilaçlar ve kremlerle bu süre uzatılabilir. Kadınlar erkeklerden daha geç orgazma ulaşmalarına rağmen eğer yeterli cinsel uyarı verilirse erkeklerden daha kapsamlı ve şiddeti orgazm yaşayabilirler.
Erkekler görsel uyarılara daha açıktır. Kadınların ise işitsel yetenekleri ve konuşsal faaliyetleri erkeklere göre daha gelişmiş ve daha fazladır. Bu nedenlerle kadınlar cinsel ilişkiye ruhen hazır olmadan cinsel ilişkiye erkekler kadar kolay giremez girse de orgazm olamaz ya da çok zor orgazm olur.
Orgazm sorunları ve bozukluk tipleri:
-
Hiç orgazm olamama (anorgazmi)
-
Zaman zaman orgazm olamama (rastgele anorgazmi)
-
Cinsel birleşme ile orgazm olamama ancak mastürbasyon vb. ile orgazm olma (koital anorgazmi)
-
Erken orgazm (çok nadir)
ORGAZM BOZUKLUKLARI VE SORUNLARININ NEDENLERİ
Kadınlarda orgazm bozukluğuna neden olacak birçok sebep vardır. Duygusal ve fiziksel nedenler, çevresel etmenler, psikiyatrik rahatsızlıklar ve toplumsal roller genel olarak orgazm bozukluklarının en büyük nedenlerindendir.
-
baskıcı bir ailede büyümek ve geleneksel rollerin fazla kodlanmış olması
-
erkeğe itaatkarlık veya cinselliği erkeğe karşı bir görev olarak görmek
-
ayıplanma düşüncesi
-
partnerin erken boşalma sorununun olması
-
partnerin ereksiyon sorununun olması
-
partnere karşı ilgi kaybı
-
menopoza bağlı östrojen azlığı
-
depresyon-üzüntü
-
vajinal akıntılar
-
şeker hastalığı
-
problemli bir çocukluk geçirilmiş olunması
-
düzenli ve sağlıklı bir aile yaşamının olmaması
-
ergenliğe geçiş döneminde problemli ve travmatik bir cinsel deneyim yaşanmış olması
-
bilgi eksikliği
-
cinsel taciz ve tecavüz yaşamış olma
-
sosyokültürel yasaklamalar ve aşırı dinsel inanç
-
partnere güvenmeme
-
ön sevişmenin kısa tutulmasına bağlı yeterince ıslanmama ve uyarılmama, ilişkide monotonlaşma, vajinal kuruluk vb. sayılabilir.
ERKEK VE KADIN ORGAZMI ARASINDAKİ FARKLAR
Toplumdaki cinsel işlevlerle ilgili mitlerden biri, erkeklerin üst üste birkaç kez cinsel birleşmede bulunabileceği biçimindeki yanlış inanıştır. Ancak cinsel işlevin fizyolojisi bakımından bu mümkün değildir. Bir erkek boşaldıktan sonra, penisin tekrar sertleşmesi için belli bir sürenin geçmesi gerekmektedir. İhtiyaç duyulan bu süre yaşla beraber uzayabileceği gibi, durumsal ve bireysel başka faktörlerden de etkilenebilir.
Ancak kadınlarda fizyolojik olarak böyle bir gereklilik bulunmamaktadır. Kadınlar, bir kere orgazm olduktan sonra, cinsel uyarılma durumunu kaybetmezler, bu yüzden de cinsel etkinliği sürdürürlerse arka arkaya birçok kez orgazm olabilirler.
CİNSEL İSTEKSİZLİK
Cinsel istek, cinsel ilişkiye girme arzusudur.
Olası çekici cinsel partnere yönelik dikkatin olması, yazılı veya görsel erotik materyallere karşı ilgi, cinsel içerikli rüyalar veya fanteziler kurma, cinsel etkinlikle ilgili arzuların farkında olunmasıdır. Bir partnerle cinsel ilişkiye girmeyi istemektedir. Cinselliğin azalmasına ilişkin hayal kırıklığını da kapsamaktadır. Görme, koklama, işitme, dokunma, tatma, düşünce ve duygular cinsel isteği meydana getirir.
Doyurucu bir cinsel ilişkiye istek duymak için bu isteğin bir partnere yönelmesi gerekir. Bu süreç içinde kişinin mizacı ve iç dünyasıyla ilgili psikolojik etkenler, bedensel durumla ilgili biyolojik etmenler, bizi kuşatan ve içinde yaşadığımız çevresel ve kültürel etkenler belirleyici rol oynarlar.
Kişinin partneriyle ilgili düşünce ve hisleri, inançları, sosyal durumu, yaşı, mesleği, cinsellikle ilgili kültürel normları, yeterli özgüven, cinsellikle ilgili önceki deneyimlerin olumlu olması, uygun bir cinsel eşin olması, cinsellik dışındaki alanlarda da iyi bir ilişkinin olması, cinsel isteğin yoğunluğu ve sıklığı gibi birçok kriteri göz önüne almak gerekmektedir. Bu nedenle cinsel isteğin objektif kriterlerini belirlemek oldukça güçtür.
cinsel isteksizlik, yeterli cinsel uyarı olmasına rağmen cinsel fantezilerin ve cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması veya hiç olmaması, cinsel arzu duyulmaması durumudur.
Cinsel isteksizlik, kadınlarda erkeklerden daha fazladır. Cinsel isteksizlik kadınların ortalama %33’ünde görülür. Oranlar yaşa bağlı olarak artmaktadır.
CİNSEL İSTEKSİZLİĞİN NEDENLERİ NELERDİR?
FİZİKSEL FAKTÖRLER
-
Yaşlanma ve menopoz
-
Cinsellikten uzun süre uzak kalmak
-
Kullanılan bazı ilaçlar
-
Alkolizm
-
Böbrek, karaciğer ve kalp yetmezliği, tiroid hastalıkları, şeker hastalığı ve yüksek tansiyon gibi kronik hastalıklar, multipl skleroz
-
Parkinson gibi nörolojik problemler, ameliyatla rahmin alınması, hormonal dengesizlikler
-
Doğumdan sonraki lohusalık ve emzirme dönemleri, cinsel organlarının yapı ve fonksiyonlarının bilinmemesi, rahim ağzı enfeksiyonları, vajinal mantar, trikomonas gibi vajen enfeksiyonları, vajen akıntıları, yaşa bağlı hormonal yetersizlikten kaynaklanan kuruluk, ameliyat sonrası meydana gelmiş yapışıklıklar gibi cinsel hayatı etkileyecek jinekolojik rahatsızlıklar, ilişkide ağrı hissetme.
PSİKOLOJİK FAKTÖRLER
-
Vaginismus
-
Aşırı stres
-
Eşler arasındaki geçimsizlikler ve çatışmalar
-
Homoseksüellik
-
Evlilikle ilgili problemler
-
Beden şekli ile ilgili kaygılar, bıkkınlık
-
Cinsel travmalar, tecavüz
-
Ailede birinin ölümü
-
Çocuk doğumu, taşınma gibi önemli yaşam olayları
-
İlişkiye gerekli özenin gösterilmemesi
-
Cinsel ilişki ile bazı olumsuz anıların yerleşmesi, cinsel ilişkide bulunmanın bir suç veya günah olarak algılanması
-
Anksiyete ve depresyon.