Yağ Doku Transferleri - Yağ Enjeksiyonu
Yazar Mahmut Özgül • Plastik Rekonstrüktif Ve Estetik Cerrahi Uzmanı • 30 Ekim 2018 • Yorumlar:
İşlem yapılacağı alanın genişliği ve yaygınlığına göre lokal anestezi veya genel anestezi altında yapılabilmektedir. En basit anlatımıyla vucudunuzun herhangi bir bölgesinden alınan yağ dokusu hacim artışı istenen bölgeye gerekli işlemlerden geçirildikten sonra enjekte edilmektedir. Yöntemin ilk uygulanışına ait yazılar/ yayınlar 1800’lü yıllara uzanmaktadır. Teknolojinin ve cerrahi aletlerin ve tekniklerin geliştirilmesiyle günümüzde uygulanabilmektedir.
İşlemi takip eden ilk 1- 2 haftalık süreçte enjekte edilen yağ dokusu ödemlenmekte/ şişmektedir ve bunu takip eden 2- 3 aylık süreçte de yavaş yavaş hacim kaybederek ilk verilen miktardan daha az miktarda kalacak şekilde iyileşmekte, (ilk verilen miktardan erken dönemde yaklaşık %20- 30 geç dönemde yaklaşık % 50 hacim kaybı ile) verilen bölgede dolgunlaşmaya ve gençleşmeye neden olmaktadır. Gençleşmeyi nasıl sağlayacağı konusunu biraz açacak olursak; yaşlanmayla birlikte tüm vucutta hücre azalması ve doku incelmesi olmaktadır. Bu durum vucuttaki tüm dokularda (beyin, kalp, böbrek vb) az veya çok gerçekleşmektedir. Azalan deri altı yağ dokusunu bir bölgede yerine koymak, zamanı tersine çevirmenin simulasyonu yani gençleşme olarak adlandırılabilir.
Yağın enjekte edildiği alanlarda ağrı olmamakta fakat yağın alındığı bölgede, alınan miktara da bağlı olarak yaklaşık 1 hf- 10 gün süren ağrı ,yanma , batma gibi hisler olabilmektedir. İşlem sorası yağ enjeksiyonu yapılan bölgeye 3 gün düzenli soğuk uygulama önemlidir. İşe ve günlük aktiviteye dönme süresi de yaklaşık 7 – 10 gündür. Yöntem tekrar edilebilir bir yöntemdir. İşlemden sonra yeterli hacim sağlanamadıysa veya verilmek istenen hacim o bölgenin güvenli ve sağlıklı bir şekilde alabileceğinden fazla ise 6. ayda tekrar uygulanabilir. Yağ enjeksiyonunun en önemli dezavantajı yağı olmayan hastalarda geniş bölgelere (popo, meme, genital bölge veya tüm yüz gibi) yetecek miktarda yağ alınamıyor, dolayısı ile enjeksiyon yapılamıyor olmasıdır.
İstenmeyen sonuç ve komplikasyonlar,
1- Hacim yetersizliği; Bazı durumlarda verilen bölgeye veya hasta değişkenlerine bağlı verilen yağın beklenenden fazla erimesi olabilmektedir. Bu gibi durumlarda yağ enjeksiyonu 6. aydan sonra tekrar yapılabilir. Yine ulaşılmak istenen hacim o bölgenin güvenli ve sağlıklı bir şekilde alabileceğinden fazla ise 6- 12 ay arayla iki işlem planlanabilir. Bu şekilde bir planlama gelişebilecek komplikasyonların azaltılmasında oldukça önemlidir.
2- Kitle/ sertlik oluşumu; Verilen yağın bazı hastalarda bazı bölgelerde topaklanması gibi bir durum olabilmektedir. Bu topaklanma küçük ise sert ve sık masaj uygulaması ile zaman içinde kaybolmaktadır. Büyük ve geniş alanlarda oluşan topaklanmalar, kızarıklık ve ağrıya sebep olanların çıkarılması veya temizlenmesi için ek cerrahi işleme ihtiyaç duyulabilir.
3- Enfeksiyon; Yağların alınması ve enjeksiyonu işlemleri tamamen kapalı sistemlerde, hava teması bile olmadan yapılmaktadır. Bu nedenle enfeksiyon gelişimi oldukça nadirdir. Enfeksiyon gelişmesi durumunda tedavisi için ek cerrahi işlemler ve yatarak antibiyotik tedavisi uygulanması gerekebilmektedir. Bazı durumlarda enjeksiyon yapılan alanlarda yağların yaşayamaması ve dolayısıyla çözülerek sıvılaşması nedeniyle oluşabilecek kızarıklıklar enfeksiyon ile karıştırılmamalıdır.