Yardım Edin, Kurtulmak İstiyorum
Yazar Türkan Hisar • Psikolog • 21 Ağustos 2019 • Yorumlar:
Danışmanlığını yaptığım bireylerde konu madde bağımlılığı ise; danışanlarımdan madde öykülerini anlatmalarını rica ederim.
Peki, nedir madde öyküsü?
Madde bağımlısı bireyin farkındalık hali tedaviye başlamada etkili olabilmektedir. Eğer sorunun farkında değilse bu bize farkındalık öncesi dönemde olduğunu gösterir. Farkındalık ancak sorunun ne olduğunu anladığında başlıyor. Kişi bu aşamadan sonra değişime niyetli ise karar basamağına geçebiliyor.
Madde bağımlısı birey değişim için adım attığında ancak eyleme geçmiş oluyor. Değişimi koruyabilmek ise sürdürme dediğimiz diğer önemli basamak…
Madde bağımlısı olan birey kendi isteği ile tedavi olmayı istediğinde konu ile ilgili olarak psiko eğitim verilmesi gerekiyor. İyileşme dönemlerinin hem bireye hem de aileye anlatımı karşılaştıkları sorunla ilgili soru işaretlerini gidermede etkili olabiliyor.
İyileşme dönemlerine göz attığımızda neler olduğunu kısaca açıklayalım.
Yoksunluk aşaması dediğimiz dönem henüz ilk 1 ayın tamamlanamadığı sürede karşımıza çıkıyor. Bu dönemde birey fiziksel ve ruhsal sıkıntılarla karşı karşıya kalabiliyor.
1 ay ile 3 ay arasında ise; balayı dediğimiz dönem başlıyor. Yani madde bağımlısı olan birey ve aileler iyileşmenin gerçekleştiğini düşünüyorlar. Oysa ki bu dönemde sadece madde isteği azalıyor, yorgunluk ve halsizlik olabiliyor, depresif haller gözlenebiliyor.
3 ay ile 6 ay arasında ise; uzamış iyileşme aşaması başlıyor. Madde bağımlısı olan bireyde keyifsizlik, boşluk hissi ve ne yapacağını bilememe durumu gözlenebiliyor.
Ancak 6 aydan sonra yeniden bir yapılanma aşamasına geçilebiliyor. Bu aşamada birey yeni arkadaşlar, yeni hobiler edinerek yeni bir yaşam tarzına merhaba diyebiliyor.
Bilinmesi ve dikkat edilmesi gereken nokta tedavi aşamasında dahi kaymaların olabileceğidir.
Yazımda sizlere yoksunluktan bahsettim. Öyleyse, yoksunluk nedir? Bunu açıklamakla devam edelim.
Yoksunluk: Madde kesildiğinde ya da azaldığında ortaya çıkan ruhsal ve fiziksel semptomlardır. Yoksunluk belirtileri arasında huzursuzluk, öfke, sıkıntı, gerginlik, esneme, kusma, ishal, burun akması ve gözlerde yaşarma gibi durumlar gözlenebiliyor.
Kullanılan maddeye göre, yoksunluk belirtilerinin görülme zamanları farklılık gösterebilir.
Örneğin: Eroin bağımlısı olan bir bireyde yoksunluk belirtisi 4-6 saat sonra başlarken, methadon yoksunluğu ise son kullanımdan itibaren 36 saat kadar uzun bir süre gerektirebiliyor.
Terimlerle devam ederek, sizlere nüksetmeden bahsedeyim.
Nüksetme nedir?
Maddeyi bıraktıktan sonra ki dönemde yeniden kullanmaya başlamak demektir. Madde kullanan bireylerde çağrışımlar nüksetmeyi ortaya çıkartabiliyor. Ses, koku, madde kullanan diğer arkadaşlar ve gruplara rastlamak, yaşanılan stresli olaylar nüksetmeye sebep olabiliyor.
Ailelerden gelen diğer bir soru ise: Ebeveyn olarak çocuğumuzun madde kullandığını öğrendiğimizde ne yapacağız?
İlk olarak lütfen sakin olun.
İletişiminizi gözden geçirin. Kendinizi ve çocuğunuzu suçlayıcı tavırlara girmeyin. Unutmayın ki çocuğunuzla konuşabildiğinizde, çocuğunuzun söylediği her cümle size ipuçları verecektir. O yüzden nasihat ederek konuşmayı başlatmayın ve sürdürmeyin. Utanç duymayın ve öfkeye kapılmayın.
Okul döneminde çocuklarınız varsa; psikolojik danışmanlık birimiyle irtibata geçebilirsiniz.
Çocuklarımızın “hayır” diyebilmeyi öğrenmeleri önemli. Çünkü nerede, ne zaman, hangi koşullarda maddenin çocuklarınıza sunulduğunu bilemeyebilirsiniz.
Tedavi basamağı diğer merak edilen konu…
Tedavi sürecine göz attığımızda, önemli iki soru şu: Kişi kendini bağımlı olarak tanımlıyor mu? , tedavi olmayı istiyor mu? Bu soruların cevaplarını aldıktan sonra nasıl bir tedavi yöntemi izlenmeli? şeklinde düşünebiliriz. Hastalara uygulanacak tedavi şekilleri ve tedavi süreleri farklılık gösterebiliyor.
Tedaviler ayaktan ya da yatarak, uzun ya da kısa süreli olabiliyor. Bireydeki değişimler ancak tedavinin 3. ayından sonra kendisini gösterebiliyor. İlaçlı tedavinin yanında psikoterapik müdahaleler de tedavinin seyrini olumlu etkiliyor. Psikoterapi sürecinde terapist ile danışan arasında kurulacak güven ortamı, danışanın kişilik özellikleri, aile ve sosyal desteğin varlığı, tedavinin süresi gibi faktörler tedavinin seyrinde önemli unsurlardandır.
Yazımda son olarak ebeveynlerimize yardımcı olacağını düşündüğüm “yaklaşım” konusundan biraz daha bahsetmek istiyorum.
Ebeveynler olarak yaklaşımlarınızda nasıl olmalısınız?
Çocuğunuzla sakince konuşmayı deneyebilir ve onu dinlediğinizi hissettirebilirsiniz, kendinizi çocuğunuzun yerine koyarak empati yapabilirsiniz, zorlandığı her durumda onun yanında olacağınızı gösterebilirsiniz, aldığınız kararlarda istikrarlı olmaya gayret edebilirsiniz, birlikte kaliteli zaman geçirebilirsiniz, arkadaş çevresini tanıyabilirsiniz, çocuklarınızı kimseyle kıyaslamadan ve bulundukları ortamlarda küçük düşürmeden onlara örnek davranışlarınızla yardımcı olabilirsiniz.
Evet değerli okurlarım, bu hafta da sizlere madde bağımlılığı hakkında merak ettiklerinizi açıklamaya çalıştım. Güzel bir hafta sizlerle olsun. Sağlık ve huzurla kalınız.
“Kendinden başka bir şeye ne kadar çok bağımlı olursan, o kadar az mutlu olursun. Mutluluk kendi kendine yetebilmektir.”
Paulo Coelho