Yas Sürecinde Olan Çocuğa Ebeveyn Yaklaşımı
Yazar Emine Sinem Derli • Psikolog • 25 Eylül 2020 • Yorumlar:
Çocukların gelişimsel özellikleri ve bilişsel gelişimlerine bağlı olarak ölüm kavramını algılamaları farklılık gösterir. Çocuklara ölüm hakkında söylenmesi gerekenler çocuğun yaşına göre değişmektedir. Kayıp sonrası yaşananlar; çocuğun deneyimleri, ölen kişiyle olan ilişkisi, çevre etkisi, ailenin tutumu, ölümün sebebi ve oluş biçimine göre şekillenmektedir. Çocuklardaki yas tepkilerinin görünümü, süresi ve yoğunluğu da farklılık göstermekte olup aynı zamanda çocuğun yası yaşama şekli ölümü algılama biçimiyle ilişkili olabilmektedir.
Çocuklara ölüm’ü düşünsel, duygusal ve davranışsal olarak anlatmak yararlı olacaktır
Düşünsel: Çocukların ölüme yol açan süreçle ilgili yaş ve gelişim seviyelerine uygun bilgiye ihtiyaçları vardır.
Duygusal: Çocuklar duygularını tanımlamakta güçlük çekebilirler. Bu nedenle bir yetişkinin duyguların tanımlanması ve ifade edilmesi konusunda vereceği destek bu sürece faydalı olacaktır.
Davranışsal: Yetişkinlerin yas döneminde sergiledikleri yalnız kalmak isteme, ağlama gibi davranışlarının nedenini açıklamaları gereklidir. Aksi takdirde çocuklar bu dönemde sergilenen yas davranışlarının kendilerine yönelik olduğunu düşünebilir. Ayrıca çocuklar bu dönemde kendi davranışlarını kısıtlayıp ket vurabilmektedir, yetişkinlerin bu dönemde iyi birer gözlemci olmaları çocukların yas sürecine destek olacaktır.
Çocukların ölüm algısı, çocukların ölüme dair olan kavramlara yüklediği anlamlarla gerçekleşmektedir. Çocuklar, tekrarlayan olaylara alışık olduklarından ölümün bir son olduğunu anlamakta güçlük çekebilirler. Ölümün “tüm işlevlerin bitmesi” anlamına geldiği yeterince kavranamadığında ise çocuk, ölen kişinin gömüldüğü yerde üşüyeceğini, acı çekeceğini düşünebilir, “mezarında ona kim yemek verecek?” gibi sorular çocukların ölümle birlikte vücut fonksiyonlarının durduğunu kavramaya ihtiyaç duydukları anlatır. Okulun ilk yıllarıyla birlikte çocuklar ölümün kaçınılmaz olduğunu ve herkesin (her canlının) bir gün öleceğini anlamaya başlarlar. Çocuklarda ölüm kavramının anlaşılmasına çeşitli bilişsel yapıların gelişimi eşlik etmektedir. Bunlar; geri dönülmezlik, evrensellik, işlevsizlik, nedenselliktir.
Geri dönülmezlik / Son: Ölen kişinin (canlının) yaşama geri dönmeyeceği
Evrensellik / Kaçınılmazlık: Yaşayan her canlının öleceği
İşlevsizlik / Sonlanma: Yaşamı tanımlayan tüm işlerin ölümle kaybedilmiş olduğu
Nedensellik: Vücut fonksiyonlarının tamamen yitirilmesi anlamlarına gelmektedir.
Çocuklar, olumlu olumsuz bütün ihtimalleri bir arada düşündüğü ve kötü ihtimaller üzerinde gereğinden fazla durdukları için etrafındaki diğer insanları da kaybedeceğine dair yoğun bir endişe yaşayabilir. Bu noktada bakım veren kişinin çocuğu güvende hissettirmesi önemlidir. Zira bu dönemde çocuğun güven ve emniyetle ilgili daha güçlü bir arayışı söz konusu olacaktır. Bakım veren kişilerin bu ihtiyaca dair hassasiyetleri, bu dönemin çok daha sağlıklı geçmesine vesile olacaktır. Bazı çocuklar ise kayba dair olan süreçten duygusal açıdan çok fazla etkilenirler. Bu süreçte deneyimleyecekleri en ufak bir ilgi ve sevgi azalması, onları mutsuz ve moralsiz hissettirdiği gibi işlevselliklerini de önemli oranda azaltabilir. Çocukların kayıpla ilgili olan dönemde yoğun bir sevgi, hoşgörü ve şefkat görmeleri, onların bu süreci çok daha kolay geçirmelerine vesile olacaktır.
Her çocuğun ölümü algılaması ve kayıp sürecini yaşaması birbirinden farklı olmaktadır. Çocuğun psikolojik ihtiyaçlarına uygun bir yaklaşım sergilenmesi sayesinde bu zorlu dönemin kolaylaşması ve ileriye dönük büyük olumsuz izler bırakmadan atlatılması mümkün olabilmektedir.