Yas ve Kayıp Süreci
Yazar Hilal Esen • 22 Ocak 2024 • Yorumlar:
Yas ve kayıp, sadece sevdiğimiz biri öldüğünde deneyimlediğimiz bir şey değildir. Çoğu zaman bir kişinin ölümüyle ilişkilendirilse de, evliliğimiz veya bir arkadaşlığımız sona erdiğinde, bize ciddi bir hastalık teşhisi konduğunda, inancımızı kaybettiğimizde veya bedenlerimiz ve yaşamlarımız hakkında karar verme özgürlüğümüzü kaybettiğimizde de yas sürecinden geçebiliriz.
Yas ve travma danışmanı Terri Daniel'e göre, "Ulusal siyasetin durumu bir yas tepkisini tetikleyebilir", aynı ölümde olduğu gibi. Kendinizi üzgün, kızgın veya güçsüz hissediyor olabilirsiniz veya bir zamanlar sizi mutlu eden etkinliklere olan ilginizi kaybetmiş olabilirsiniz. Belki uyku veya beslenme alışkanlıklarınızda değişiklikler yaşıyor, kötü rüyalar görüyor ve hatta fiziksel belirtiler yaşıyor olabilirsiniz. Bunların hepsi gizli bir kederi gösterebilir. Kederden iyileşme uzmanı Kristi Hugstad ise, "Yas, kayıpla ilgilidir ve bu kayıp pek çok biçimde gelir- ölüm bunlardan yalnızca biridir," diye ekler. Yaşadığınız kaybın türü ne olursa olsun, kederiniz gerçektir ve yas tutarken deneyimlediğiniz, sizin için zor veya kafa karıştırıcı olabilecek sayısız duygu vardır.
Yasın Beş Aşaması
Yasın beş aşamasına zaten aşina olabilirsiniz. Size ayrıca bu beş aşamanın belirli bir süre boyunca kesin bir sırayla gerçekleştiği öğretilmiş olabilir, ancak bu doğru değil. Elisabeth Kübler-Ross ile On Keder ve Yas Tutma kitabının ortak yazarı David Kessler'e göre, "Aşamalar, bir duyguya girip çıktığımızda, dakikalarca veya saatlerce sürebilen bu duygulara verilen tepkilerdir. Her bir aşamaya doğrusal bir şekilde girip çıkmıyoruz. Birini, sonra diğerini hissedebilir ve tekrar ilkine geri dönebiliriz.”
İnkar
Bu aşamada inançsızlık, uyuşukluk veya zihinsel olarak kapanmış hissedebilirsiniz. Evinizi temizlemek gibi çok da dikkat gerektirmeyen davranışlarda bulunabilir veya geçici olarak kaybı tamamen aklınızdan uzaklaştırabilirsiniz.
Kızgınlık
İnkarınızın sonsuza kadar süremeyeceğini anladığınızda öfke başlar. Kırgın, sinirli, kontrolden çıkmış ve hatta öfkeli hissedebilirsiniz. Sosyal medyada karşınıza çıkan sevdiğiniz veya tanımadığınız kişilere sert tepkiler verebilir, karamsarlık ifade edebilir, sinirli ve agresif davranabilirsiniz. Bu aşamada, alkol veya uyuşturucu kullanımında artış gözlenebilir.
Pazarlık
Kessler, "Bir kayıptan sonra, pazarlık geçici bir ateşkes şeklini alabilir. 'Keşke...' veya 'Ya eğer...' ifadelerinin labirentinde kayboluyoruz. Hayatın eski haline dönmesini istiyoruz. Zamanda geriye gitmek istiyoruz." diyor. Pazarlık genellikle suçluluk, utanç ve güvensizlik duygularıyla birlikte gelir. Bu aşamada derin düşünür, endişelenir, geleceği tahmin etmeye çalışır ve en kötüsünü varsayma eğiliminde oluruz. Kessler, bu durumu "Bu kaybın acısını hissetmemek için her şeyi yapacağız" diye açıklıyor. "Geçmişte kalıyoruz, incinmekten kurtulmak için müzakere etmeye çalışıyoruz."
Depresyon
Kederin depresyon aşamasındayken çok uyuyabilir, ağlayabilir, bir zamanlar keyif aldığımız şeylere daha az ilgi duyabilir ve daha az motive olmuş hissedebiliriz. İştahımız değişebilir ve kendimizi bunalmış ve üzgün hissedebiliriz. Umutsuzluk, çaresizlik veya umutsuzluk bu aşamada normal duygulardır.
Kabul
Kabullenmek belki de kederin tüm aşamalarının en zorudur çünkü yas tutarken kaybı kabullenebilme fikri imkansız görünür. Kessler, "kabullenmenin" "Olanlarla ilgili bir sorunum yok" veya "Bunu aştım" demek anlamına gelmediğini açıklıyor. Çoğu insan, kayıp konusunda hiçbir zaman iyi ya da iyi hissetmez. Bu aşama, gerçeği kabul etmek ve bu yeni gerçekliğin kalıcı gerçeklik olduğunu kabul etmekle ilgilidir. Tabii ki, kayıp kesin olarak kalıcı olmadığında kabul etmek daha karmaşıktır. Kessler'e göre, kabullenmenin bir kısmı onunla yaşamayı öğrenmektir. Bu, birlikte yaşamayı öğrenmemiz gereken yeni normdur.