Yaşadığımız Duygu Kaygı Mı, Korku Mu?
Yazar Tuğçe Ertekin • Psikolog • 22 Haziran 2020 • Yorumlar:
Zaman zaman günlük yaşamımızda kaygı ve korku kavramlarını birbirine karıştırabiliyoruz. Bu iki kavramın apayrı tanımları olduğu kadar ortak yönleri de bulunmaktadır. Her iki duygu da yaklaşmakta olan bir tehlikeye karşı geliştirilmiş duygusal tepkilerdir ve her iki duyguda da eşlik eden bazı bedensel belirtiler vardır(Örneğin; boyun ve omuz bölgesindeki kas gerilimi, uyku düzensizlikleri, sık idrar yapma, terleme, avuç içlerinin sürekli soğuk ve ıslak olması, nabız hızının artması, kalp çarpıntıları v.s.). Bu iki duygu arasındaki farka baktığımızda korku, herkes tarafından tehlikeli olarak kabul edilen bir duruma karşı yaşanırken; kaygı kişinin kendisinin ürettiği bir duygudur. Kaygılı insanların çoğu genellikle kaygılanmalarını saçma ve anlamsız bulurlar ama kaygılanmaktan da kendilerini alıkoyamazlar. Örneğin; kişiler evden çıktıktan sonra televizyonu kapatıp kapatmadığını hatırlamayıp eve dönüp kontrol etmek isteyebilir ve geri dönüp kontrol etmesi normal bir tepkidir ama dönüp kontrol ettikten sonra dışarıdayken bu durumla ilgili halen bir kaygı yaşıyorsa durum farklı bir hal alır. Kaygılı kişiler genellikle olaylar ile ilgili olumsuz düşünürler ve zihinlerinde felaket senaryoları geniş yer tutar.
Kişilerin bu kaygılı durumları çoğunlukla çocukluk deneyimleri ile ilgilidir. Çocukken çevresinde kaygılı, telaşlı ve evhamlı bir anne baba veya yakınları ile büyüyorsa bu durum yetişkinlik döneminde de etkisini sürdürmeye devam eder.
Kaygıyı sonlandırılabilmek ya da sıfıra indirebilmek mümkün değildir. Çünkü kaygı bir yerde bizi hayatta var eden de bir duygudur. Bazı tehlikeler karşısında bize yardımcı olan da bir duygudur ama kaygıyı kontrolümüz altında tutamadığımız zaman hayatımızı da kısıtlayan bir duygudur. Bazı kişiler kaygılarından kurtulabilmek ya da azaltabilmek adına çeşitli kaçınma davranışları geliştirirler. Kimi zaman kaygı yaşayabileceği ortamlara girmekten kaçınır ya da hayatını yaşadığı kaygılı durumlara göre düzenler. Kimi zamanda kaygıyı zihninden uzak tutmaya çalışır. Örneğin; yaşadığı bir olumsuz durum karşısında hiçbir olumsuzluk yaşanmamış gibi davranabilir. Kendini bu duruma inandırmaya çalışır. Bir yerde gerçekler ile yüzleşmekten kaçınarak kaygısını bastırmaya çalışır. Bazı kişilerde kaygı duygusunda kaçınmak için alkol ya da uyuşturucu kullanırlar.
Hangi biçimde yaşanırsa yaşansın kaygı ve buna eşlik eden duygular çocukluk yıllarından beri gelen kaygılar ile birleşince katlanılması güç bir hal alır. Önemli olan kaygılarınızla yüzleşebilmektir. Kaygılarınızdan kaçmak ya da kaygıyı hissetmemek için fayda getirmeyecek aksine zarar getirebilecek çeşitli davranışlarda bulunmak sizi içinde bulunduğunuz sıkıntılı durumdan kurtarmayacaktır. Kaygıyla yüzleşebilmek ve onu kontrolünüz altında tutabilmek için kendinize şans vermelisiniz, yıldığınız ya da vazgeçtiğiniz anda aynı sıkıntılı süreçleri tekrardan yaşamaya başlayabilirsiniz.