Yaşam Döngüsü

Gözlerimizi dünyaya açtığımız an hayat başlar bizim için. Şu hayat yolculuğunda birey olarak çeşitli evrelerden geçeriz. Dünyaya geldiğimizde ki yuvamızla ilk deneyim ve tecrübeleri edinmeye başlarız. Bu tecrübeleri kaydeder ve ilk öğrenmelerimizi gerçekleştiririz. Bunların her biri duygu, düşünce ve davranışları içerir. Bu tecrübeleri edinirken yeterince zaman ve sabır gösterildi ise bizlere olumlu hislerle kayıtlar günümüze kadar etkisini devam ettiriyor. Olumsuz kayıtlarda bugünümüzü etkiliyor. Hani derler ya senin bir çocukluğuna inmek lazım. İlk kayıtlar çocuklukta başlar ve yetişkinlikte de etkileri görülebilir. Aile içindeki yaşantılarımız devam ederken bir gün evden ayrılma vakti gelir. Bizim kültürümüzde bu ayrılık genellikle okumaya gitme, askerlik veya başka bir şehirde işe girme ile görülüyor. Bizim için birlik duygusu çok önemli. Beraber ve bir arada olma. Birlik duygusu çok güzel bir duygu olmasına rağmen bazen birey olmamıza izin vermeyen bir durum. Hatta birey olmak istediği için kişiyi suçluluk duygusuna sokan bir süreç. Çünkü burada temel olan duygu korku. Birlikteliğimiz, beraberliğimiz ve düzenimiz bozulacak korkusu. Bildiğimiz hep yapıla gelen davranışlar bizleri korkutmaz. Sağlıklı bir şekilde kök ailemize hoşça kal dediğimizde ve onlar tarafından da güle güle dendiğinde birey olarak kendimizi gerçekleştirme yolunda yürümemiz devam ediyor. Okumaya gitme veya askerlik gibi bir ayrılık süreci olmadı ise evden ayrılışımız evlilikle oluyor. Evlilik öncesi yaşanan süreçlerle ayrılığa bir nevi hazırlık yapılıyor. Bu dönem yeni bir yuvanın temellerinin atılacağı zaman dilimi. Birbirini tanıma, yeni bir ev kurma telaşlarının tatlı tatlı yaşandığı bir süreç. Sonrasında evlilikle beraber birey olmaya eşlik eden karı koca olma ve olabilme süreci de başlar. Eğer birey olma süreçlerinde yaşanan sıkıntılar vardı ise bunlar karı-kocalık sistemine de etki edecektir. Yeni yuva yeni bir süreç demek. Bu yeniliklerin hepsi zorlukla beraber gelişim getirecektir. Tabi bu gelişim kendiliğinden değil çaba ile olacaktır. Karı koca olabilme; ben ve sen olarak birbirimize hayat hakkı vererek biz olabilmek. Senin de benim de bir hayatım var. Bazen ayrı ayrı aktiviteler yapabilir ama ortak amaçlarımız için bir araya gelebiliriz demek. Çocukların hayatımıza katılması biz olmayı daha çok hissettiğimiz ve öğrendiğimiz bir dönem. Çocukla beraber ortak karar verebilme becerimizin daha çok arttığını yada fikir ayrılıklarının daha çok yaşandığını görüyoruz. Ama ne olursa olsun çocuk için her zaman ortak noktalarda buluşulabiliyor. Çükü her iki çiftin de düşüncesi şu oluyor çocuğumun iyiliği için. Burada anne baba olmayı öğreniyoruz. Çocukların gelişim süreçlerindeki kritik bir dönem olan ergenlik aileyi de etkiliyor. Ergenlik sürecindeki fırtınalı değişim süreci aile içinde bir ergenlik dönemi oluyor. Çünkü şimdiye kadar hep bir olma duygusunu yaşayan aile bağımsızlaşma çabaları olan bir bireyle karşı karşıya kalıyor. Değişim ve Gelişim dönemi çünkü bu dönem. Ergenin ergenliği aştığı dönem evden ayrılış dönemine denk geliyor. Yeniden karı kocanın baş başa kalmaya ve evliliğe dair sorgulamaların başladığı dönem gelmiştir. Çocuklarla da yetişkin ilişkisinin başladığı bir süreç. Bu kolay değil tabii ki zorlanmalar yaşanabilir. Kendi anne babalarımızın da sağlık sorunlarının başladığı, çalışma hayatından yavaş yavaş çekilmelerin olduğu dönemece girdiğimiz bir dönem. Yavaş yavaş ileri yaşlara ilerleyip hayat yolculuğunu tamamlayamaya doğru gidiyoruz. Hayatın döngüsü böyle; doğuyoruz ilk yaşam deneyimlerini ediniyoruz, evden ayrılıyoruz, kendi evlilik sürecimizle karı-kocalık ve anne babalık deneyimlerimizi yaşıyoruz tekrar çift olarak kaldığımız bir dönem ve yaşlılık evresi ile hayat arkadaşımızla veya tek olarak hayatın döngüsünü tamamlıyoruz.. Aile yaşam döngüsü böyle devam ediyor ve her basamak birbirinden etkileniyor. Sağlıklı bir şekilde tamamlanmayan bir basamak diğer basamağında kalitesine etki ediyor. Bu basamaklarda ilk edindiğimiz bilgilerle geçmişi model alıp şimdi de modelimizi gerçekleştiriyoruz ya da sorumluluk alıp geleceğimizi planlayıp gördüğümüz öğrendiğimiz modellere karşı karşıt modeller geliştiriyoruz. Yani çocukluğumuza inip baktığımızda onun bugünde olduğunu görüyoruz. Mevcut durumdan memnun değil ve onu değiştirmek istiyorsak sorumluluk almalı ve bugünün üzerinde sürekli çalışmalıyız. Sağlıklı bireyler olabilme ve kendi sorumluklarının sonuçlarını üzerimize alabilme dileğiyle…

 

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Huriye Kılınç Psikolojik Danışma ve Rehberlik Psk. Dan.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)