Yaşlanan Omurga Sorunları
Yazar Selçuk Palaoğlu • Beyin Ve Sinir Cerrahı • 25 Haziran 2020 • Yorumlar:
Omurga-omurilik kanalı darlığı (Spinal dar kanal), omurga-omurilik kanalı ve sinir kökü kanallarının darlığını tanımlamak için kullanılır. Spinal dar kanal, kemik ve/veya yumuşak dokulardaki doğumsal veya daha sonradan oluşan (gelişimsel, dejeneratif, travmatik, iatrojenik v.b) olaylar sunucu ortaya çıkar. Dejeneratif omurga-omurilik kanalı darlığı veya daha sık kullanılan adıyla spondiloz ise yaşlanmanın omurgadaki bir yansımasıdır ve dar kanala yol açan diğer nedenlere göre çok daha fazla görülür. Omurga-omurilik kanalı darlığı kavramı çok eskilerden beri bilinmesine rağmen modern anlamda tanımı çok yenidir. 1945 yılında Sarpyener ve 1949 yılında Verbiest tarafından yayınlanan makalelerle dikkati çeken bu kavramın literatüre tam olarak girişi 1950 lerde olmuştur.
Yaşlanan omurgada görülebilecek omurga sorunları aşağıda gösterilmiştir.
-
Osteoporoz
-
Düşük velositeli travmatik omurga kırıkları: Osteoporotik kırıklar
-
Omurga-omurilik kanal darlığı
-
Deformiteler-omurga eğrilikleri ve denge sorunları
Omurga omurilik kanalı foramen magnum’dan L1 omurga seviyesine kadar omuriliği, L2 omurgasından sonra kauda ekuina liflerini çevreler. Kanalın ön-arka çapı servikal 3-7 vertebralar arasında 17±5 mm dir. Torakal bölgede ortalama 12-14mm’lik bir çapa sahip olan kanal, bel bölgesinde genişleyerek 20±5 mm’lik çapa ulaşır. Enine kesitlerde kanalın sınırları kesitin geçtiği yere göre değişir. Omurganın ortasından geçen bir kesitte kanalın ön sınırını omurganın gövdesi, lateral sınırlarını pediküller ve posterior sınırınıda lamina oluşturur. Doğumsal dar kanalda tipik olarak pediküller kısadır ve kanalın en çok bu bölgesinde darlık görülür. İntervertebral disk seviyesinden geçen bir kesitte ise kanalın anterior sınırını anulus fibrozus, lateral sınırlarını faset eklemleri ve bunların kapsülleri, posterior sınırı ise ligamentum flavum oluşturur. Dejeneratif dar kanallarda da kanalın en dar kısmı buradadır. Omurga omurilik kanalının çapı özellikle dar kanallı olgularda dinamik ve postural faktörlerden de etkilenir. İntervertebral disk ve onu oluşturan anulus fibrosus ile nukleus pulposus yüksek miktarlarda su içeren yapılardır. Bir genç erişkin nukleus pulposusundaki su oranı %80’dir. Anulus fibrosus lifleri ile çevrili olan nukleus pulposus, aksiyel yükleri anulus liflerine ileterek onları gerilme kuvvetine çevirir ve bu kuvvetlerin bir kısmının anulusun esnek liflerinde absorbe olmasını bir kısmınında vertebra son plaklarına iletilmesini sağlar. İntervertebral disk yaşlanıp su kaybettiği zaman yüksekliği azalır ve aksiyel yüklerin dağılımında dengeler bozulmaya başlar . Buna bağlı olarak faset eklemleri ve kapsüllerine daha fazla yüklenme olur ve faset eklemleri ile bağlarında hipertrofi gelişir.
Omurga-omurilik kanalı darlığı (Spinal dar kanal), 40 yaş sonrasında görülmeye başlar ve 50 yaş üzerindeki kişilerin direkt grafilerinde %50 oranına, 65 yaş sonrasında ise %85 gibi yüksek oranlara ulaşır. Spondiloz gelişiminde genetik faktörler, travma (-tek, büyük veya tekrarlayan küçük), veya romatoid artrit etken olarak bulunabileceği gibi hiçbir etken olmadan da yaşın ilerlemesi ile birlikte dejeneratif değişiklikler gelişebilir. Servikal veya lomber bölgenin spinal dar kanalı mekanizma olarak benzese de anatomik farklılıklar nedeniyle ayrı başlıklar şeklinde incelenecektir.
Geriatrik toplumda ameliyat kararı vermeden önce çok dikkatli düşünmek gerekir. Olası komplikasyonlar ve sonuçlar açısından en uygun tedavi seçilmelidir. Bu tedavi erişkinlerden farklı olabilir. Çok basit gibi gözüken sorun büyük bir cerrahi ile karşımıza çıkabilir.