Yaşlılıkta Psikolojiyi Güçlendirme Yöntemleri
Yazar Suna Basmacı • Psikolojik Danışman Ve Rehber • 19 Ekim 2021 • Yorumlar:
Yaşlanma Nedir?
Yaşlanma, yetişkinlik uzadıkça yaşamın ilerleyen dönemlerinde fiziksel ve psikolojik değişikliklerin meydana geldiği bir aşama olarak tanımlanmaktadır. Genel olarak yaşlılık; vücudumuzdaki fizyolojik değişiklikler, psikososyal faktörler, kronoloji gibi farklı kriterlerin tanımlamada dikkate alındığı bir dönem olarak kabul edilir. Ülkemizde sosyal hizmet disiplinlerinde öne çıkan güçlendirme yöntemleri, bireylerin içsel potansiyellerini geliştirmeyi, avantajlarını öne çıkarmayı, çevresel kaynakları harekete geçirmeyi, karar verme sürecine katılmayı, katkılarını desteklemeyi ve katılımlarını sağlamayı amaçlamaktadır.
Yaşlılıkta Ruhsal Özellikler
Yaşlanmak, hayatta zorlukları beraberinde getirmekte birlikte bazen zihinsel olarak sağlıklı ve güçlü kalmakta zorlanabiliriz. Erik Erikson’ın belirttiği psikososyal gelişim tanımına göre insan çevresel faktörlerden etkilenen , çeşitli yaş evlerinde zorlandığı durum ve ruhsal açıdan üstesinde gelmesi gereken tasklar vardır. Erikson’ın belirttiği 8.evre de son evrede benlik bütünlüğüne karşı umutsuzluk evresine giriyoruz . Bu evre huzur ve pişmanlık arasında çatışmayı tetikleyebilir. Bu zamana kadar kendini tamamlayan insan daha önceki koyduğu hedeflere ulaşmış, geçmişinde yaptıklarından pişman olmayan birey olarak tanımlanırken, huzursuzluk yaşayan birey keşkeler ile yaşamaya devam eden, erişkinlik döneminde yapamadıklarından dolayı pişmanlık çeken birey olarak tanımlanmaktadır.
Yaşlılık dönemi hayatımızda yeni çevre, yaşam alanı getirmekle ile beraber daha önceki sorumluluklarımız, işlevsel yeteneklerimizde azalabilir. Yaşlanmak tıpkı çocukluk ve ergenlik dönemimiz gibi doğal bir süreç, her insanın yaşadığı bir durum olduğu için, yaşlılık sürecini kabul etmemekte depresyon ve kaygı sorunlarını da yanında getirebilir. Artık eskisi kadar önemsenmediğimizi, çevremizdeki insanlara yardımcı olamadığımızı düşünüp, yalnızlaşmış hissedebiliriz. Bir olay yaşadığımızda, bizi üzen olayın kendisi değil ,aslında olaya yüklediğimiz anlam, düşünceler bizi üzüyor. Olay karşısında düşüncelerimiz, bakış açımız çarptırılmış olup, doğru olmayabilir. Örneğin; emekliye ayrılmış bir birey artık eskisi kadar torunlarına yardımcı olamayacağını, birlikte vakit az geçirdiklerini, yanında olamayacağını düşünüp, üzüntü ruh haline girebilir. Yaşlılıkla birlikte torunlarıyla birlikte fiziksel aktivite olarak çok zaman geçirememesi, torunlarında büyüdüğü için yardım istediği konular değişmiş olabilir. Torunlarının sorunları olduğunda dinlemek, karar almalarında yardımcı olmak, geçmişte kendi yaşadığımız deneyimlere göre yol göstermekte aslında bir yardım etme biçimidir. Sadece insanlara yardım etme yöntemimiz değişmekle birlikte, bu bizim önemsiz olmamızı ve insanlara yardım edemeyeceğimizi göstermez. Kendi sınırlarımızı kabul edip, yeni rollere ve değişen durumlara açık olup bunları kabullenmek, yaşlılık dönemimizde yaşadığımız kaygıların azalmasına da yardımcı olabilir.
Yaşlanmayla birlikte ekonomik, sosyal, sağlık ve fiziksel aktivite olarakta bir sınırlama getirebilir. Emekli olan bir birey eski arkadaş çevresi azalıp yalnızlaşabilir. Bu durumda ailenizle daha çok zaman geçirip, yeni aktivitelere başlayıp veya hobiler edinip yeni insanlarla tanışıp beraber zaman geçirebilirsiniz. Eskisi kadar insanlara yardımcı olamadığınızı düşünüyorsanız gönüllü işler yapıp, yaşantısal deneyimlerinizle insanlara yardımcı olabilirseniz. Eskisi kadar yoğun fiziksel aktivite yapamıyorsanız, düzenli yürüyüşler, yoga, egzersizler yaparak fiziksel olarak aktif kalabilirsiniz. Önemli olan yaşlılıkla beraber yapamadığımız şeylere üzülmek yerine sınırlarımızı kabul edip, eskiden yaptığınız aktiviteleri neyle değiştirebileceğinizi bulup, yapmaya devam etmek. Eğer iş hayatınız, kariyeriniz hayatınıza büyük bir yer tutuyorsa ve bunu artık yapamıyorsanız, özgüveniniz düşüp üzüntü yaşayabilirseniz. İş hayatınızın yerine geçebilecek yeniliklere açık olup, yeni bir aktivite bulana kadar yeni şeyler deneyebilirsiniz. Yaşlılık döneminde yaşadığınız endişelerle baş edemiyorsanız, bir uzmandan destek almak için Psikologla görüşüp yardım alabilirsiniz.
Yaşlanmayla beraber hareketlilikte yavaşlama meydana gelir. Özellikle 60 yaş üstünde kişiler sosyalleşmekten uzaklaşıp yalnız kalabilirler. Bunlarla beraber yaşlılıkta sevilen insanların veya eşin ölmesi, o kişiyi daha da yalnızlığa sürükleyebilir. Yaşamın bu dönemlerindeki değişimler, insanların çoğu için mücadele etmesi zor zamanlardır. Bu dönemlerde psikolojiyi kuvvetlendirebilecek bazı baş etme yolları vardır. Onlardan bazıları şunlardır:
1.Egzersiz yapmak: Yaşlanmayla beraber fiziksel hareketlerde de azalmalar olur. Ancak gençlik hatta çocukluk çağının ilk başlarından itibaren düzenli egzersiz yapan kişilerde, yaşlanma sürecinde de fiziksel olarak gerileşme daha az olur.
2.Günlük gazete okumak: Birçok yaşlı birey gündemi pek fazla takip etmez. Aksine günlük hayatı takip etmek, siyaseti takip etmek, gündemi takip etmek, kişiyi zihinsel olarak da dinç bir şekilde tutar. Bunamayı geciktirir.
3.İnsanlarla ilişkiyi devam ettirmek: Eski çalıştığınız yere bazen uğramak, arkadaşlarınızla sosyalleşmek sizi hayatın içinde tutacak ve dinç hissettirecektir.
4.Gönüllü işlerle uğraşmak: Belli bir yaş itibarıyla hayatta kazandığınız deneyimleri başkalarına aktarıp insanlara yardımcı olmak, size işe yarar bir insan olduğunuzu daha da fazla hissettirir.
5.Dışarıda vakit geçirmek: Birçok yaşlı çeşitli nedenlerle evden pek çıkmayı istemez. Oysa dışarı çıkıp dolaşmak, yeni birçok uyarana maruz kalmayı sağlar. Bu da o kişiyi oldukça hazır ve zinde tutar.
6.Beslenmeye devam etmek: Sağlığa dikkat etmenin en önemli yolu hastalanmamak için beslenme düzenine dikkat etmektir.
7.Gençlerle sohbet etmek: Gençlerle görüşmek ve iletişim kurmak, o kişiyi hayatın içinde kalmaya teşvik eder.
8.Hobi edinmek: Özellikle emekli olan insanlar üretmeye daha fazla alışkındırlar. Bir anda üretimi devam ettirmemek işe yaramazlık hissi oluşturur. Bunlardan dolayı mutlaka uğraşacak bir alan olmalı.
9.Seyahat etmek: Ekonominiz el verdikçe seyahat etmek, yeni yerleri keşfetmek kişinin öğrenme ihtiyacını diri tutar.
10.Yaşadığınız şehri gezmek: Birçok kentte yaşlıların belediye otobüsüyle ücretsiz seyahat gibi olanakları vardır. Kişinin kendi mahallesinden çıkıp bir başka mahalleye gitmesi çevresel teması arttırır. Böyle zihinsel fonksiyonları diri tutar.