Yatak Islatma
Yazar Sinan Korkmaz • Aile Hekimi • 17 Eylül 2018 • Yorumlar:
Ağırlıklı olarak çocuklarda görülen enürezis, gece istemsiz olarak yatak ıslatma olarak tanımlanabilir. 5 yaşını geçmiş çocuklarda yüzde 15-20 oranında görüldüğü göz önünde bulundurulunca Türkiye de 1 milyondan fazla çocuğu etkilemektedir. Erkek çocuklarında kız çocuklarına oranla 2 kat daha fazla görünmektedir. 18 yaşın üzerinde dahi yüzde 0,5 oranında görülmesi erişkinlerin 15-20 binin de alt ıslatmanın olduğunu göstermektedir.
Enürezis nokturna tanısı konması için çocuğun takvim yaşının 5 ve üzeri olması, en az üç ay ve haftada 2 veya daha fazla sayıda gece idrar kaçırması ve bu duruma sebep olan şeker hastalığı, spina bifida gibi tıbbi bir neden veya ilaçın sebep olmaması gerekir. İdrar kaçıranların sadece yüzde 1’inde nörolojik ya da ürolojik sorun vardır. Yüzde 90’ında herhangi bir anatomik sorun saptanmaz.
Normalde insan gece idrarını geldiğini hisseder. Beyine uyarı gider. Mesane kapasitesi yeterli ise sabaha kadar idrar tutulabilir ya da kapasiteyi aşan bir idrar miktarı varsa beyin kişiyi uyandırır ve kalkıp idrarını yapar. Bu sistem çalışmıyorsa idrar kaçırma olur. Yatak ıslatmanın genetik bir tarafı da vardır. Ebeveynlerden birinde varsa çocuklarda bunun ortaya çıkma olasılığı yüzde 40, her ikisinde varsa çıkma ihtimali yüzde 70’ler civarında olmaktadır.
Bilinenin aksine idrar kaçırma böbrekleri bozmaz ya da idrar yollarında iltihap oluşturmaz. Ancak sosyal uyumu bozma, psikolojik yük oluşturma, özgüvenin olgunlaşamaması gibi problemleri tetikler ve olay ne kadar uzarsa bu sorunlarda o kadar kronikleşmiş olur. Okul başarısı, arkadaş ilişkileri zamanla yıpranmaya başlar. Yaş ilerledikçe bir akrabanın veya arkadaşın evinde uyumaktan kaçınmaya kadar olay büyüyebiliyor. Ayrıca aile ve bakıcılar için de çok ciddi bir stres kaynağıdır. Ailelerin hemen hemen tamamı çocuklarının anormal derin uyuduğunu, gece çocukları tuvalete götürmenin sanki çuval sürüklemek gibi olduğunu ve çocuğun yönünü şaşırdığını belirtirler.
İdrar kaçırma sorununun giderilmesinde mesane eğitimi, akşam aşırı sıvı gıda, kola-kahve alımının kısıtlanması gibi yaşam biçimi değişiklikleri, gece alarm terapisi, ilaç tedavisi gibi yöntemlerin yanında hipnoz da bir terapi yöntemidir.
Hipnoza bilinenin aksine çocuklar, erişkinlerden çok daha yatkındır. Bir düşüncenin davranış halini alması için ortalama 21 gün geçmesi gerekir. Bu arada yapılacak sık hipnoz seansları ile telkinler sürekli tekrarlanarak çocukların ve erişkinlerin sabah kuru bir yatağa uyanmaları sağlanabilmektedir.