Yaygın Kaygı Bozukluğu
Yazar Uğur Hatıloğlu • Psikiyatrist • 17 Haziran 2017 • Yorumlar:
- En az 6 aydır hemen hemen her gün ortaya çıkan birçok olay ya da etkinlik hakkında evham ve aşırı kaygıya mı kapılıyorsunuz?
- Aşırı olduğunu bilmenize rağmen evhamlanmaktan kendinizi alamıyor musunuz?
- Çoğu insan sabırsız, 'panik atak', kuruntulu olduğunuzu mu söyler?
- Çabuk öfkelendiğinizi, kolay yorulduğunuzu, kaslarda gerginlik hissettiğinizi, düşüncelerinizi yoğunlaştırmakta zorlandığınızı, uyku sorunları çektiğinizi mi görmektesiniz?
Eğer bunları kendinizde gözlemliyorsanız ya da çok yakınınızda bu belirtileri taşıyan biri varsa 'Yaygın Kaygı Bozukluğu'na sahip olabilirsiniz.
Bu kişiler henüz olmamış bir olayı olmuş gibi düşünerek ya da olası sonuçları tahmin ederek kendilerini kaygı ve üzüntünün kucağına bırakırlar. Sürekli bunları düşünmekten kendi gündelik işlerini aksatırlar, düşünmekten de kendilerini alamazlar. Kendilerinin ya da sevdikleri ve değer verdikleri insanların hayatlarında olabilecek ya da olan herhangi bir değişiklik onları bu duruma itmeye yeter. Bu kaygılar bir yere zamanında yetişmekten olası bir depreme, faturaların ödeme tarihlerinden dünyanın nereye gittiğine kadar endişelenebilirler.
Fiziksel belirtilerin sık sık eşlik ettiği gözlenir. Göz seyirmesi, titreme, kas ağrıları, uyuşukluk ve karıncalanma, dişlerde kitlenme, kendini katı ve kasılmış hissetme en sık görülenlerdendir. Baş ağrısı, barsak hareketlerinde hızlanma ya da kabızlık da yine sık gözlemlenir. Psikiyatristlerden ziyade daha çok diğer branşlara (Dahiliye, Kardiyoloji, Nöroloji, Gastroenteroloji, FTR gibi) başvururlar. 'Fibromiyalji', 'Gerilim tipi baş ağrısı', 'Migren', 'Asabi tansiyon' gibi tanılar en çok tespit edilen tanılar olup ilgili olmayan branşlarca yanlış psikiyatrik tedaviler başlanabilir. Genelde bu kişiler psikiyatri uzmanına başvurduklarında belli psikiyatrik tedavileri uzun zamandır kullanıyor olabilirler. Bu da tedaviyi zorlaştırır.
Hayattaki bir çok olay ve değişikliğe aşırı duyarlı olduklarından kapı zili, telefon çalması, mesaj sesi bile onları endişelendirebilir. Hayatın hep kötü yönlerini gören 'Yaygın Kaygı Bozukluğu'na sahip kişilerde sık sık moralsizlik, hayata karşı ilgi kaybı gibi depresif belirtiler de eşlik edebilir.
Bazı kişilerde kaygıyı azaltmak ve uykuya dalmayı kolaylaştırmak için alkol ve madde kullanımı görülebilir, bu da süreçte bağımlılığa yol açabilir.
Bu bozukluğa sahip kişilerin kişilerarası ilişkilerinde sık sık gerilimler gözlenebilir. Çünkü kendileri hayattaki birçok olayda kaygılanıp acele ederken çevredeki insanların kendileri gibi düşünmemesi, işleri ağırdan alması, onlar kadar konuya önem vermemeleri onları sinirlendirebilir. Onlara göre çevresindekiler olayların ne kadar acil olduğunu, işlerin nereye gidebileceğini ve nasıl kötü sonuçların ortaya çıkacağını görememektedir. O yüzden kişi kendini tedbirler, alternatifler üretmeye adar. Olabilecek olumsuz olaylara kendini hazırlıklı görmek ister.
Sevdikleri insanların da başına bir şey gelmesinden çok korkan bu bireyler sık sık sevdiklerini arar veya onlar tarafından aranmak ister. Nasıl olduklarından haberdar olmak kaygılarını hafifletir, ama bir süre sonra bunu tekrar duyma veya görme ihtiyacı hissederler. Bu yüzden çevresindekiler o kötü olmasın diye ondan olumsuz haberleri saklamaya başlar. Ailedeki veya çevresindeki olayları zamanla en son duyan o olur. Çevresindekilerin tercih ettiği bu iyi niyetli koruma yolu olaylar ortaya çıktığı zaman aleyhlerine döner. Çünkü birey kaygılarına daha sıkı tutunup onları daha sık kontrol etmeye ve söylenilenlere güvenmemeye başlar. Bu da ilişkilerde kopukluklara yol açar.
Bu kişilerin iş hayatları da kendileri için bir kabusa dönüşebilir. İşlerde evhamları nedeniyle her şey acildir. Bu yüzden asıl işlerini yetiştirmekte zorlanabilirler. İşler yetişmeyecek diye düşünüp eve iş götürebilirler, zaman planlaması yapmakta zorlanırlar. Diğer iş arkadaşlarını da işler yetişsin ya da daha çabuk olsun diye sıkıştırabilirler. Ki bu da iş yerinde diğer arkadaşlarınca olumsuz karşılanıp gerilime yol açabilir. Sık sık fiziksel belirtilerle işten izin alıp doktor başvurularında bulunabilirler ki bu da işteki devamlılıklarını zedeler. Uyku sorunları, kas ve baş ağrıları nedeniyle kolay yorulurlar. Bu yüzden kendilerini enerjik hissettirecek ek besinler, vitaminler denerken veya önerirken onları görebilirsiniz.
Kaygılarından kurtulamayan, sürekli kendinin ve sevdiklerinin başına ne gelebileceğini düşünen bu bireylerde etkin ilaç tedavileri ve bireysel psikoterapi çok yararlı olacaktır.