Yaz Döneminde Sık Görülen Deri Hastalıkları

Yazar Figen AkınDermatolog • 23 Mart 2020 • Yorumlar:

Yaz döneminde hava sıcaklığı ile oluşan terleme mantar enfeksiyonlarına, havuz, spor salonları gibi toplu alanlar ise mantar enfeksiyonlarının yanı sıra siğil, molloskum gibi viral hastalıklara zemin hazırlamaktadır.

1-Molloskum Kontagiozum:

Molloskum kontagiozum viral bir hastalıktır. İnsandan insana yakın temas ile bulaşır. Cinsel ilişki, direk temas, havlu ve çarşaf benzeri ortak kullanılan eşyalar bulaşmada etkilidir. Hastalık deriye sınırlıdır ve lezyonların yaygınlığı kişinin vücut direncine bağlıdır. Atopik dediğimiz allerjik bünyeli çocuklarda molloskum lezyonları yayılma eğilimindedir. Lezyonlar genellikle genital bölge ve makat civarında sivilce benzeri ama daha sert ve göbekli kabartılar şeklinde birbirine yakın şekilde sıralanır. Kabarıklıklar  sıkıldığı zaman içinden beyazımsı bir materyal çıkar. Tanı dikkatli bir muayene ile konulabilir. Kısa sürede iyileşmeyen lezyonların yayılmasını önlemek için lokal anestezik kremler sürüldükten sonra elektrokoter ile yakılarak, nitrojen oksit gazı (krioterapi) ile dondurularak veya Kantharidin içeren solüsyonlar ile tedavisi yapılabilir.

2-Viral siğiller:

Viral siğillerde etken human papilloma virüs (HPV) dür. Etken insandan insana, hayvandan insana veya  insandan hayvanlara yakın temas ile bulaşır. Enfeksiyonun olduğu hastalar virusü vücutlarının değişik yerlerine yayabilirler(otoinokülasyon). Hastalığın inkübasyon süresi oldukça değişkendir.  HPV virusunun bazı tipleri (tip 6,8,11 vb.) kanserojendir. Kadın hastalarda serviks kanserine, erkeklerde penis kanserine neden olabilmektedir. Bütün dünyada bu kanserojen tiplere karşı koruyucu olarak 3 doz halinde yapılan HPV aşıları geliştirilmiştir. HPV aşısı 2007 yılında beri ABD ve ülkemizde bulunmaktadır. Aşının  12-15 yaşından itibaren kız çocuklarına yapılması uygundur. Aşı uygulaması en geç 26 yaşına kadar yapılmalıdır. Son dönemde aşı yurtdışında erkeklere de uygulanmaya başlanmıştır. Aşının koruyuculuğu %90 dır. HPV aşısının tip 16,18, 6 ve11’e karşı koruyuculuğu vardır. Piyasaya sunulmuş olan iki aşı (Gardasil) ve (Cervarix) koyucu amaçlı yapılan aşılardır. Genital siğil saptanan erkek hastaların kadın partnerlerinin  serviks ağzından mutlaka smear alınmalıdır. Gebelerde oluşan genital siğillerde HPV virusunun bebeğe geçme riski nedeniyle doğum sezaryen ile yaptırılmalıdır.

 Siğiller el, ayak,yüz, ağıziçi, genital bölge ve makat bölgesi gibi birçok yerde görülebilir. Ayakaltı siğileri nasırlarla karışır.  Genital siğillerde cinsel temas, diğer yerlerde görülen siğillerde ise ,havuz, toplu yaşam alanları, spor salonları, el sıkışma, öpüşme  bulaşta oldukça önemlidir. Tırnak etrafı siğiller tırnak yeme alışkanlığı olan ve manikür pedikür yaptıranlarda daha sık görülür. Klinik olarak deri renginde veya kahverengi renkte yüzeyden kabarık, sert ve yüzeyleri pürtüklü  lezyonlar şeklinde ortaya çıkar. Normalde ağrısız lezyonlardır. Fakat ayakaltı siğilleri ağrılıdır. Siğillerin oynanması, koparılması ve tedavisinin geciktirilmesi yayılmasına neden olur. Tanı klinik olarak konur. Virus tiplendirmesi PCR denilen bir teknikle yapılır. 

Tedavide küçük ve az sayıda siğillerde lokal destrüksiyon yapan asidik solüsyonlar  tercih edilebilir. Çok sayıda ve büyük siğillerde ise kriyoterapi dediğimiz -196 C de sıvı nitrojen oksid gazı ile dondurma, elektrokoter dediğimiz ısı ile yakma işlemleri tedavide tercih edilmelidir. Çocuklarda uygulaması ağrısız olan Kantharidin içeren  solüsyonlar tercih edilmektedir. Ayrıca bağışıklık sistemini desteklemek için yeşil çay, ekenezya gibi ürünlerde tedaviye eklenebilir.

3-Pitriazis Versikolor:

 

Ülkemizde ve dünyada en sık rastlanan hastalıklardan biridir. Halk arasında samyeli olarak da adlandırılır.  Etken Malassezia furfur adında derinin normal florasında bulunan bir mantardır. Bu mantarın nemlilik terleme gibi uygun koşulları bulduğunda derinin üst tabaklarında kolonizasyonunun artması sonucu ortaya çıkan pigment değişiklikleri ile kendini gösteren yüzeyel bir mantar enfeksiyonudur.  Hastalık daha çok ergenlik çağında ortaya çıkar. Her iki cinsiyeti eşit olarak etkiler. Terlemesi yoğun olan bebeklerde de görülebilmektedir. Klinik olarak en sık gövde de olmak üzere boyunda ve ekstremitelerin üst kısımlarında çok sayıda deri seviyesinde sütlü kahverenkli lekeler tarzında görülebileceği gibi deride renk açılması şeklinde de görülebilen lezyonlarla karekterizedir. Etken olan mantar deride normal pigmentasyon işlemini engellediği için lezyonlar açıklı koyulu renkte olabilmektedir. Lezyonlar genellikle  yağ bezlerinden zengin alanlarda lokalizedir. İnsandan insana bulaş oldukça nadirdir. Enfeksiyon çok terleyen, vücudu sürekli ıslak ve nemli olanlarda, uzun süreli geniş spektrumlu antibiyotik ve topikal kortizonlu krem kullananlarda ve diabet hastalarında daha sık gözlenir.

Tanı klinik olarak ve lezyondan alınan deri kazıntısının basit bir KOH ile incelenmesi ile konur. Ayrıca wood ışığı ile yapılan muayenede lezyonlar üzerinde sarı-yeşil bir floresans saptanır.  Lezyon üzeri hafif bir şekilde kazındığında pullanma (yonga belirtisi) gözlenir. Bu işlemde tanıda yardımcıdır. 

Tedavide topikal veya oral antifungal ilaçlar kullanılmaktadır. Tedavi sonrası renk değişikliği birkaç ay devam edebilmektedir. Pitriazis versikolor tekrarlama eğilimi olan bir hastalıktır. Bu nedenle antifungal şampuanlar ayda bir veya birkaç kez banyoda tekrarlanmalı, vücut nemli bırakılmamalıdır.

4- Ayak ve Kasık mantar enfeksiyonları:

    Ayak mantarları:

Ayaklarda gözlenen mantar enfeksiyonları başlıca dört tiptir;

 1-Veziküler tip

 2-İnterdigital (parmakarası) tip

 3-Hiperkeratozik tip (mokasen) 

En çok yetişkin erkeklerde görülen tinea pedis en sık karşılaşılan dermatolojik hastalıktır. Halk arasında Celalettin muhtar adıyla da bilinmektedir.  En sık etkenler Trichophyton rubrum, Trichophyton mentagrophytes ve E. Floccosum’dur. Ayak terlemesi, arteriyal ve venöz dolaşım bozukluğu, ayakların nemli bırakılması, diabet hastalığı ve yaşlılık ayak mantar enfeksiyonlarını  kolaylaştırır. Klinik olarak ayakparmakaralarında çatlaklar, sulantılı lezyonlar, ayakaltlarında kızarıklık ve içi su dolu kabarcıklar, bazende kuruluk ve pullanma şeklinde görülür. Hastalar kaşıntı ve ayak kokusundan rahatsız olurlar. Havuzlar, spor salonu, sauna gibi toplu yaşam alanları, manikür, pedikür gibi işlemler ve aile bireylerinde varolan mantar enfeksiyonları yayılımda önemlidir. Tanı ayak derisinden alınan kazıtının KOH ile muamele edilip, mikroskop altında direkt incelenmesi ve Saboroud agar besiyerine ekilmesi yani kültür ile konur.  Tedavide topikal antifungal ilaçlar 6-8 hafta süre ile kullanılmalıdır. Bazen tedaviye oral antifungaller 3-4 hafta süre ile eklenebilmektedir (özellikle hiperkeratozik ve veziküler tip mantarlarda). Ayak mantarı olan hastaların bulaştırıcılık yönünden dikkatli olmaları enfeksiyondan korunma açısından önemlidir.

 Kasık mantarı:

Tinea inguinalis, uyluk ve kasık bölgesinde ortaya çıkan bir mantar enfeksiyonudur. Sıklıkla erkeklerde ve adölesan çağında çocuklarda genelde ayak mantarı ile birlikte görülür. En yaygın etkenler Trichophyton rubrum ve Epidermophyton . floccosum’dur. Genelde yakın temas, havlu, yatak ve el-ayak mantarı olan kişiler bulaşta önemlidir. Mantar enfeksiyonlarında kişinin vücut direnci yayılımı önler. Kasık mantarlarında obezite ve diabet risk faktörünü oluşturur. Erkeklerde daha yaygındır. Kasıklarda, iki taraflı kızarıklığın kenarlarda daha belirgin olduğu, üzerinde pullanma ve bazen içi su dolu kabarcıkların izlendiği lezyonlarla karekterize bir tablodur. Tanı ve tedavi ayak mantarları ile aynıdır.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)