Yeme Bozuklukları
Yazar Ozan Pazvantoğlu • Psikolog • 9 Aralık 2017 • Yorumlar:
Yeme bozuklukları, yeme davranışının belirgin şekilde normal sınırlar dışına çıktığı bir grup hastalıktır.
En bilinen yeme bozukluğu türleri anoreksiyanervoza ve bulimianervozadır.
AnoreksiyaNervoza:
Anoreksiyanervozadaki temel sorun hastanın beden algısındaki bozukluktur. Yani hasta, aslında öyle
olmadığı halde kilolu olduğunu, zayıflaması gerektiğini düşünür. Ancak bu sıradan bir zayıflama isteği
değildir, sağlıklılık sınırlarının belirgin olarak altında bir kiloda olma arzulanır. Hatta bu sağlıksız kiloya
ulaşıldığında hastalar durumlarından çok memnundur, iyi, güzel göründüklerini, sağlıklı olduklarını
düşünürler. Görünümleriyle ilgili algıları bozuktur. Örneğin ortalama boya (160-165 cm) ve 45-50 kg a
sahip erişkin bir kadın, 35-40 kg a, hatta daha altına düşmek ister, bu kiloya düştüğünde de tekrar kilo
almayı istemez ve bu kiloda kalmak için çabalar. Yakınlarının ve özellikle de hekimlerin aksi yöndeki
telkinlerine rağmen durumundan ve görünümünden memnundur. Bu hastalar tedavi çabalarına genellikle
pek sıcak bakmazlar.
Buna karşın vücut ağırlığı yaş ve boya göre kabul edilebilir sınırların altına düştüğünde beden sağlığı
bozulmaya başlar. Bu nedenle anoreksiyanervoza tedavi edilemediği takdirde ruhsal hastalıklar
içerisinde ciddi ölüm riski olan birkaç durumdan biridir. Bu hastalığın başladığı kişiler öncelikle günlük
yeme miktarlarını çok azaltırlar. Kilo aldırıcı besinlerden özellikle uzak durmaya başlarlar. Yeme tutumları
değişir, lokmalarını çok küçük parçalara bölerek ve oyalanarak, uzun zamanda yerler. Fiziklerinin nasıl
göründüğü ile ilgili çok fazla düşünmeye, ilgilenmeye başlarlar. Kilo almamak için az ve seçici
yemelerinin yanı sıra kilo vermek içinde çaba gösterirler. Aşırı egzersiz yapabilirler, diüretik (idrar
söktürücü) ve laksatif (ishal yapıcı) ilaçlar kullanabilirler ve kusma davranışı geliştirebilirler. Tüm bunlar
hastaların beden sağlıklarını ciddi şekilde tehdit edici uygulamalardır.
Anoreksiya nevroza, eğer vücut ağırlığı çok düşmüşse mutlaka hastanede yatarak tedavi edilmelidir.
Hastanın öncelikle beden sağlığı ele alınmalı, riskler azaltılmalı ve tedavi edilmelidir. Daha sonra ruhsal
tedavi planlanmalıdır. Bu bozukluğun asıl tedavisi psikoterapidir. Ancak bu kapsamlı ve komplike bir
yaklaşımda olmalıdır. Diyetisyen desteği alınmalı, hasta yakınlarından da nitelikli destek alınmalıdır.
Psikoterapide bireysel psikodinamik yönelimli psikoterapi ve bilişsel davranışçı terapi kullanılabilir. Aile ile
ayrıntılı görüşülmeli ve aile hastalık ve hastaya karşı tutum konusunda mutlaka eğitilmelidir. Ek olarak
ilaç tedavisinden de faydalanılır.
BulimiaNervoza:
Bulimianervozadaki temel sorun tekrarlayan aşırı yeme atakları ve kusma davranışıdır. Bu hastalar da
anoreksiyanervoza hastaları gibi kilo almak istemezler, ama beden algıları onlar kadar bozuk değildir ve
sıklıkla hafif kilolu ya da normal kilodadırlar. Bulimik bireyler, normal bir insanın bir seferde
yiyebileceğinden çok daha fazla miktarlarda yemek ya da abur cubur yerler, buna engel olamazlar.
Yerken sıklıkla bundan keyif alırlar, ama hemen ardından yoğun pişmanlık ve üzüntü duyarlar ve
kendilerini kustururlar. Kilo alma kaygıları vardır, bu nedenle telafi davranışları (aşırı egzersiz, idrar
söktürücü ve ishal yapıcı ilaç kullanımı vd.) yaparlar.
Tedavilerinde psikoterapide esastır ve bireysel psikodinamik yönelimli psikoterapi ve bilişsel davranışçı
terapi uygulanır. Ayrıca ilaç tedavisinden de faydalanılır.