Yeni Gelinler
Yazar Seliyha Dolaşır Elbeyoğlu • Psikolog • 27 Haziran 2017 • Yorumlar:
ESKİDENDE YENİ GELİNLER BÖYLEMİYDİ? SOSYAL MEDYA YÜZÜNDEN Mİ BU HALE GELDİK?
Sanıyorum eskiden günümüze bakıldığında oluşan en büyük fark, bu ihtiyaçlara gereksinimi hissetme düzeylerimizde (özellikle sevgi/ait olma ve saygı alanı) ki abartılı artış ile bu ihtiyaçları karşılama yollarının giderilme kanallarının gelişen teknoloji ile değişmesi, artması ve sunileşmesidir. Gelişen internet imkanları ve hızla yaygınlaşan sosyal medya araçları insanların kitlelere ulaşma ve kitlelerden haber alma kaynaklarını artırmaktadır. Bu da ihtiyaçlarımızın giderilmesinde bize farklı ve çeşitli imkanlar sunmak için oldukça önemli bir faktör gibi durmaktadır. Gün geçmiyor ki her yeni gün hayatımıza yeni bir kavram, yeni bir trend, yeni bir terim girmesin.
Eskiden de ihtiyaçlar çok farklı olsaydı atalarımızdan günümüze gelen gelin-kaynana çatışmaları, insanların kendi maddi varlıklarını göstermeye düşkünlüklerini anlatan deyimler olmazdı. Benim en iyi bildiğim hikayelerden biri, gelin ve görümce arasında geçen ev kapısında yatan köpek örneğidir. “Gelin kocasının ona yeni aldığı yüzüğü gösterebilmek için “ellerini kullanarak kapısının önüne yatmış köpekten bahseder”, görümce ise buna karşılık kolundaki altın bilezikleri sallayarak “hoş hoş” diyemedin mi der. Bugün gelinen durum ise çok farklı değil… Sadece kanallarımız değişti, çeşitlendi ve çoğaldı. Ve bu hikayeler internetin gücüyle herkese canlı canlı aktarılmaya ve duyurulmaya sebep oldu. Doğal bir sonuç olarak da doyum sunileşti.
BU NEYİN GÖSTERGESİDİR?
Doğal hiyerarşik ihtiyaçlar listesi insan ruhunun derinleşmesi ve psikolojik anlamda sağlamlığı için aynı düzey ve sıralamada olsa da, gelinen teknolojik imkanlar ve bu imkanlara erişim kolaylığı ile bazı insanların özellikle sevgi/ait olma ve saygı alanlarındaki açlıklarını bu kanallarla doyurma sıklığında ciddi bir artış oldu. O insanları da buna iten yine derindeki aynı ihtiyaçlar… Özellikle yeni kurulan ailelerde yeni rollerle birlikte başlayan bu rollere uyum ve gelinen ailelerin içinde yer edinme kaygısı evliliğin ilk yıllarında hepimizin üzerine düşen baş edilmesi gereken konulardır. Yeni kurulan ailelerde özellikle gelin ve erkeğin aile üyeleri arasında; saygı görme, itibar kazanma, değer görme ihtiyaçları karşılıklı olarak yüksektir ve ilk yıllar çoğu ailede bu dengenin oturtulması ile geçer. Eğer burada ciddi bir dengesizlik varsa, sağlıklı ve sınırları net ilişkiler oturtulamamışsa, erkek kendi ailesi ile yeni kurduğu ailesi arasında iyi bir duruş sergileyemiyorsa, özellikle gelin ve kayınvalide arasında bazen açık bazen yarı açık rekabet, kendini olduğundan fazla gösterme ihtiyacı hisseder. Bazen olduğundan daha iyiymiş gibi kendi ilişkilerini sunma ihtiyaçları da gündeme gelebilir. Ama iki taraf için de verilmeye çalışılan mesaj hep aynıdır; ne kadar değerli, sevilir ve sayılır biriyim.
Sevgi/ait olma ve saygı hem çok kuvvetli ihtiyaçlardır hem de aslında gerçek anlamda bakıldığında tatmini için çokta komplike olmayan şeylerle giderilebilir. Ama işte gerçek anlamda sorunlar ihtiyaçlar masaya yatırılıp sahici adımlar atılamadığında da ihtiyaç giderek artar ve bugün ki tablo ortaya çıkar. Kafası karışan kişiler suni doyum kanallarını kullanırlar. Bu sebeple de herkes kendi entellektüel düzeyinde ve kendi ihtiyaçlarına yönelik bu araçları kullanarak nasiplenmektedir. Hal böyle olunca, karşımıza da çeşit çeşit renk renk kaba tabirle bazen görgüsüzlük bazen de estetik içeren bir sürü resim, paylaşım çıkmaktadır. Gerçek duyguları ve ihtiyaçları talep etmeyi öğrenemezsek sosyal medya üzerinden laf sokucu mesajlar, kızım sana söylüyorum gelinim sen anla diyalogları, annesi ve eşi arasında bazen gereksiz poh pohlanıp, bazen bir oraya bir bu tarafa itilen kocaların hikayeleri ve resimleri, bunları takip eden insanları görmeye devam edeceğiz.
Hayranlık uyandırma, kendini gösterme, onaylanma ihtiyaçlarındaki abartılı artış ile tezat gibi görünse de aynı alanının suni doyum karşılığı abartılı özsaygı, kendini beğenme, narsisizm bu döneme özgü ciddi problemler halini almıştır. Altında yatan en önemli unsur ise psikolojik anlamda hissedilen yetersizlik ve kusurluluk algısı, hayata karşı anlamlı hedefler oluşturamama, tatmin olma sınırının artık günümüzde ucunun açık olmasıdır.Hep daha fazlası artık var! Çağımızın bu tuzağına düşmüş, sadeleşemeyen, özüne dönemeyen, duygularının farkında olmayan, hakiki doyum kanallarını bulamayan çoğu insan bu bataklığın içinde her gün yeni bir deneme ile debelenip durmakta.
BUNUN SONU NEREYE GİDİYOR? ÇARESİ VAR MI?
Gelinen noktada son yok sanırım. Her gün yeni bir kavram ve trend çıkıyor. Biz kişisel olarak kendimize dönüp ihtiyacımızı fark edip onu hakiki anlamda giderecek yerler bulmadıkça ve kendimize bir dur demedikçe ucu hep açıktır.
Doğru olan tüm bu imkanlardan geri durmak değil, hiç takdir edilmeyi istememek, saygı beklememek ya da kayınvalideyi/ gelini red etmek değildir. İhtiyaçların abartılması, doyum noktasındaki abartı ve bu doyumu sağlarken ruhumuzun hiçte ihtiyacı olmadığı kanallarda takılıp kalmak. Esas sağlıksız olan budur. Yoksa kitle ulaşım araçlarıyla haber almak, haberdar olmak, hayatımızdan kesitler sunmak normal düzeyde yani “olsa da olur olmasa da olur noktasında” bu kanalları kullanmakta bir sakınca yoktur. Ama bunu yaparken kanlı canlı ilişkilerinin peşini bırakmayıp, olumsuz duygularımızı fark etmeyi öğrenmek zorundayız. Doğal duygusal tepkilerimizi fark etmeye çalışmaktan, neye ihtiyacım var diye kendimize sormaktan geri durmamalıyız. Emin Olun bunun cevabı daha çok like, kayınvalidemi alt ettim ya da o geline gününü ne güzel gösterdim olmayacaktır.
Sağlıklı bir ruh halinin ve insanın kendinden memnuniyetinin en önemli belirleyicilerinden biri “hayatı anlamı yaşamanızı sağlayacak amaçlara ve her an temas edebildiğiniz sevilir hissettiğiniz ilişkilere” sahip olmanızdır. Kalıcı mutluluğun ve kendinden/ hayatınızdan memnuniyetin sahip olamadıklarınızla değil sahip olduklarınıza sahip çıkarak onları besleyip geliştirerek elde edeceğinizi unutmayın. Yeni kurduğunuz evliliğinizde “iyi bir gelin, iyi bir eş “ olarak algılanmak istemeniz, yer edinmek ve saygı görmek istemeniz gayet normaldir.Kayınvalidenizle/gelininizle hayalinizdeki ilişkiyi henüz oturtamamış ve kendinizi “istenmeyen” algılıyor olabilirsiniz. Yapmanız gereken sizi rahatsız eden durum ve kişilerin davranışlarını belirleyip, problem odaklı değil, yapıcı bir şekilde rahatsızlık duyduğunuz konuları açıkça karşılıklı konuşarak ifade etmek, ihtiyaç duyduğunuz şeyi karşıdan talep etmek, zamanında olmuş bitmiş hala önünüze gelmeyen konuları unutmak yani sağlıklı ama sınırları net ilişki kurabilmek için adımlar atmaktır. Sosyal Medya aracılığı ile geline/kayınvalideye indirekt yollarla haber göndermeyi bir tarafa bırakıp, pasif agresif (çeşitli bahanelerle ilişkiye ket vurma gibi) davranmaktan vazgeçerek, show üzerinden değil çözüm odaklı yaşamayı öğrenmeye çalışmalıyız.
Us Psikiyatri Enstitüsü’nden Uzman Psikolog Seliyha Dolaşır Elbeyoğlu