Yüksek İşlevli Depresyon Nedir?

Yazar Sinem Özdener • 17 Mayıs 2024 • Yorumlar:

Depresyon tanısı almış bir kişi, yaşadığı yoğun duygusal durumdan dolayı günlük hayatın sorumluluklarını yerine getirmemeye, davranışsal olarak kendini sabote etmeye meyillidir.

Son zamanlarda konuşulan “yüksek işlevli depresyon” nedir? Yüksek işlevli depresyon, tanınmış bir tanı yada klinik bozukluk olmamakla birlikte, kişinin dışarıdan bakıldığında işlevlerini yerine getirmesi, ancak depresyon belirtilerini iç dünyasında yaşıyor olması anlamına gelir.

Yüksek işlevli depresyonun 7 belirtisi

Yüksek işlevli depresyonun en belirgin özelliği kişinin dışarıya karşı bir maske takması ve  içinde hissettiği depresif belirtilerin işlevini bozmaya izin vermemesidir. Kişi, dışarıdan  bakıldığında gündelik hayattaki sorumluluklarını yerine getirir ancak içinde boşluk ve  uyuşukluk duygusu hakimdir. 

Kişi sürekli bir yorgunluk hisseder. Düşük enerjiyle mücadele zaman zaman kişiyi  umutsuzluk hissine, ve bu durumdan hiç kurtulamayacakmış gibi bir düşünceye  sokmaya teşvik edebilir. 

Bu duyguların yanı sıra kişi kendini uyuşturan aktivitelere daha çok vakit ayırır.  Bunlardan bazıları sosyal medyada çok uzun süre gezinmek, sürekli hazır yemek yemek  ve saatlerce video oyunları oynamaktır. Kişi bu aktivitelere çok uzun süre vakit ayırarak  aslında içindeki boşluk duygusunu uyuşturmaya ve ondan kaçmaya çalışır. 

Normalde kişinin üstünde o kadar büyük bir etkisi olmayacak bir olayın büyük bir  tetikleyici olabilmesi de belirtilerden bir tanesidir. Günlük hayatta ortaya çıkan olumsuz  olaylar kişinin yetersizlik inancını pekiştirme potansiyeli taşır ve bu inancı tetikler. Bu  inancın tetiklenmesiyle en küçük olaylar bile bunaltıcı hissettirebilir. 

Bu duygu durumu aynı zamanda kişinin kendini eleştirmesine ve dikkati çok fazla  kendine yöneltmesine sebep olur. Kişi zamanla kendinin en büyük eleştirmeni haline  gelir. Başka bir deyişle kendine çok yüklenir. En ufak bir hata bile kişiye başarısızlık hissi  verir. 

Bir başka belirti ise kişinin eskiden keyif aldığı aktivitelerden artık zevk almıyor oluşudur.  Hepimiz zaman zaman günlük hayatımızda bize keyif veren küçük zevklere vakit ayırırız.  Ancak bu durumda kişi keyif aldığı bir durum oluşturmakta zorlanır ve hayatını eskisi  kadar renklendirmediğini hisseder. 

Bu durumun getirdiği bir etken ve bir başka belirti kişinin kendini sosyal açıdan izole  etmesidir. Eskisi gibi zevk alınmaması ve umutsuzluğa kapılma duygusu kişiyi  denemekten vaz geçirme potansiyeline sahiptir. Kişi zamanla kendini ail eve  arkadaşlarından soyutlar ve kendi kendine kalmak ister. Bu durumda çoğunlukla dış  çevreden fark edilir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)