YÜZ DOLGUSU İLE GENÇLEŞMEK MÜMKÜN MÜ?
Yazar Ozan Bitik • Plastik Rekonstrüktif Ve Estetik Cerrahi Uzmanı • 12 Ocak 2018 • Yorumlar:
Yüzümüz yaşlanırken ciddi miktarda hacim kaybediyor. Yaşlanan yüzdeki hacim kaybı yüzün tüm bölgelerinde, çok yavaş ve çok muntazam bir biçimde gerçekleşiyor. Bu değişim öyle yavaş ve sessiz ki; her sabah baktığınız aynada gözünüzden kaçabilir ama 15 sene önceki fotoğraflara baktığınızda bugün ile aradaki hacim farkını anında görürsünüz.
Yaşlanan yüze yaklaşım stratejilerinden birisi bu işte bu hacim kaybını yerine koymak.
Peki hacim takviyesinde dolgu maddelerinin yeri nedir?
Toplumda “dolgu” olarak bilinen hazır hyalüronik asit preperatları ve benzerlerindeki temel sorun etki-maliyet oranı.
Tipik olarak 45 yaşına gelmiş bir kadının yüzündeki takviye edilmesi gereken hacim kaybı minimum 10-20 cc civarında ve 55 yaşında bu miktar 30-50 cc düzeyine çıkıyor.
Üretici firmaların kendi web platformlarında lanse ettikleri hasta örneklerine baktığınızda, gözle görülür bir fark elde edebilmek için hasta başına kullandıkları miktarlar 4-8 cc arasında değişiyor.
Miktarı azalttığınızda ise bu sefer de kişi aynada yaptırdığı uygulamaya bağlı değişimleri göremez hale geliyor.
Yüksek hacimli dolgu uygulamalarında dolguyu dokunun içerisine pürüzsüz biçimde dağıtabilmek çok önemli. Dolgu maddesi öyle iyi dağıtılmalı ki yüzün bir bölümü diğer bölgelerden daha hacimli görünmemeli. Yapay sonuçların önüne geçebilmenin en önemli kuralı işte dolguyu dokuya iyi dağıtabilme meselesi.
Peki nasıl dağıtıyoruz? Tek bir iğnede yüksek hacim vermek yerine aynı hacmi pek çok iğne geçişine dağıtarak. Bu pek çok iğne geçişi de artmış ödem ve morluk demek. Yani işlem hiç öyle öğlen arasında gel sonra işe git gibi değil.
Yüz gençleştirme amacıyla dolgu uygulayacağım hastalarıma mutlaka 3-4 günlük bir iyileşme dönemine ihtiyaçları olacağını ve bu sürenin sonunda da 3-4 günlük bir makyaj ile kamuflaj evresine ihtiyaç duyacaklarını söylüyorum. İşlemin 14.gününde rötuş için yeniden bir kontrol muayenemiz oluyor.
Çok önemli bir nokta; sadece dolgu uygulaması yapılacak olan hastaların yüzünde yerçekimine bağlı değişimlerin henüz oluşmamış olması gerekliliği. Yüz sarkmamış olacak. Zira sarkmayı doldurarak düzeltemezsiniz.
Bir diğer önemli nokta da uygulama sonrası çok belirgin bir değişim olmayacağının aday hastalar tarafından bilinmesidir. Eğer dolgu uygulamalarından sonra çevrenizdeki herkes ilk bakışta yüzünüzdeki değişimi fark ediyorsa bu uygulamada doğallık limitinin aşıldığını gösterir. İdeal şartlarda siz standardize fotoğraflarda işlem öncesi ve sonrası arasındaki hafif farkları görebilmelisiniz, yakınlarınız sizde değişik bir şeyler olduğunu hissedebilmeli ancak ne olduğunu tam olarak anlayamamalı veya dillendirememeliler.
Özetle yüzünüzde yerçekimine bağlı değişimler henüz oluşmadıysa, yüksek hacimlerin getirdiği maliyet ve yıllık tekrarlar bütçenize uygun ise, 3-4 gün süren hafif morluklara razıysanız ve de uygulamanın yaratacağı minimal değişimler, nüans farklılıkları sizin hedeflerinizle örtüşüyorsa gençleşme amaçlı dolgu uygulamaları için iyi bir aday olabilirsiniz.