Zamanı Neden Planlayamıyoruz?

Yazar İhsan YeğenoğluPsikolog • 16 Nisan 2018 • Yorumlar:

Sosyal canlılar olmamız nedeniyle sorumluluklarımıza ayıracağımız zamanın yanında yakınlarımıza, arkadaşlarımıza da zaman ayırmak ve hoşlandığımız işleri yapmak, hobilerimizle ilgilenmek gibi gereksinimlerimiz de vardır. Ancak bu sorumlulukları yerine getirmek ya da sosyal ihtiyaçları karşılamak için zaman bulamadığından şikayet eden pek çok kişiyle karşılaşırız. Öte yandan pek çok kez çocuklarımızın, eşlerimizin, arkadaşlarımızın işlerini zamanında yetiştirememelerinden, söz verdikleri halde bekletmelerinden ve randevularına geç kalmalarından şikâyet eder dururuz. Bu şikâyetlere karşılık, işini yetiştiremeyen, karşıdakini bekleten ve randevusuna geç kalan bu kişilerin ise bunlara mazeret olarak sundukları mutlaka bir sorun vardır. Bu sorun kimi zaman trafik kimi zaman işlerin uzaması kimi zaman ise son anda yüklenen sorumluluklardır. Ancak zaman zaman olabilecek istisnalar dışında yapılacak olan işin, gidilecek olan yolun ne kadar zaman alacağı önceden kestirilebilir ve aslında hepimizin, yapmak istediğimiz işler için (elbette kabul edilebilir düzeyde) yeterli zamanı vardır. Peki, neden bir türlü işler yetiştirilemez ya da geç kalınır? Bu sorunun yanıtı “sunulan mazeretler” değil "zamanın yeterince planlanmaması" olacaktır. Zamanı doğru biçimde planlamayı öğrenmek, yaşamda sorumlulukların yanında ihtiyaçlarla da ilgilenebilmek ve stresten mümkün olduğunca uzak yaşayabilmek için gerekli bir adımdır.

Amaçlarımızı, sorumluluklarımızı, kişisel ilgilerimizi ve sosyal yaşamımızın içerdiği etkinlikleri bir arada yürütebilecek bir biçimde organize edebilme becerisi “zaman planlaması” olarak adlandırılır. Bu beceri pek çok avantaj sağlamaktadır. Düzenli bir yaşam, başarı hissi, gereksiz yorgunluktan kaçınma, unutma, geç kalma durumlarının önüne geçilmesi, suçluluk duygusunun önlenmesi, hayatı kontrol duygusu ve belirsizliklerin oluşturduğu stresi ortadan kaldırma gibi pek çok avantajından söz edilebilir.

Hepimiz, özellikle de belirli dönemlerde zamanımızı planlama konusunda çaba göstermişizdir. Ancak kimimiz için bu çaba çoğu kez boşa gitmiştir. Peki bu neden böyle oluyor? Bizi zamanımızı planlayabilmekten alıkoyan nedenler neler? Herkes için farklı nedenler olabileceğini unutmamak kaydıyla bazı etkenlerin daha yaygın olduğu görülmektedir. Örneğin, mükemmeliyetçilik. Zaman yönetiminde de "mükemmel zaman planlaması” gibi bir hedefe sahip olmak, kısa bir süre sonra hayal kırıklığı yaşamak ve vazgeçmekle aynı anlama gelmektedir. Çünkü esneklikten yoksun ya da kişisel ihtiyaçlara yer vermeyen bir plan, uyulması herkes için zor hatta mümkün olmayan bir plandır. Zamanı planlama karşısındaki önemli engellerden bir diğeri ise erteleme davranışıdır. Erteleme zaman planlamasını yapmak konusunda kendini göstereceği gibi yapılan planlamaya ayak uydurmak konusunda da bozucu bir rol üstlenmektedir. Ertelemenin ve yarattığı sonuçların günlük hayatımızda pek çok örneğine rastlayabiliriz; faizle sonuçlanan ertelenmiş ödemeler, düşük notlarla sonuçlanan ertelenmiş ödevler, kişilerarası kırgınlıklarla sonuçlanan ertelenmiş ziyaret ve telefonlar, ilerlemiş sağlık sorunlarıyla sonuçlanan ertelenmiş sağlıklı beslenme, spor ve diğer sağlık davranışları… Görüldüğü gibi erteleme davranışı, bizi büyük sıkıntıya sokan ve bizde yaşamımızın kontrolümüzden çıktığı duygusunu uyandıran zararlı bir alışkanlıktır. Öte yandan kendine aşırı güvenmek ya da kendine güvensizlik de zamanı planlama becerisinin gelişmesinde engel teşkil etmektedir. Kendine güvenmek iyi ve yararlı bir özellik olmakla birlikte fazlası “boş vermelere”, eksikliği ise “cesaretsizliğe” ve “hiç denememeye” yol açmaktadır. Son olarak zaman planlamamızın yolunda gidebilmesi için ihtiyaç duyacağımız bir başka beceri daha var. Planlamamızda yer vermediğimiz konuların ve oluşabilecek aksaklıkların önüne geçmemizi sağlayacak olan “hayır diyebilme” maharetimiz önemli görünmektedir. Çevremizden gelen taleplere gerektiğinde "hayır" diyemiyorsak, birçok işimiz bu yüzden aksamaya mahkûm diyebiliriz.

Şüphesiz daha pek çok etken zamanın doğru planlanmasının önünde engel teşkil ediyor olabilir. Burada bahsedilenlerin ve bireysel olarak keşfedilecek olan başka etkenlerin saptanması ve önlem alınması zamanın planlanması ve yapılan planlamaların sürekliliği ve işleyişi açısından son derece yararlı olacaktır. Unutmayalım “zamanlarını en kötü şekilde kullananlar, en çok, zamanın kısalığından şikâyet ederler” (La Bruyere).

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)