Zihninizi Kemiren Düşünceler
Yazar Tuba Güngör Aslan • Psikolog • 30 Ekim 2018 • Yorumlar:
Çoğumuz zaman zaman ocağı ya da sokak kapısını kapatıp kapatmadığımızdan emin olamayız ya da kapattığımızı bildiğimiz halde gözümüzle görüp durumun doğruluğunu teyit etmek isteriz. Bazı insanlar temizlik konusunda aşırı titizdirler. Dua ederken aynı şeyi tekrarlamadan rahat edemeyen ve bu yüzden duanın sonunu bir türlü getiremeyen insanlar da vardır.
Bazı insanlarda bu durum o kadar artar ki hayatları dayanılmaz bir duruma gelebilir.Bu tekrar ve takıntılar, kişinin kendisine hiç uymayan bir düşüncenin aklına sürekli gelmesiyle oluşur. Örneğin oğluna çok düşkün bir annenin oğlunu öldürme düşüncesinin hiç aklından çıkmaması, aile bireylerine karşı duyulan cinsel dürtü ve istekler bu duruma örnek gösterilebilir.
Bu evham ve takıntılar kişinin en hassas olduğu konuyla ilgili kendisine en ters gelebilecek şeylerdir. Çok temiz bir insan, her şeyi pis hissettiğinden sürekli temizlik yapar ve bu hayatını çekilmez bir hale getirir. Oğluna çok düşkün olan anne oğluna zarar verme korkusuyla bıçak, makas ve hatta tırnak makasına dahi dokunamaz.’’cinsel olarak bir zarar veririm’’ düşüncesiyle ailedeki çocuklar ve karşı cinsle aynı ortamda bulunmayanlar da vardır. Bazı insanlar ‘’gün gelir arabam olursa lastikleri patladığında değiştiririm’’diyerek araba lastiği alıp bir kenara koyalar.
Tüm bu anlatılanlar belki çoğunuza komik gelebilir. Aslında bu dertten muzdarip olanlardan da bir farkınız yok. Onlarda sizin gibi düşünüyorlar.Komik ve abartılı buluyorlar tüm yaptıklarını. Buna rağmen kendilerine oldukça sıkıntı veren bu düşüncelerin zihinlerini kemirmesine engel olamıyorlar. Bu insanlar içlerindeki sıkıntıyı bir nebze olsun azaltabilmek için yaptıkları davranışlar yüzünden çevreleri tarafından tepki görüyorlar. Örneğin, aşırı temizlik yapan bir kadının su ve deterjan harcamaları yüzünden eşiyle büyük kavgalar yaşaması v.b.
Böyle bir derdi olan insanlar genelde kendilerini gizlerler ya da duruma dair mantıklı açıklamalar yaparak yaptıklarını ört bas ederler. Bu saçma sapan düşünceleri yüzünden kınanacaklarından deli damgası yiyeceklerinden korkarlar. Çok dindar kişiler dine ve peygambere karşı küfür ve inkar düşünceleri yüzünden büyük bir suçluluk duygusu içindedirler. Ayrıca bu insanların çoğu abdestinin ve namazın tam olmadığı düşüncesiyle abdest ve namazını sürekli tekrarlar ve bu durum onları ibadet etmekten hatta dinden uzaklaştırabilir.
Peki Nedir Bu Evham?
Obsesif kompulsif bozukluk adını verdiğimiz bu hastalığın en temel özelliği kişide yoğun sıkıntı ve zaman kaybına neden olan obsesyon ve kompülsyonlardır. İstenmeyen, sıkıntıya neden olduğu halde zihni sürekli meşgul eden yada tekrarlayıcı bir şekilde akla gelen düşünceler, dürtüler obsesyon adını alır. Obsesyon halk arasında kullanılan vesvese nin karşılığıdır. Obsesyonun bir sonucu olarak obsesyonun verdiği sıkıntıyı azaltmak amacıyla ya da bireyin katı kurallarına rağmen yapmaktan kendini alamadığı tekrarlayıcı davranışlara kompulsiyon denir.
Takıntı cinsi teşhisi koymak adına önemli değildir. Ne tür takıntısı olursa olsun kişi obsesif kompulsif bozukluk tanısı alır. Hasta genelde obsesyonları tetikleyecek durumlardan kaçınır. Örneğin ,kirlilik obsesyonu olan hasta mikrop bulaşır düşüncesiyle hiçbir yere dokunmaz.
OKB genelde 20’li yaşlarda başlar ve kronik bir seyir gösterir. Hastalık doğal seyri içerisinde özellikle stresle beraber şiddetlenebilir. Daha sonra belirtiler bir süre azalabilir.
Hafif vakalarda dahil edildiğinde yaşam boyu rastlanma oranı %5.9’dur. Son yıllarda yapılan araştırmalara göre OKB’nin biyolojik yönü ağır basmaktadır. Beyinin bazı bölgelerinde serotonin ve dopamin salgılamasındaki bozukluk OKB’nin ortaya çıkış nedenidir. Ayrıca bu kişilerin beyinlerinin bazı bölgelerindeki kan akımı ve metabolizmada artışlar görülür. Hastaların birinci dereceden akrabalarında hastalığın %35 oranında görülmesi OKB’nin kalıtımla ilişkisini destekler.
OKB’nin tedavisinde bilişsel ve davranışçı terapi ve ilaç tedavisi kullanılır. İlaçla mı yoksa terapiyle mi tedavi edilmeli sorusuna aranan yanıt doğrultusunda yapılan araştırmalar, en iyi sonucun her ikisinin de birlikte yapıldığında elde edildiğini göstermektedir